Girişimcilik zirvesinden notlar

Girişimcilik hikayeme biraz ara verip geçtiğimiz hafta İstanbul'da yapılan 2. Uluslararası Kadın Girişimcilik ve Liderlik Zirvesi'nden bahsetmek istiyorum. Zirvenin bu yılki teması, 'Daha yetkin kadın, daha gelişmiş toplum' idi ve yeni dünya düzeni nasıl olmalıdan, kadınların işgücüne katılımını artırmada kadın liderlerin rolü nedir, uluslararası ilişkilere kadın diplomatların etkilerinden sürdürülebilir çevre ve ekonomiye kadar pek çok konu, konuşulup tartışıldı.
İki günlük zirveyi baştan sona değil ama pek çok oturumunu izleyen biri olarak önce gözlemlerimi sıralayayım.
* Erkek politikacıların kadınlara tepeden bakışı beni acayip rahatsız ediyor. Bu kadınlar milyonlarca liralık ciro yapan şirketlerin sahibi, büyük şirketlerin CEO'ları, hepsi kendi alanında uzman kadınlar olsa bile, nedense konuşurken "Siz anlamazsınız!" havasına bürünüyorlar. Daha önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'te gözlemiştim bu durumu. Bu zirvenin açılış konuşmasını yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'de vardı bu tutum. Tereciye tere satmak durumu. Rakamlarla kadının durumunu biliyoruz. Önemli olan hükümetin bu konuya nasıl yaklaştığı ve ne yapmak istediği.
KADIN VALİ
Ömer Dinçer'den bahsetmişken, katıldığı oturum sonrasında yanına gidip, "Sayın Bakan, 'kadınların konumunun kader olmadığını', istihdama katılmaları gerektiğini ve bu konuda gereken önlemleri aldığınızı ve alacağınızı, konumlarını iyileştirme planlarınız olduğunu söylüyorsunuz, çok güzel, peki ama geçen hafta açıklanan valiler kararnamesinde neden hiç kadın vali atanmadı?"
"İyi ki İçişleri Bakanı değilim" diyerek başladı söze ve atamalarla ilgili yasanın değişmesi gerektiğinden söz etti. Ben de atamayla valiye gerek olmadığını, başta İzmir olmak üzere pek çok ilde kadın vali yardımcıları ve ilçelerde görev yapan kaymakamlar olduğuna dikkat çekerek, hepsinin görevlerini layıkıyla yerine getirdiğini, onların rahatlıkla valiliğe terfi ettirilebileceğini söyledim. Bunun üzerine AK Parti Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin'e dönerek, konuya dikkatini çekti. Şahin de bana hak verdi ve "Haklısınız, bu konu üzerinde durmalıyız" dedi. Bir dahaki sefere en az 10 kadın vali atanmasını bekliyoruz.
ERKEKLER DE KATILMALI
* Zirve izlenimlerine dönersek ikinci tespitim toplantıdaki erkek azlığı. 20 yıldır kadın kadına toplantılara katılmış biri olarak, böyle toplantıların yararına inandığımı ama artık kadın-erkek birlikte konuşup, tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kadın sorunu kadın-erkek hepimizin sorunu, tartışmadığımız erkek sorunları da öyle. İkisi birbirine bağlı. Birinin durumunun iyileşmesi, ötekinin de refahı ve mutluluğu demek. Çok önemli konular konuşuldu bu zirvede ve orada erkeklerin oranı yüzde 10'larda kalmamalı, yüzle 40'lara yaklaşmalıydı.
* Bir diğer konu da son yılarda hangi konu tartışılıyor olursa olsun konunun iki noktaya gelip tıkanması. Biri Kürt, diğeri de türban sorunu. Bu tartışmalar konunun iyice çıkmaza girmesine neden oluyor. O yüzden Kürt kökenli konuşmacıların, sorunun kendi dileriyle eğitim olanağı olmamasından, türbanlıların da başörtüsüyle üniversiteye gidememelerinden kaynaklandığına dayandırmaları fitili ateşliyor. Evet, Doğu ve Güneydoğu'da kızlar okula gidemiyor ama İç Anadolu ve Ege'de de gidemiyor, Karadeniz ve Akdeniz'de de kızlar erkenden evlendiriliyor. Aileler kızlarını başlarını kapattıkları için imam hatiplerden başka okula göndermiyorlarsa bunun nedenini sorgulamak gerekir.