‘Eyvallah’ deme zamanı!

Son zamanların en başarılŞöyle, geniş bir kapsamlı düşünün... Beşiktaş'ın, herhangi bir futbolcusunun yerine koyun kendinizi... Başkan ile teknik direktörün, ne zamandır süre gelen, çaktırmadan hırlaşmalarına mı? Divan toplantısında, muhaliflerine 'gider!' yapan başkanının öfkelerine mi? Ne zamanlardır o formayı, 'adaletli!'dağıtmayı beceremeyen teknik direktöre mi? Yine o teknik patronun, Futbol Federasyonu ile gizli gizli görüşmeleri sonucunda ve en nihayetinde hafta başı göreve getirilmesine mi?
Kulüp başkanının, bu durumu 'muğlak!' cevaplarla geçirtirmesine mi? Yoksa; oyun alanına çıkıp da, beşinci vitese takıp, zevatı kurtamaya mı, kafa yoracaklar? Dün, Vida, Adriano, Burak, Caner ve Atiba'nın dışında kalan futbolcular, bedenlerinin her halinden belliydi ki, bir türlü toparlayamadılar kafalarını. Atiba'dan, olmadık bir an da gelen gol, işi biraz toparladı gözükse de, Varella'nın, akıllara zarar kaçırdığı iki pozisyon gol olsa görecektik, neler olacaktı, neler! Ha, burada zor yenilen Kayserispor'un da ortaya koyduğu mücadeleyi, gözardı etmemeli. Müthiş dirençli, müthiş arzuluydular... Nitekim bu çabalarının sonucunu, önce Kravets'in kafası, sonrasında Atiba'dan kaptığı topla, topu filelerle buluşturan Deniz Türüç'ten geldi, takımlarını öne geçiren goller.
ZARAR VERİYOR
O an, dağılıverdi Beşiktaş! Haklılar, çünkü kafalar başka yerdeydi. Türlü hatalara rağmen, Caner'in bir vuruşu, biraz da olsa su döktü tribünlerin yüreğine. Dün kafası karman çorman olan bu çocuklar ellerinden geleni yansıttılar, Kayseri çimleri üzerinde. Şimdiii! Görülüyor ki şirketin bilançosu, gün geçtikçe 'zarar!' yazıyor.
Demek ki CEO (Fikret Orman) kararını vermek durumunda! Demek ki şirketin Genel Müdür'ü ( Şenol Hoca ), 'Eyvallah' demek zorunda (!) Oluru da bu zaten.