Şebnem Bursalı

İzmir yine tarih yazdı

Hem kadını hem de erkeğiyle... Siyasi değil en hakiki bir soruna karşı gösterdiği tepkiyi, hem de görsel bir şölene dönüştürerek. Hem de bunu bir erkeğin öncülüğünde, sevgili Hakan Doğanay'ın bıkmadan gösterdiği bir performansla gerçekleştirdi. Ama sonunda yine bir kadın var sebebinde. Elbette onun da bir annesi var ama daha 20 gün önce dünyaya gelen kızı Eva Maya, onun bu duyarlılığını ve inadını açıklıyor. Çünkü, kızına bırakacağı dünyada, kadına karşı şiddetin, kadına yönelik vahşetin olmamasını istiyor. Buna karşı sesini, sesimizi yükseltmemiz ve mutlaka ama mutlaka 'birlik' olmamız gerektiğini biliyor. 14 Şubat'ta 'One Billion Rising' etkinliği çerçevesinde 6 bin 500 kadını Konak meydanında, dünya üzerindeki 190'dan fazla ülkedeki 1 milyar kadınla birlikte dans ettirdi. Dans müziği 'Break The Chain' (Kır Zincirlerini) şarkısının sözleri ne kadar anlamlı: "Sen ve ben birlikte güçlüyüz, sadece bir savaş kaldı. Birleştiğimizde güçlüyüz. Ama kendi üzerimizde zayıfız. Kimse bu halkayı kıramaz."
Neden İzmir tarih yazdı diyorum? Çünkü, ne 15 milyonluk İstanbul, ne de 5 milyonluk Ankara'da toplanamadı bu kadar kişi bir araya. Bölük pörçük alanlarda, toplamda ancak bu sayı bulundu. İnsanların ve kurumların egolarına yenik düştü böylesine anlamlı bir organizasyon. Bir tek İzmir hariç. Ve işte bu yüzden Başbakan'ın da ilgisini çekti bu durum. Bizzat Hakan Doğanay'ı arayıp şahsında tüm İzmirlileri tebrik etti Başbakan Erdoğan. Ve önümüzdeki günlerde çok özel bir buluşma ve yepyeni bir proje olacak. Ne mi? Bir başka yazıda onu da anlatırım...

EXPO sürprizlerine hazır olun

Çok teknik bir konu biliyorum ama EXPO bizim kendi günlük yaşamımıza girmeden, oy verecek muhataplarımıza anlatılabilecek bir konu da değil maalesef. Pazar pazar yine EXPO yazdı demeyin diye bu girişi yaptım. İzlenimlerim, yeni haberlerim olduğu için de yarına saklayamadım. Malum, geçen haftanın dolu dolu 4 günü Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) heyetinin temaslarıyla geçti. Başkanlığını Vali Kıraç'ın yaptığı İzmir'deki çoğu basına kapalı temaslarda üniversitelerden sivil toplum örgütleri ve odalara kadar pek çok sunum yapıldı kendilerine ve neden EXPO 2020 adaylığını istediğimiz ve kazanmamız halinde neler olacağı anlatıldı. Heyet başkanlığını bu sefer Loscartales'in değil Steen Christensen'in yaptığı BIE heyetinin Türkiye ziyaretinin son günü Ankara'ya ayrıldı ve bizzat Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından en kuvvetli adaylık vurgusu yapıldı. Ankara'daki ev sahipliği görevi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından fevkalade yapıldı ve öğlen kendisinin verdiği yemekte, akşam da TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ev sahipliğindeki yemekte, konuk heyeti etkileyen bir ağırlama oldu. Şunu kayıtlara geçirmek isterim ki; TOBB Başkanı 100 kişilik yemekte 75 milyonu temsil eden tüm oda başkanlarını bir araya getirerek, EXPO adaylığının sadece İzmir değil, Türkiye'nin meselesi ve projesi olduğunu vurguladı.
Yukarıdaki iyi niyetli gelişmeler yeterli değil elbette. Ama unutulmasın ki; EXPO her ne kadar aday olan şehirlerle anılsa da, ülkelerin projesidir. Ve İzmir'deki birlik-bütünlük-heves ve hazırlık ifadelerini taçlandıran adım; Ankara'daki hükümet ve devlet nezdindeki sözler olmuştur. Ülkelerin coğrafi ve kültürel yakınlıkları, politik ve ekonomik işbirlikleri bu süreçte en belirleyici kriterler olacaktır. Bizzat Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından devletin tüm birim ve kurumlarının, dış ilişkilerdeki birinci gündem maddesi İzmir'in EXPO 2020 adaylığıdır. Bu sefer rakiplerimiz hem daha fazla hem daha güçlü ama ben geçen seferkinden daha fazla iddiamız ve şansımız olduğunu düşünenlerdenim. Bir kere İzmirli Bakan Binali Yıldırım'ın mesaisinin önemli bölümü bu konu. Çiçeği burnunda Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik için de aynı şeyi söylemek isterim. Kendisiyle kısa sohbetimizde, İzmir'in adaylığına yönelik hiç de seyirci kalmayacağını anladığımı, en ateşli EXPO'culardan biri olacağını gördüğümü söylemek isterim. Başbakan Erdoğan'ın ajandasının ilk 3 konusundan birisi de bu. Önümüzdeki günlerde EXPO ile ilgili sürpriz gelişmeler olacağını söylemekle yetineyim ve Ankara'daki diğer konulara geçeyim...
Gürültülü sessizlik
Ankara'da son günlerde en 'in' deyiş; 'Gürültülü sessizlik.' Ben ilk kez duydum, sanırım bu yazıyı okuyan pek çok kişi de ilk kez duyacak. Bunu hem CHP hem de AK Partililer söylüyor. Klişenin adresi CHP. Sebebi de, son günlerde Anayasa değişiklik paketindeki tutumdan tutun, parti içinde ulusalcılar ve yenilikçiler diye adlandırılan kesimlerin sözcülerinin yaptıkları ve tartışma çıkaran açıklamalarla ilgili. Birgül Ayman Güler, Sezgin Tanrıkulu gibi isimlerin seslendirdiği taban tabana zıt görüşlere Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun çok etkin olarak müdahale etmemesi ve yükselen eleştirilerle ilgili bu sözler. 'Gürültülü Sessizliğin' vardığı noktada, demokrasi adına olumlu bir yorum da yapabilirsiniz, kafa karıştıran ve bir sonuç almayan kargaşa yorumu da yapabilirsiniz. Bir taraf iyimser, diğer taraf karamsar. Varın siz de kendi yorumunuzu kendiniz yapın...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.