Seda Kaya Güler

Basın bayramı

Önce 105 yıl öncesine gidip, tarihe bir göz atalım: 1908'in yaz aylarında Selanik'ten yayılan ittihatçı isyanı bir türlü bastırılamayınca, ayaklanmanın 40. gününde 2. Abdülhamit geri adım attı. Bir bakıma ileriye doğru atılmış bir adımdı bu: 24 Temmuz 1908'de 2. Meşrutiyet ilan edildi.
Osmanlı Matbuat Cemiyeti adıyla örgütlenmiş gazetecilerin büyük bölümü meşrutiyeti sevinçle karşıladılar. Böylece sansürün karşısına dikilebileceklerdi. 1876'dan kalma sansür kararnamesini uygulatmayacaklardı. Yani sansür memurları yayından önce gazeteleri kontrol edemeyecekti.
Meşrutiyetin ilan edildiği günün gecesinde İkdam gazetesinin sahibi Ahmet Cevdet ile Sabah Gazetesi sahibi Mihran Efendiler, gazete provalarını görmek için gelen sansür memurlarını aynı sözlerle geri çevirdiler: gazeteler hürdür, sansür yasaktır.
SANSÜRSÜZ BASIN
25 Temmuz 1908 sabahı dağıtılan gazeteler farklıydı. Uzun yılların ardından ilk kez sansür memurlarının değil gazetecilerin tercihlerine göre basılmışlardı. Özgürce yayımlanan gazetelere halkın ilgisi de büyük oldu. Bazı gazeteler satışlarını 2 binlerden 5 binler düzeyine çıkardı. Fiyatı 10 kuruş olan İkdam, karaborsada yarım liraya kadar alıcı bulabildi. Bir ay içinde 200 yeni gazete için yayın hakkı alındı.
24 Temmuz bir anlamda gerçek gazeteciliğin patlama yaptığı gündü. Bu nedenle 24 Temmuz, Cumhuriyet döneminde Türk basınından sansürün kaldırılması ve basın bayramı olarak ilan edildi. Daha sonra kutlamalar "geleneksel gazeteciler günü" adı altında yapılmaya başlandı.
Türkiye'deki basın kuruluşları zaman zaman 24 Temmuz 1908 öncesini hatırlatan dönemlerden geçtiler ama 24 Temmuz simge olarak önemini hiç kaybetmedi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Peki ya bugün? Gazetecilerin dövüldüğü, tartaklandığı, haber yapma özgürlüklerinin ele alındığı ve hapse atıldığı günümüzde, basın özgürlüğü Basın Konseyi tarafından İstanbul'da düzenlenen panelde de konuşuldu. Moderatörlüğünü gazeteci Yazgülü Aldoğan'ın üstlendiği panele Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Avukat Turgut Kazan, Halk Tv Genel Yayın Yönetmeni Hakan Aygün ve Radikal Yazarı Ezgi Başaran katıldı. Gezi olaylarıyla birlikte işten atılan veya istifa eden gazetecilerin sayısının giderek arttığına dikkat çekildi. Otosansür uygulandığından söz edildi ve gazetecilerin birbirlerini olan düşmanca tavırlarından bahsedildi. Geçtiğimiz ay Basın Konseyi başkanlığına seçilen ilk kadın başkan olan Pınar Türenç, 105 yıl sonra hala basın özgürlüğünü ve sansürü tartışmanın gerçekten karamsar bir tablo olduğunu vurguladı. Her türlü düşüncenin özgürce konuşulduğu bir Türkiye özlemi ile basın bayramımız kutlu olsun

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.