• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HALUK GÜNEY

Okan değişimi yanlış!

haluk.güney@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.03.2017, 00:00

Kararlı olmak... Günlük yaşamamak... İstikrarı seçmek...
Kulüp yönetimlerinde olmayan erdemlerdir, Türkiye şartlarında... Kötü sonuçlarda, faturayı birinin ödemesi gerekir...
Tribündeki sesler yükselince, "tansiyon düşürücü" bir hamle yapmak farz olmuştur... Bu gibi durumlarda "günah keçisi" bulamalıdır yönetim.
Aksi halde kabak kendi başına patlar... Göztepe Başkanı Mehmet Sepil'in, Okan Buruk konusundaki tavrını takdir ediyordum, ama o da dayanamadı... İlk yarıyı lider bitiren takım, ikinci yarıda sadece 2 galibiyet alınca, üstüne üstlük üç haftada kalesinde 10 gol görünce, Okan Buruk'un istifası kabul edildi... Aksi halde tribündeki öfkenin, yönü değişecekti...

ŞİMDİ NE OLACAK

Düştü düşmesine de peki şimdi ne olacak. Kimsenin elinde de Göztepe'deki tabloyu "dikensiz gül bahçesine" çevirecek sihirli değnek yok... Ligin 25. haftası geride kaldı...
11 haftalık bir süreç var yani... Okan Buruk'un yerine kim gelirse gelsin, en az 2-3 hafta kredisi olacak... Ya bu süreçte de işler kötü giderse... Atı alan Üsküdar'ı geçmiş olmayacak mı?... Bir sezon kaybedilmeyecek mi?.. Bu riski göze almaktansa, Buruk'un arkasında durup, arızanın nereden kaynaklandığını bulma adına adımlar atmak, daha mantıklı olmaz mıydı?... Göz-Göz'ün kalitesini sahaya yansıtamamasına neden olan problemi bulma adına yönetim devreye giremez miydi?
Bunu yapmak yerine kolay ama "maliyetli" yol seçildi yine... Şimdi Göztepe'nin başına Yılmaz Hoca (Yılmaz Vural) gelecek. Yanlış anlaşılmasın Yılmaz Hoca'ya karşı falan değilim... Aksine kendisini çok sever... Futbol bilgisine ve kariyerine saygım sonsuz... Hem bildiğim Yılmaz Hoca adı gibi yılmaz, savaşır, sorunu bulur. İnşallah bu kısa sürede olur... Bakalım gelecek, Göztepe'ye ne gösterecek...

BİR BİLMECEM VAR...

Şimdi size bir bilmece... Genel kurulu mahkemelik, futbolcu-taraftar ilişkileri karakolluk, başkanı futbolcuya, futbolcusu taraftara, taraftarı herkese öfkeli, adının ilk harfi "B" lakabı "Fırtına" olan, Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup'taki kulübümüz... Cevap: Bucaspor...
Cevabı neden hemen kendim verdim... Çünkü çözemezsiniz...
Ben çözemedim... Yıllardır yedi yirmidört o kulübün içinde yaşayan, Şerafettin Çıracı kardeşim çözemedi...
Geçen perşembe günüydü...
Şerafettin Çıracı, Yeni Asır'da bir yorum yazdı... Başlığı "çalı çırpı..." Okuyunca da, ağızım açık kaldı...
Parasını alamadığı için atrenman boykotu yapan futbolcu gördüm...
Deplasmana gitmeme eylemi yapanı da... En kritik maç öncesi "param bugün ödenmezse sahaya çıkmam" diyerek, yöneticileri köşeye sıkıştıran futbolcu da gördüm...

HİÇ DUYMAMIŞTIM

Parası verilmediği için kulübün müzesinden kupaları alıp, evine götüreni de... Ama mutfak "tam takır" olduğu için futbolcuların günlerce "kuru fasulye-pilav" menüsüne mahkum edildiğini hiç görmedim...
Bir takımın, maçtan bir gece önce kampta karnını doyurmak için yöneticilerin göndereceği erzağı beklediğini duymadım....
Duş aldıktan sonra hasta olmamak için, çalı-çırpı toplayıp kalorifer yakan oyuncuya hiç rastlamadım...
Bir takımın 10 futbolcusunun "Taraftarlar tehdit ediyor" diye polise başvurup, resmen "can güvenliği" için zabıt tutturduğunu işitmedim...
Yani para yerine "tehdit", yakıt yerine "çalı-çırpı", destek yerine "kötek", soğuk tesis, boş kiler... Bir kulüp, başarı için başka ne diler?
Buca gibi bir kulübe yakışmayan işler... O nedenle kongrede başkanlık koltuğuna oturacak kişi, öncelikle kulübün itibarının iadesine kafa yormalı... Bucaspor'u, Bucaspor'a yakışır şekilde yönetmeli...
Sportif başarı, sonra zaten gelir.

YAN YANA GELEBİLMEK

Kulüpler Birliği ve Futbol Federasyonu bu yıl ikinci kez düzenledi... Eğrisiyle doğrusuyla, futbola dair herşey konuşulsun diye... Adı futbolun zirvesi... Öyle önemli bir toplantı ki, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bile teşrif etti açılışına...
Gelin görün ki, koca kulüplerin başkanları, köşe kapmaca oynadılar açılışta... F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile G.Saray Başkanı Dursun Özbek'in oturacakları koltuklar yan yanaydı... Bir süre oturmadılar... Aziz Yıldırım, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ile bir araya gelmek istemedi, Göksel Gümüşdağ, Yıldırım ile Trabzonspor Başkanı Muammer Usta'yı aynı kareye sokmak için çabaladı...
Neyse ki, Cumhurbaşkanımız oradaydı da, kimse nezaketini kaybetmedi... İyi ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan oradaydı, iyi ki Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç vardı da, hepsinin aynı karede olduğu o fotoğraf çekildi. Bir araya gelmeyi zul sayan, bu konuda ayak direten kulüp başkanlarına soruyorum... Deplasman yasağı varken isyan ediyordunuz...
Neden derbilerde rakibe tribün kontenjanı tanınmıyor diyordunuz... Sonunda yasak kalktı. Artık derbilere rakip taraftar gidiyor...
Yani taraftarlar yan yana gelebildi... Peki siz neden yan yana gelemiyorsunuz... Yoksa siz daha mı fanatiksiniz...

NANKÖR MESLEK

Futbol nankör meslek...
Sakatlanma riskin var, formsuzluk kredin az, yanlış yapma lüksün yok... En çarpıcı örneği Kamerunlu Vincent Aboubakar... İki hafta önce Beşiktaşlılar bu adamı yere göğe sığdıramıyordu...
"Aboubakar, Kartal çakar" diye başlıklar atılıyor, sosyal medyada methiyeler düzülüyordu Afrikalı için....
Olympiakos maçında öfkesini kontrol edemedi, rakibe kafa attı, oyundan atıldı, turu sıkıntıya soktu... Yanlış yaptı... Ardından Antalya maçında iki gereksiz hareketle sarı kart gördü, yine oyundan atıldı, takımı zor durumda bıraktı...
Yanlış yaptı... İki yanlış üst üste gelince üstünü çizdiler... Oysa o kartları ardı ardına görmese kimse bir şey demeyecekti belki...
Şimdi yönetim tarihi ceza kesmeye hazırlanıyor...
En az 500 bin Euro fatura kesecekler...
Üstelik gönderilmesi gündemde... Taraftarın kestiği fatura daha ağır... Sosyal medyada, "Onu tesise sokmayın..." diyorlar... Aboubakar için "Onu bundan sonra düğünümde bile oynatmam" diye yazan var... Sevginin, ne kadar çabuk nefrete dönüştüğünü görmek şaşırtıyor insanı....
O nedenle futbol nankör meslek... Galiba o yüzden futbolculara çok para veriyorlar....

İŞİN SIRRI ÇÖZÜLDÜ

Geçen hafta yazmıştım, "Koşmayan adamın, koşan takımı..." diye... "Futbolculuk kariyerinde koşmayı hiç sevmeyen, hatta 'Koşsam Barcelona'da oynardım' diyen Sergen Yalçın'ın çalıştırdığı Kayserispor'un bu kadar tempolu ve dirençli oynaması herkesi şaşırtıyor" demiştim... İşin sırrı çözüldü...
Sergen Yalçın Kayserispor'a kondisyonu İtalya'dan ithal ediyor... Sarı-kırmızılı ekibin, 90 dakika bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, Yalçın'ın ekibinde görev yapan İtalyan kondisyoner Giovanni Melchiorre'nin marifeti...
Yani Sergen Hoca, koşmayı, koşturtmayı bilmese de, takımı koşturtacak adamı bulmuş... Ne yalan söyleyeyim zeki adam...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA