Aslında sorun kendimizde

Genellikle hatayı hiç kendimizde aramadığımız için, nedense hep biz haklı olduğumuz için, başımıza gelen her konuda başkalarının da bizim yanımızda olmalarını istiyoruz. "Çok haklısın, bu sana yapılır mı, olmaz böyle şey!" dedikten sonra da, "Ne yapacaksın işte kader, şansızlık, sen bunlara layık değilsin!" gibi cümleler kurmalarını bekliyoruz.
Derdimizi paylaştığımız kişinin "Yanlış düşünüyorsun, kimse suçlu değil, bu senin seçimin, memnun değilsen ne yaptın, değiştirmek için bir çaba gösterdin mi?" sorusuna alışkın değiliz.
Türkmax'ta yayınlanan, "Buyurun paylaşalım" programını arayanlar ise bir nevi ters köşeye yatırılıyor. Yazar ve kişisel dönüşüm danışmanı Aret Vartanyan, onlara beklemediği yanıtlar veriyor.
Örneğin geçenlerde seyrettiğim bölümde bir kadın yalnızlıktan yakındı. Bir arkadaşı yoktu, yalnızdı. Kimsenin kendisini anlamadığını, üstelik kıskandığını söyledi.
SORUNUN KAYNAĞI
Neden böyle düşündüğü sorulduğunda, üniversite arkadaşlarını örnek gösterdi. Okuldan sonra o çok iyi koşullarda iş bulmuştu, arkadaşları kötü. O nedenle kıskanmış ve ondan uzaklaşmışlardı.
Aret, "Bunu onlar mı söyledi?" diye sorunca, "Hayır" yanıtını verdi.
"Öyleyse neden böyle düşünüyorsunuz? Belki de onlar iyi koşullarda iş bulduklarını düşünüyorlar. Neden sizi terk ettiklerini onlara sordunuz mu?" deyince de şu cevabı verdi: "Neden böyle bir şeye tenezzül edeyim ki?"

'Başkalarının bizi kıskandığını düşünüyoruz oysa kıskanan biziz! Kendi kendimize kuruntulara kapılan biziz.

Yaşadığımız sorunlar genellikle bizim tercihlerimizden kaynaklanıyor. Ya da o sorunların kaynağı biziz. Başkalarının bizi kıskandığını düşünüyoruz oysa kıskanan biziz! Kendi kendimize kuruntulara kapılan biziz. Sorun bizde aslında.
Aret deştikçe kadın dökülmeye başladı; son olarak da karı-koca olan komşularıyla arası bozulmuştu. Çünkü onların çok büyük bir yalanını yakalamıştı. Koca tek başına tatile gitmiş, üstelik başka kadınla ama kadın bunu inkar ediyormuş. Niye ona yalan söylüyormuş?
DESTEK OLMAK
Etrafımızda çok var böyle her konuyu kendine odaklayan ve sürekli kavga eden. Aslında kavgası başkalarıyla değil kendisiyle. Nitekim Aret de en kısa zamanda bir psikoloğa danışıp, yardım almasını önerdi.
Bir başka arayan, hayallerinin peşinden koşan babasından dert yandı. Baba yıllarca istemediği bir işte çalışmış, çocuklarını okutmuş, büyütmüş, birini evlendirmiş, ötekini üniversiteye göndermiş, emekli olmuş ve şimdi yıllardır yapmak istediği işi "pazarlamacılığı" yapmaya başlamıştı. Ama başarılı değildi, yani henüz para kazanamıyordu ama baba çok mutluydu. Ve kendine çok inanıyor, mutlaka başarılı olacağını düşünüyordu. Ne var ki aile onun gibi düşünmüyordu. Bir an önce para kazanmasını, daha garantili bir işe girip çalışmasını bekliyordu.
Aret, "Niye onu desteklemiyorsunuz?" diye sordu ve ekledi, "Onun mutlu olmasını mı mutsuz olmasını mı istiyorsunuz?" Adam yıllarca ailesi için çalışmış. Artık kendisi için yaşasa. Yıllarca o ailesine destek olmuş, şimdi ailesi ona destek olsa...
Sorunlara başka açıdan bakmak istiyorsanız programı seyretmenizi öneririm.