• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ŞEBNEM BURSALI

Yatırım isyanı

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.10.2012, 00:00
Bürokrasinin gerekliliği ve ciddiyetini her zaman her yerde en fazla savunanlardan birisiyim. Amma velakin; bazen de bu gücü; devlet adına kullandığını ileri sürenlerin ne denli ileri gittiğini de en iyi bilenlerdenim. Bu gücün bazen siyasete alet edildiği de oluyor. Dün; Socar Türkiye Başkanı Kenan Yavuz'un "isyan kokan" sözlerini dinleyince, bu isyanda ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördüm. Kenan Bey'i bilen bilir, her zaman uzlaşmacı, işinin ehli ve işini en iyi şekilde yapmak ve hizmet etmekten başka bir gayesi olmayan bir yöneticidir. Kenan Bey'i bile bu noktaya getiren konuyu, daha önce Yeni Asır'dan an be an tüm gelişmeleriyle okumuştunuz. En kısa şekliyle hatırlatayım;
Azerbaycan Devleti'ne ait Socar firmasının Aliağa'daki Petkim tesisleri ve yanındaki alanda kuracağı Star Rafinerisi için belirlenen yatırım miktarı tam 5 milyar dolar idi. 25 Ekim 2011'de Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile Başbakan Erdoğan'ın birlikte temelini attıkları bu dev yatırımın büyüklüğünden ziyade zamanlamasıyla anlamı çok büyüktü. Çünkü; Dünya devi ülkelerin ekonomik krizden bellerinin kırıldığı, iflas bayrağını çektikleri bir dönemde; Azerbaycan gibi bir devlet; tek kalemde dünyada yapılmış en büyük yatırımı Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yapma kararı almıştı. Türkiye ve Türk ekonomisi için bundan güzel referans örneği olabilir miydi?

BELEDİYE DANIŞTAY'A BAŞVURDU
Ama, gel gelelim; böylesine büyük bir yatırımın temelinin atıldığı tarihin ertesi günü; Büyükşehir Belediyesi Danıştay'a başvurdu ve yatırımda imar yetki kargaşası olduğunu iddia etti. Eğer, bu başvuru kabul edilirse; böylesine bir yatırımın akıbetinin ne olacağı da koskoca bir soru işareti olarak ortaya çıktı.
Neyse ki; İTO Başkanı Ekrem Demirtaş ve EBSO Başkanı Ender Yorgancılar devreye girdi de; bir ara yol bulundu; Plan onay yetkisi iki kurumda iken, Socar firması Şehircilik Bakanlığı'nı tercih etmişti; şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne de yapacaktı aynı başvuruyu. Başkan Kocaoğlu da; Danıştay'a yaptığı başvuruyu geri çekti.
Ama; iş bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü bitmedi. Aradan geçen 333 gündür hala Büyükşehir Belediyesi'nden imarla ilgili izinler çıkmadı. Aliağa Belediyesi ve Meclis'indeki uzun sürecin ardından yeniden Büyükşehir'e geldi ve Cuma günü toplanacak Büyükşehir Meclis'inde 1/1000'lik Planların onayının çıkması bekleniyor!
Peki bu arada ne oldu derseniz? İşte sabır taşı gibi Kenan Yavuz hala sabırla izinlerin çıkmasını bekliyor. Kendi beklese iyi; Azerbaycan Devleti, Socar firması ve işi yapacak olan Hollandalı ortakları da bekliyor. Hollandalı firmaya Haziran 2012'de temeli atarız denmiş, sözleşmeye yazılmış. Gel de anlat elin Hollandalısı'na! Neyse ki; hukuk ofisinin ve Socar Türkiye Başkanı Yavuz'un mekik diplomasisi ile firma ikna edilmiş.

MECLİS ARTIK BİTİRMELİ
Büyükşehir Belediye Meclis'inin partili ayrımı yapmaksızın tüm üyelerine sesleniyorum; Şu süreci artık Cuma günü sonlandırın ve 5 milyar dolarlık Türkiye'nin "referans mektubu" gibi yatırım artık başlasın. Adamlar; kendi arazilerinde çivi çakamadı daha. Başkan Kocaoğlu da, bu toplantıya bizzat katılıp, baştan beri desteklediği bu yatırımla ilgili sürecin neden artık sonlandırılması gerektiğini anlatmalı üyelerine. Yapım aşamasında 10 bin kişiye istihdam sağlayacak, 2015 yılında başlaması planlanan (ki; otomatik olarak bir yıl uzadı artık bu süre) üretim aşamasında da 1000 Aliağa'lı gence istihdam yaratılacak. Bilmem hatırlatmama gerek var mı?

Silaha hayır!
Dün, hayatımın en anlamlı mektuplarından birisini aldım. Umut Vakfı Başkanı Nazire Dedeman Çağatay imzalı mektupta; sadece 2012 Ağustos ayına kadarlık 8 aylık süreçte 12 yaşın altında 17 evladımızın bireysel silahlarla vurularak hayatını kaybettiğini, parkta, belediye otobüsünde, evinin balkonunda bu evlatlarımızın vurulduklarını hatırlatıyor Nazire hanım. Biz artık, evimizin önünde, parkta, belediye otobüslerinde evlatlarımızı koruyamayacak duruma geldiysek, bireysel silahlanmadaki denetim eksikliği, cezaların yetersizliği ve bilinçsiz silahlanmada etkisiz kalmamızdandır diyor. Silahlanma konusunda çok büyük bir kültürel dönüşüme ihtiyaç var sözlerine katılmamak mümkün mü peki? Bizler, medya olarak veya ben kendi gazetem Yeni Asır ve Yeni Asır tv için söyleyeyim; üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Bu noktada bir simge gibi gördüğüm gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş'ın da bireysel çabalarını takdir etmek isterim. 2007 yılında 8 milyon ruhsatsız silah varken bugün bu rakamın 17 milyon gibi korkunç bir rakama ulaştığı tahmin ediliyor. Bu konuda, basınıyla, vatandaşıyla, sivil toplum örgütleriyle ve devletin tüm birimleriyle ve siyasetçileriyle hepimize iş düşüyor. Evlatlarımız için buna mecburuz...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA