Evlenmek istemeyen küçük kız
EVLİ KADIN!
Kadınların toplum içinde kahkaha atmaları, erkeklerin gözlerinin içine bakmaları iffetsizlik olarak algılanıyor. Evli kadınların kocalarını bırakıp tatile gitmeleri yadırganıyor. Bunu söyleyen kişinin hükümet sözcüsü olması ise toplumu daha çok kaygılandırıyor. Özellikle de kadınları. Çünkü zaten kadınların yaşam hakkına yönelik bir saldırı var. Kadınlar öldürülüyor. Öldürülmelerine göz yumuluyor. Öldürülmelerine gerekçeler bulunuyor. Suçlu veya hatalı oldukları için öldürüldükleri düşünülüyor. Onları öldüren kocalarını öfkelendirdikleri, delirttiklerine hükmediliyor. Boşanmak istemeleri, boşanmış olmaları öldürülmelerini haklı kılıyor. Kadınlar üzerindeki toplum baskıları her yerde karşımıza çıkıyor. Çocuklar için hazırlanan çizgi filmlerde, yarışma ve eğlence programlarında, dizilerde, filmlerde vs...
KUSURLU EŞ!
Bize yansıtılan aynada kadınların mutlaka evlenmeleri gerektiği söylenir. Çok da seçici olmamaları, karşılarına çıkan kısmeti kaçırmamaları. Önemsenmeleri için evlenmeleri lazım ama evlendikleri zaman da var olamıyorlar. Yani kendileri olamıyorlar. Kocalarının eşi oluyorlar. Kocaları ile var oluyorlar. Onun emrine giriyorlar. Kendi başlarına karar almaları istenmiyor. Özgürlükten söz etmek baka anlamlara çekiliyor. Oysa özgürlük o gün ev işi yapmamak mesela! Anneye gitmek veya. Bilgisayarda vakit geçirmek mesela. Ama bunlar evli bir kadının yapmaması gereken şeyler. Bu yüzden kocasından şiddet gördüğü için mahkemeye başvuran kadını hakim "kusurlu" bulabiliyor ve onu tazminat ödemeye mahkum edebiliyor. Bu, şiddet uygulayan kocayı haklı görmek anlamına geliyor ayrıca. Şiddet uygulamakta haklı çünkü kadın ev işi yapmamış! Kadının kocasına sormadan ev işi yapma hakkı bile yok. İşte bu yüzden hayata anlamaya çalışan 5.5 yaşındaki küçük kız evlenmemeyi düşünüyor. Özgür olmak için. Kocanın istediği şeyleri değil, kendi istediği şeyleri yapabilmek için.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.