Seda Kaya Güler

Karşımızdaki kişiyi anlamak

Mail kutumda bir haber: Rize'de HDP'den aday olan genç bir kadını ve ailesini akrabaları reddetmişler. "Siyasi partilere karşı değiliz. Her partide bir Karafazlı ailesi vardır. Ama HDP gibi terör örgütüne bizim aileden kimse katılamaz" diyerek akrabalıktan sildikleri açıklamışlar. Hem de bir basın toplantısı düzenleyerek.
Olabilir. Karşı çakabilirler. Kendileri açısından haklı olabilirler. Ama reddetmek. Bağları koparmak.
Karşımızdakini anlamaya hiç çalışmıyoruz. Hep kendi istediğimizin olmasını istiyoruz. Hep kendi görüşümüzün haklı olduğuna inanıyoruz. Ve herkesin de bizim gibi düşünmesi ve davranması gerektiğini savunuyoruz.
Ama karşımızdaki biz değil. O bir başkası. Başka benliği ve başka düşünceleri var. Eğer birlikte olacaksak ki olacağız, öyle veya böyle bir arada yaşıyoruz, o zaman onu da anlamaya çalışacağız.

BİR DENEY
Yıllar önce televizyonda bir programda izlemiştim karşımızdakinin yerine kendimizi koyamazsak iletişim kuramayacağınızın çarpıcı bir örneğini.
Yaşam koçu, karşımızdakini anlamaya yönelik bir deney yapmak için beş kişiyi davet etti sahneye. Birisini yere yatırdı. Diğerlerinden bu kişiyi yerden kaldırmak için talimat vermelerini istedi. Ama öyle "ayağa kalk," gibi direkt komutlar değil.
Çünkü yerden yatan kişi ayağa kalkmasını bilmiyor. Dolayısıyla onu biz yönlendireceğiz. Yani "Şimdi ellerini yere koy, biraz geriye çek, dizlerini bük, vücudunu kaldırmaya çalış vs.." gibi şeyler söyleyeceğiz ki kalksın.
İnanmayacaksınız ama beş kişiden beşi de doğru talimatları veremedi. Biri, "ayağını kaldır!", diğeri "kolunu kaldır!", öteki "yan dön!" dedi. Yerdeki adam söylenenlerin hepsini yerine getirdi ama bu talimatlarla yerden kalkması mümkün olmadı.

EMPATİ KURMAK
O zaman demişti ki yaşam koçu; "Onun gibi yere yatmadıkça doğru komutları vermemiz mümkün değil."
Ancak onunla aynı konumda olacağız ki, ne yapılması gerektiğini görelik ve ne yapması gerektiğini söyleyebilelim. Yani empati kurmadan başkalarını anlayamayız. Onun yaşadıklarını yaşamadan ne hissettiğini bilemeyiz.
Aslında bütün ilişkilerin temel kuralı bu. Doğru iletişim kurmamız için karşımızdakinin yerine kendimizi koymamız gerekiyor. Dışarıdan ahkam kesmek kolay. Biri hakkında yorum yaparken, "Şöyle yapsaydı, böyle yapsaydı," deriz. Deriz ama onun ne yaşadığını bilmeden, onun koşullarını görmeden söylediğimiz her şey boşuna olur.
İkili ilişkilerde de böyle, iş hayatında da, siyasette de, toplumsal ilişkilerde de...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.