Seda Kaya Güler

Başkasının yerinde olmak

Doğru iletişim kurmanın yollarından biri, karşımızdakinin yerine kendimizi koymamız. Olaya kendi tarafımızdan değil karşımızdakinin gözüyle bakmamız. Neden o kadar öfkeli veya neşeli? Bunu anlamanın yolu onun gibi düşünmeye çalışmak. Bunun için bir deney yapalım mı? Birkaç kişi bir aradayken aranızdan birini yere yatırın. Ayakta olanlar bu kişiyi yerden kaldırmak için talimat versinler. Daha doğrusu ne yapması gerektiğini söyleyin. Düşünün ki yerde yatan kişi ayağa kalkmasını bilmiyor. Dolayısıyla onu siz yönlendireceksiniz.
"Şimdi ellerini yere koy, biraz geriye çek, dizlerini bük, vücudunu kaldırmaya çalış vs.." gibi şeyler söyleyeceksiniz ki ayağa kalksın.
Bakalım kaç kişi doğru talimat verebilecek?
Göreceksiniz ki hiçbiriniz doğru talimatları veremeyeceksiniz. Yani yerdeki adam söylenenlerin hepsini yerine getirmesine rağmen yerden kalkması mümkün olmayacak.
EMPATİ KURMAK
Peki, ne yapmak gerekecek? Onun gibi yere yatmadıkça doğru komutları vermemiz mümkün değil. Ancak onunla aynı konumda olmalısınız ki, ne yapılması gerektiğini görecek ve yapması gerekenleri söyleyeceksiniz.
Yani empati kurmadan yani kendinizi karşınızdakinin yerine koymadan onu anlamamız mümkün değil. Başkasının yaşadıklarını yaşamadan ne hissettiğini bilemeyiz.
Aslında bütün ilişkilerin temel kuralı bu. Dışarıdan ahkam kesmek çok kolay. Biri veya bir kesim hakkında yorum yaparken, "Şöyle yapsaydı, böyle yapsaydı" demek son derece yanlış.
Genelde hemen birilerini suçlama eğilimi vardır bizde. Başına bir şey gelmişse hemen "hak ettiğini" düşünürüz. Hiçbir şey yapmadıysa suçlu olması mümkün değil diye düşünürüz.
KADINLAR VE YASALAR
Bir başkası adına peşin kararlar veririz. Herkes kendisinden olmayan için yapar bunu. İslam toplumu için Batılılar bir şey söylediğinde nasıl öfkeleniyoruz mesela. Veya Türk kimliğimizle veya Türkiye ile ilgili olumsuz bir şey söylendiğinde. Haksızlık yapıldığını düşünüyoruz hemen.
Kadınlara karşı ön yargı ise had safhada. Örneğin yasalar. Biliyorsunuz yasaları yapan erkekler. Ve o erkekler kadınları ilgilendiren konularda kadınlara hiç danışmadan, onların fikrini almadan karar çıkarıyorlar. Bu yasaların kadınların sorunlarını çözmesi mümkün mü? Hayatında hiç hamile kalmamış bir erkeğin kadının o andaki duygularını anlaması, o çocuğu doğurmak veya doğurmamakla ilgili kararlarını, çocuğunu nasıl doğurması gerektiğini anlamaları mümkün mü? Bu yasaların doğru ve adil olduğunu söyleyebilir miyiz peki?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.