İzmir, anayasaya sahip çıktı

Dün İzmir'den, Türkiye'nin konuştuğu ve gelecek on yıllarını belirleyeceği yeni anayasa için önemli bir mesaj verildi.
TOBB ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) moderatörlüğünde düzenlenen toplantıların beşincisinin yapıldığı İzmir, hem en yüksek katılım (750'yi aşkın) hem de yüzde 30'u aşkın kadın katılımcı oranı ile Türkiye rekoru kırdı.
Soğuk kış günlerinin ardından 15 dereceyi geçkin güneşli bir pazar gününde, yüzlerce insanın Türkiye için bu sorumluluğu hissetmesi, fikrini beyan etmek ve yeni anayasada kendisinin de katkısı olması için ailesini, çoluğunu çocuğunu ve tatil gününü bırakıp bir tam gün toplantıya katılması, çok ama çok önemli.
Yani İzmir bir kez daha Türkiye geneline önemli bir mesaj daha verdi. Elini taşın altına koyduğunu ve ilk kez yapılacak bu kadar geniş katılımlı sivil anayasasına sahip çıktığını gösterdi.
Zaten, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da bu durumdan öyle etkilendi ki hem kürsüde iki kez hem de toplantı sonrasında yaptığımız görüşmede tekraren, katılımdan duyduğu memnuniyeti iletti.
Haber sayfalarımızda detayları okuyacağınız için tekrara girmek istemiyorum. Ancak, Hak-İş'ten Memur-Sen'e, Tuskon'dan Kamu-Sen'e, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu'ndan Türkiye Barolar Birliği'ne kadar toplumun 45 milyon insanına hitap eden işçi-işveren ve tüm meslek ve sivil toplum örgütlerinin çatı kuruluşlarının temsili ve görüşleriyle bu toplantıların yapılması, sivil anayasa özlemindeki Türkiye fotoğrafında çok önemli bir gösterge. Ayrıca, Meclis'te grubu bulunan 4 siyasi partinin temsilcilerinden oluşan Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerinin de tam kadro bu toplantılarda bulunması, bu fotoğrafı daha da anlamlı kılıyor. Ve pek tabii, sivil anayasayı çıkaracak milli iradenin temsilcisi TBMM'nin Başkanı olarak deneyimli siyasetçi Cemil Çiçek'in de Anayasa Platformu toplantılarına katılması, bu iradenin daha net göstergesi sayılmalı.
Dünkü katılım ve sözünü ettiğim bu fotoğrafla, İzmir ile bir kez daha gurur duydum.
Milletin temsilcisi Meclis'te grubu bulunan partilerden oluşan Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun mutabık kaldığı 5 maddeye en gür destek İzmir'den gelmiştir.
İlk kurşunun atıldığı, düşmanın denize döküldüğü, destanların yazıldığı İzmir, onlarca yıldır özlemi çekilen ilk sivil anayasaya sahip çıkmıştır. Yumrukların sıkıldığı değil, ellerin tokalaştığı, birbirini anlamak üzerine kurgulu, en geniş katılımlı bir toplumsal sözleşmenin yapılması da ancak böyle sağlanabilir...

Kadın kotasına destek geldi
Toplantı arasında bir minik yemek arası verildi. Ankara'dan gelen heyetle, Adabey'indeki muhteşem yemek sırasında hem TOBB Başkanı hem de Meclis Başkanı'ndan aldığım bir sözü sizinle paylaşmak istiyorum.
İTO Meclis'i geçen hafta çok anlamlı bir kararı oybirliği ile aldı. Her meslek komitesinde (87 tane var) bir kadın üye olması kararını aldı ve bu kararı, TOBB ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na tavsiye edecekti.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, alınan karardan çok memnun, ancak TOBB olarak böyle bir bağlayıcı karar alamayacaklarını, çünkü kişilerin değil, şirketlerin aday olduğunu hatırlattı ama Temmuz'da yürürlüğe girecek yeni Türk Ticaret Kanunu'na böyle bir maddenin eklenmesi yönünde bakanlığa görüş bildirebileceklerini söyledi. Sözkonusu yasa değişikliğini yapacak Meclis'in Başkanı olarak Cemil Çiçek'e de, destek verip vermeyeceğini sordum.
Zaten, kadınlarla ilgili her tür pozitif ayrımcılığın içinde olduklarını hatırlatıp, memnuniyetle bu değişiklik için gruplarla görüşebileceğini söyledi. En yetkili iki isimden sözü aldım, kayıtlara geçirdim.
Sözlerin yerine gelip gelmeyeceğini takip ve ısrar bundan sonra bütün işkadınları ve işadamlarıyla bizim görevimiz. Var mısınız?

Ekol olmak...
İtiraf edeyim, ben bir hikayesi olan başarılardan çok ama çok etkileniyorum. Hele ki; bu hikayeler sıfırdan başlamış ve zirveye gelmiş kişi ve kurumları kapsıyorsa hayranlığım daha da artıyor.
Buna bir ekleme daha yapmadan geçemeyeceğim, bu başarı hikayesi ailenin tüm fertleri tarafından yazılmışsa, işte o zaman önünde saygıyla eğilirim.
Geçen hafta Yeni Asır ekibi olarak Ekol Kulak Burun Boğaz Hastanesi'nin sahibi Dr. Mehmet Baz ile ortağı ve İşletme Müdürü eşi Figen Baz ve Genel Müdür Yardımcısı oğulları Sami Baz'ın konuğu olarak dinlediğim bu başarı öyküsü, yukarıda anlatmaya çalıştığım başarı hikayesinin en güzel örneklerinden.
Birbirine inanan ve güvenen karı -kocanın, imkanlarını ve yeteneklerini doğru konumlandırarak çıktıkları yola önce büyük oğulları eklendi, şimdi sıra ailenin küçük oğlunda. Risk alarak ama doğru hamlelerle bugün sadece Ege'nin değil Türkiye'nin ve hatta Avrupa'nın en büyük Kulak Burun Boğaz İhtisas Hastanesi'ni yaptılar.
Bununla da yetinmediler, milyonlarca liralık, tüm dalların olacağı yeni bir hastane yapmaya hazırlanıyorlar. Bin kişiye ulaşacak istihdamda, dallarında uzman hekimlerle dosdoğru ilerliyorlar.
Bu güzel ailenin ve başarı hikayesinin esas kadını Figen Hanım, emeği ve sevgisinin yanında uğuruna inandığı filleri ve kelebekleri, bu hikayenin erkeklerinin üzerinden hiç eksik etmiyor. Alanınızda boşuna Ekol olmamışsınız. Yolunuz hep açık olsun...