• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HALUK GÜNEY

Kimse tutamaz

haluk.güney@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.04.2017, 00:00

Öyle bir maç oynandı ki geçen hafta Trabzon'da... Yok böyle bir futbol. Temposu, heyecanı, sporu, skoru, her şeyiyle mükemmeldi Trabzonspor-Beşiktaş randevusu. İki takım da çok formdaydı.
"Türkiye'nin en formda iki takımı karşılaşacak" diye de yazıldı, çizildi. Ama sadece formda olmak yetmiyor.
Konsantre olmuş adamlar.
Öyle yüksekti ki motivasyonları, maç içinde oyunu durdurup ismini sorsan, söyleyemeyecekti futbolcular. Tek hedefleri o topu üç direk arasından geçirmek, tek düşünceleri son düdük çaldığında tabelaya galibiyet yazabilmek. Yaratıcıydılar, biririnden güzel hareketler yaptılar. Hırslıydılar, orta sahadan bile kaleyi yokladılar. Tempoyu düşürmediler, ciğerlerini patlatırcasına zorladılar.
Bir o yana, bir bu yana derken, 90'da Atiba imzasını koydu skora. Beşiktaş kazandı, liderlik koltuğunu sigortaladı. Tamam Beşiktaş, bu galibiyetle 27. haftayı en yakın rakibinin 5 puan önünde geçti. Daha 7 hafta gibi uzun bir süre var. Arkadan gelenlerin matematiksel şansı var. Ama bana göre her şey bitti. Beşiktaş, Trabzonspor ile oynadığı o müthiş maçta sadece 3 puan kazanmadı çünkü. O maç Türkiye'ye şu mesajı verdi; "Bu Beşiktaş'ı, bu Trabzon da durduramadıysa, artık kimse tutamaz...

Furdu furdu furuldi

Futboluyla mest eden, heyecanıyla nefes kesen Trabzonspor- Beşiktaş maçının bitiminde gazetelerde "başlık" telaşı vardı.
Hem Beşiktaş'ın zaferini, hem maçın kalitesini vermek kolay değildi çünkü. Biz mesela, "Böyle bir maç 40 yılda bir oynanır" diye düşünüp, "Bitmesin istedik" diye başlık attık.
Üç gazete (Sabah, Takvim, Hürriyet) Hem Atiba'nın son dakika golüne, hem Beşiktaş'ın şampiyonluğa çok yaklaştığına vurgu yaparak, "Atiba Hutchinson... Kutlamalar başlasın" dedi.
Habertürk "Şampiyonluk halayı" diye anlatmayı tercih ederken müthiş maçı Star "Şampiyonluk horonu" dedi. Fotomaç "Ne böyle bir maç var, ne böyle bir Zafer" ifadesini kullanıyor, Milliyet "Adıyla, sanıyla şampiyonluğa" manşetini kullandı. Fanatik, "Bu fırtınada bir tek Kartal uçar" diye anlatıyordu, nefes kesen 90 dakikadan çıkan sonucu.
Tabii herkes bakacağı yönü belirleyip, beyin fırtınası estirerek başlığını oluşturdu.
Yerel gazeteler Trabzonspor cephesinden baktı doğal olarak.
Ama bana göne en güzel başlık da Trabzon'da yayınlanan Ekspres gazetesinde çıktı... O maç Trabzon açısından sadece böyle güzel anlatılabilirdi; "Furdi, furdi, furuldi...." Bayıldım başlığa... Kim attıysa, kim düşündüyse beynine, yüreğine sağlık...

Hakemler zor durumda

Geçen hafta hakemlere bir haller oldu. Gençlerbirliği-Antalyaspor maçında sakatlanan Hüseyin Göçek'in yerine maçı yöneten Murat Özcan, Khalili'yi çift sarı karttan attı, ardından gösterdiği sarı kartın bu oyuncunun ilk sarı kartı olduğunu fark edip "pardon" dedi. Konyaspor-Sivasspor Ziraat Türkiye Kupası maçını yöneten Alper Ulusoy da aynı şeyi yaptı. Önce Ali Turan'ı çift sarı karttan attı. Sonra ilk sarı kartı olduğunu fark edip, "pardon" dedi. Belli ki hakemler notları iyi tutamıyor. Restoranlarda garsonlar bile adisyonu dijital ortamda oluştururken, milyonların döndüğü futbolda hakemlerin kartları işleyeceği elektronik bir cihaz yok mudur?
Federasyona duyurulur.

Anlaşılır gibi değil!

Karşıyaka bu sezon çok hırçın. Anlayabiliyorum, ekonomik sorunların yarattığı moral bozukluğu var. Futbolcular gergin. Kendilerini boşlukta hissediyorlar.
İşte bu ruh hali sahadaki tavırlara da yansıyor. O nedenle kırmızı kart rekoru kırmış bu sene Kaf-Kaf. 31 maçta 12 kırmızı kart. Sarı kartları saymıyorum bile. Üstelik rakipler de boş durmuyor.
KSK ile oynadıkları maçlarda rakiplere 7 kırmızı kart çıktığını dikkate alırsanız, onlar da gerginliği kullanmaya çalışıyor belli ki...
Bunların hepsine tamam... Ancaaaak Eyüpspor maçında Hakan Kuş'un yaptığına itirazım var.
Sen bu takımın iki forvetinden biri olacaksın. Diğer arkadaşının cezalı duruma düştüğünü bile bile, 89. dakikada girdiğin maçta, 90. dakikada rakibin gırtlağını sıkıp, kırmızı kart görecek, takımını bir sonraki haftaya forvetsiz bırakacaksın.
Olmadı Hakan Kuş kardeşim.
Gördüğün karta hiç bir mazeret gösteremezsin. Çünkü eğer profesyonel futbolcuysan, oyuna girdikten bir dakika sonra rakibin gırtlağına yapışacak kadar gergin olamazsın, buna hakkın yok bu biiiiir. Eğer özel bir sıkıntın varsa, seni oyuna sokan antrenöre "Bugün beni oynatma" deme medeni cesaretine sahip olmalısın bu ikiiiiii. Eğer takımda alternatifin cezalı duruma düştüğünde, oyuna girer girmez kart görüyorsan, akıllara "Bunda bir mesaj mı var?" sorusu gelir bu üüüüüççç.
Bunları senin iyiliğin için söyledim. Düşün bakalım bu hafta Karşıyaka, Etimesgut'tan puan almazsa fatura kime çıkar.

İngiliz anahtarı

G.Saray, M.Başakşehir'den 4 yedi.
Abdullah Avcı'nın, transferine "eh işte..." dediği 33'lük Adebayor, attığı 3 golle zaferin kahramanı...
Buradan çıkan sonuç, "Büyük futbolcular, büyük maçlarda ortaya çıkar..." İkincisi Adebayor maçı değerlendirirken, "Maçın anahtarı gibiydim" ifadesini kullanmış.
Adam haklı... Premier Lig'de Arsenal, M.United, C.Palace formalarını yıllarca giydi. Afrikalı olduğuna bakmayın O İngiliz anahtarı.
Gelelim işin G.Saray cephesine.
"Şehir başlarına yıkıldı" sanki. Yenilgiyi anlayabiliriz de, "dört" demek "dert" demek. Şampiyonluğu geçtik, ikincilik bile zora girdi demek. Hesaplar alt üst oldu, demek. Teknik Direkör Tudor, maçtan sonra "Sanki Camp Nou'daydık, sanki Barcelona ile oynadık" demiş.
Tudor, Adebayor'un İspanya Ligi'nde 2011'de Almeira'ya karşı 3 golle yaptığı şovu hatırladı her halde...
Ama karıştırıyor... Adebayor Barca'da hiç oynamadı, o şovu R.Madrid'deyken yaptı.

İzmir'in fotoğrafı

Stat, stat diye feryat etmekten şiştik.
Yapılır mı, yapılmaz mı, şu İzmirliler modern bir statta maç izler mi, bunu biz görürmüyüz bilmiyorum. Daha önce Göztepe maçlarında da dikkatimi çekmişti de, dün gündüz gözülye Altınordu-Gaziantep BŞB maçını seyrederken tekrar gözüme ilişti, hem üzüldüm, hem güldüm. İzmir'in en yeni stadı Doğanlar. Daha sezon başında kullanılmaya başlandı. Stat stat diyenlere "Alın size UEFA standartlarında stat..." diyerek de açtılar. Açtılar açmasına da, tribünün biri eksik. Kale arkasının bi- rinde yapılacak tribünü giz- lemek için, seyirci fo- toğrafı asılı. Sancıyı bildikleri için, engelledikleri statlar da henüz bitmediği için, yarım yamalak açtılar yani stadı... Kale arkasına tribün koyup seyirci almak yerine, seyirci fotoğrafıyla kapatmakta buldular çözümü.
Hem komik, hem üzücü. Biz de "Neden Süper Lig'de takımımız yok" diye vahlanıyoruz.
Yeni yaptığı stada"seyirciyi fotoğrafı" asana, süper ligi de "televizyondan" izlemek yakışır. Acı ama gerçek.

Saha dışından

Barcelona'da oynayan 25 yaşındaki Jordi Alba'nın sürücü ehliyeti yok.
Barca'da savunmanın sol kanadında görev yapan futbolcu, antrenmanlara babasıyla gidip geliyor.

Fransa'da Nice forması giyen İtalyan oyuncu Mario Balotelli, İngiltere Manchester City ve Liverpool forması giydiği iki sezonda toplam 10 bin paund "yanlış park" cezası yedi.

Chelsea'de forma giyen Belçikalı futbolcu Romelu Lukaku, İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, Flamence, Shalili dillerini konuşabiliyor.

Marsilya'da oynayan Senegal asıllı Fransız futbolcu Patrice Evra'nın 23, Barcelona'da da forma giyen 30 yaşındaki Kamerunlu Alex Song'ın 27 kardeşi var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA