Sevinelim mi üzülelim mi?
Aslında ben çok üzüldüm ama kaçan golleri anımsadıkça da kendi kendime hayıflandım. Sen bu kadar çok gol pozisyon bulacaksın ve inanılmaz goller kaçıracaksın sonra da 'kazanamadım' diyerek kahrolacaksın. İnanın ilk 15 dakika içinde Altınordu net üç gol pozisyonunu bonkörce harcadı. Ama bir yandan da kalitesi ortada olan Karabük'ün de kaçırdıkları vardı ki zaman zaman "ohh..." çektik. Bu dakikalar içindeki hareketlilik bize gollü bir maç olacağı izlenimi yarattı. Ne varki sonrası bir orta alan savaşına döndü ve her iki takımda golü bulamayınca ilk yarıda sevinen olmadı. İkinci yarıya da iyi başlayan Şeytanlardı. Rakip takımın büyük bütçelerle kurulmuş dört yabancılı ekibi karşısında Altınordu yine en tehlikeli olandı. Geride Çağlar ve Yusuf Acer gibi iki pırlanta gibi gençle Altınordu rakibe fazla pozisyon vermedi. Ancak... İleride pozisyon bulan ama sonuca gidemeyen Şeytanlar, beraberliğe de zemin hazırladı. Yakalanan mutlak gol pozisyonlarının Yıldıray, Erdoğan ve Göksu bir türlü topu üç direğin arasından geçiremedi. Bu konuda teknik direktör Hüseyin Eroğlu'nun en kısa sürede bu soruna çare bulmalısı gerekir. Sonuç olarak bu maçta beklenti Karabük'ten puan ya da puanlarla dönmekti. Bir puana evet ama üç puanın kaçmasının nedenleri de irdelenmeli.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.