Mitingler ve sokaklar

Sandıktan DSP-MHP-ANAP koalisyonunun çıktığı 1999 yılındaki seçimin en önemli tartışma konularından biri CHP'nin durumuydu. Bugün MHP'yi baraj altında gösteren anketlerin benzerleri, o dönemde CHP için yayınlanıyordu. Seçime bir gün kala Deniz Baykal son mitingini Ankara'da yaptı. Meslek hayatımda izlediğim en kalabalık ve coşkulu mitinglerden biriydi. Polis kayıtlarına göre Sıhhiye Meydanı'nda toplananların sayısı 100 binin üzerindeydi. Tüm seçim dönemini kaygı içinde geçiren Baykal'ın yüzünde güller açmıştı. "Çıkarsınlar o barajı yüzde 20'ye. CHP onu da aşar" sözleri hala kulağımdadır. Ancak CHP o barajı aşamadı ve tarihinde ilk kez parlamento dışında kaldı. Siyasi tarihimiz mitinglerde toplanan kalabalıkların yanıltıcı olduğunu gösteren onlarca örnekle dolu. Emniyet ve partilerin açıkladığı rakamlar arasındaki uçurum ise bu işin çivisinin ne kadar çıktığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. İzmir'de Kılıçdaroğlu'nun mitinginde CHP'lilere göre 200 bin, polise göre ise 40 bin kişi toplandı. Başbakan Erdoğan'ın mitingine katılanların sayısını AK Partililer 250 bin, emniyet 150 bin kişi olarak açıkladı. Gelelim İstanbul'a. CHP cumartesi günü Kazlıçeşme'de 1 milyon kişiyi topladığını ilan etti. Polis kayıtlarına geçen rakam ise 80 bin oldu. Pazar günü aynı meydanda AK Parti'nin mitingi vardı. Polis 350 bin kişi saydı, AK Partiler ise 1 milyon kişinin alana geldiğini söylüyor. Kesin olan bir tek şey var: Ya siyasetçiler ya da polisler sayı saymayı bilmiyor. Pazar günü sandıktan çıkacak sonucu görmek için biraz sokağa bakmak ve insanların arasına karışmak yeterli. Sizin oraları bilmem ama bizim buralarda her 4 kişiden 2'si oyunu AK Parti'ye vereceğini söylüyor. CHP'deki kıpırdanma gözle görünür düzeyde. Parti içi muhalifler hiç heveslenmesin. Kılıçdaroğlu 13 Haziran'dan sonra koltuğunda daha bir rahat oturur. MHP'ye kasetlerin yaradığı açık. Püskevit ve internetten yayınlanan malum görüntülerin yarattığı mağduriyet algısı baraj tehlikesini bertaraf etti. 30-35 arası BDP'li bağımsız ve 3 partili bir Meclis geliyor. Yani değişen pek bir şey yok...
Yeni vekiller yaşadı
Meclis'in havasından mı suyundan mı bilinmez, giren bir daha çıkmak istemiyor. Liste dışı kalan milletvekilleri hala şoku atlatmış değil. Meclis Başkanlığı'nın 12 Haziran'da mazbatalarını alacak yeni vekiller için yaptığı hazırlıkları duyunca depresyona girmeleri de ihtimal dahilinde. Eskiler 9 metrekarelik odalarda oturdu. Yeniler ise 40 metrekarelik süper lüks çalışma ofislerinde mesai yapacak. 2 yıl içinde hizmete girecek yeni halkla ilişkiler binasındaki vekil odalarında yok yok. Masalar ve dolaplar dokunmatik. Mobilyalar son dereci şık ve kullanışlı. Bir danışman ve bir sekreterle çalışan eskileri kahredecek bir haber de personelle ilgili. Meclis Başkanlığı vekillere üçüncü bir eleman alma hakkı getiriyor. Bu hak şoför veya ikinci bir danışman için kullanılabilecek. Yeni dönemde Meclis'te kadın milletvekillerini bekleyen sürprizler var. Sadece onlara hizmet verecek bir kuaför ve güzellik merkezi hizmete açılacak. Erkek berber salonları da baştan aşağı yenilendi. Meclis Başkanlığı, kadın ve erkek vekillerin fiziki görünümü için de projeler üretti. Yeni dönemde Meclis'te fitness salonları da olacak. TBMM'nin tüm iç ve dış fiziki mekanlarının elden geçirildiğini de ekleyelim. Ve maaşlar. O konudaki hazırlıklar her dem tazedir zaten. Seçim yılında vekil maaşlarının artmayacağı bir parlamento söz konusu bile olamaz. Ekim ayında zamlı maaşlar için harekete geçilir ve bir gece yarısı operasyonuyla işlem tamamlanır. Eskiler nasıl of çekmesin değil mi?