YEPYENİ VE PEK TUHAF
Yıldızların altında 58. sezonun 1. bölümünü geride bıraktık. Ligimiz renklenmesine renklendi de tüm bunlara tuhaf hamleler de eklendi. "Geç kağıdı" ile yapılan transferler, Avrupa'da şaşan reçeteler ve taktiksel yenilgiler daha baştan gözümüze çarpanlar
Futbolumuz da dizilerimiz gibi. Kimi çilekleri kaptı, kimi "Çilek Kokusu" ile sadece gündem yaptı. Bonservis ödeyemeyenler ise "Kiralık Aşk" yöntemiyle önündeki sürece baktı. Kimi de transfer olmasa da "İnadına Aşk" diyerek kulübüne destek attı. Tüm bunların arasında "Kırgın Çiçekler" misali canı sıkılanlar da vardı. Fakat nerden bakarsak bakalım ortaya tuhaf bir "Yaz'ın öyküsü" çıktı.
Golcü arayıp duran hatta İbrahimoviç ile anılan G.Saray'ın, hazırlık dönemi maçlarını çift forvetle geçip, ligin ilk maçına tek forvetle çıkması gibi mesela. Madem tek forvetle çıkacaktın ve Milli Takım'ın iki golcüsünü yedek soyunduracaktın o halde yeni gelecek golcüyü nerede kullanacaksın? "Taktiksel olarak!" gol atmayı es geçen, bir kez daha stoper ve sağ beke takviye zahmetine girmeyen, koca yazı Melo'ya açılan papatya falı ile geçiren bir kulüp izledik şu ana dek.
Transferin şampiyonu F.Bahçe'nin de her yere adam alıp, ortasını sona bırakması, sırf bu yüzden zengin kadronun iş yapmaması, üstüne Devler Ligi'ne havlu atması, baktılar olmuyor Ozan ile Volkan'ı almasındaki sıralama da tuhaf elbet. Ama biz de işler hep böyle maalesef. Önlem yerine gözlem ağır basıyor. İş işten geçince de "Shakhtar bunu gerektirtirdi. Pardon şartlar bunu gerektirdi" deniliyor. Bkz. Trabzonspor. Onlar da aynı Fener gibi baktılar önde işler iyi gitmiyor, can havliyle Dame N'doye'ye sarıldılar. Fakat ne gariptir ki bu işi Avrupa treni kaçınca yaptılar.
"Güneş'in kızları" reyting yapa dursun yeşil sahadaki "Güneş'in çocukları" ayağını yere biraz daha sağlam basıyor gibi. Oğuzhan'ın formasının altında süpermen kıyafeti varmış da kuru temizlemede unutmuş meğerse. Fakat onların da ön libero konusundaki yavaşlığı meseleyi takip edenleri bezdirdi. Bugün gelse bile adaptasyon süreci en az iki ay.
Bir tuhaf mesele de maç saatlerinde elbet. Öyle ki maçları yastıkla takip edecek kıvamdayız. Kabul havalar pek sıcak. Elbette geç oynanması kaçınılmaz. Fakat hava Süper Lig ve PTT oyuncularına mı sıcak sadece? Bu hafta 3. Lig de başlıyor. Süper Lig, PTT maçları 21.00, 21.45, 22.00'de. 3.Ligin geneli ise 16.30, 17.00, 17.30'da. Evet 3.Lig'de ışıklandırma problemi olabilir tamam da bu durum bir kıyaslama yaptığınızda nasıl bir gerekçe olarak sunulabilir ki?
Sonuç itibariyle Van Persie'ye, Gomez'e, Eto'o, M'Bia ve Podolski gibi yıldızlara rağmen bize özgü tuhaflıklar ile yeni sezona "merhaba" dedik. Olsun. Hamleler tuhaf da olsa özlemişiz hakikaten. Sadece futbolun konuşulduğu iyi bir sezon dileklerimle...
Futbolumuz da dizilerimiz gibi. Kimi çilekleri kaptı, kimi "Çilek Kokusu" ile sadece gündem yaptı. Bonservis ödeyemeyenler ise "Kiralık Aşk" yöntemiyle önündeki sürece baktı. Kimi de transfer olmasa da "İnadına Aşk" diyerek kulübüne destek attı. Tüm bunların arasında "Kırgın Çiçekler" misali canı sıkılanlar da vardı. Fakat nerden bakarsak bakalım ortaya tuhaf bir "Yaz'ın öyküsü" çıktı.
Golcü arayıp duran hatta İbrahimoviç ile anılan G.Saray'ın, hazırlık dönemi maçlarını çift forvetle geçip, ligin ilk maçına tek forvetle çıkması gibi mesela. Madem tek forvetle çıkacaktın ve Milli Takım'ın iki golcüsünü yedek soyunduracaktın o halde yeni gelecek golcüyü nerede kullanacaksın? "Taktiksel olarak!" gol atmayı es geçen, bir kez daha stoper ve sağ beke takviye zahmetine girmeyen, koca yazı Melo'ya açılan papatya falı ile geçiren bir kulüp izledik şu ana dek.
Transferin şampiyonu F.Bahçe'nin de her yere adam alıp, ortasını sona bırakması, sırf bu yüzden zengin kadronun iş yapmaması, üstüne Devler Ligi'ne havlu atması, baktılar olmuyor Ozan ile Volkan'ı almasındaki sıralama da tuhaf elbet. Ama biz de işler hep böyle maalesef. Önlem yerine gözlem ağır basıyor. İş işten geçince de "Shakhtar bunu gerektirtirdi. Pardon şartlar bunu gerektirdi" deniliyor. Bkz. Trabzonspor. Onlar da aynı Fener gibi baktılar önde işler iyi gitmiyor, can havliyle Dame N'doye'ye sarıldılar. Fakat ne gariptir ki bu işi Avrupa treni kaçınca yaptılar.
"Güneş'in kızları" reyting yapa dursun yeşil sahadaki "Güneş'in çocukları" ayağını yere biraz daha sağlam basıyor gibi. Oğuzhan'ın formasının altında süpermen kıyafeti varmış da kuru temizlemede unutmuş meğerse. Fakat onların da ön libero konusundaki yavaşlığı meseleyi takip edenleri bezdirdi. Bugün gelse bile adaptasyon süreci en az iki ay.
Bir tuhaf mesele de maç saatlerinde elbet. Öyle ki maçları yastıkla takip edecek kıvamdayız. Kabul havalar pek sıcak. Elbette geç oynanması kaçınılmaz. Fakat hava Süper Lig ve PTT oyuncularına mı sıcak sadece? Bu hafta 3. Lig de başlıyor. Süper Lig, PTT maçları 21.00, 21.45, 22.00'de. 3.Ligin geneli ise 16.30, 17.00, 17.30'da. Evet 3.Lig'de ışıklandırma problemi olabilir tamam da bu durum bir kıyaslama yaptığınızda nasıl bir gerekçe olarak sunulabilir ki?
Sonuç itibariyle Van Persie'ye, Gomez'e, Eto'o, M'Bia ve Podolski gibi yıldızlara rağmen bize özgü tuhaflıklar ile yeni sezona "merhaba" dedik. Olsun. Hamleler tuhaf da olsa özlemişiz hakikaten. Sadece futbolun konuşulduğu iyi bir sezon dileklerimle...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.