Kurultay CHP'yi böler mi?

CHP'de seçim sonrasında yine ve yeniden kurultay kazanı kaynıyor. Muhalif kanattan estirilen rüzgarlara bakılırsa kurultay kesin gibi. Ancak kulislere yansıyanlara bakılırsa durumun pek de onların anlattığı gibi değil. Dün Baykal ve Sav ekiplerinden önemli isimlerle uzun görüşmeler yaptım. Açık açık söylemiyorlar ama 651 imzayı toplayabileceklerine sanki kendileri de pek ihtimal vermiyor gibi. Neden bilmiyorum basına yansıyan "Baykal-Sav ittifakı" haberlerinden iki grupta rahatsız. Kurultayı topsalar bile kendi aralarında yeni bir kavgaya tutuşmaları ihtimal dahilinde. Anlaşılan geçen yıl açılan yaralar henüz kapanmamış.
Hatırlayacaksınız Baykal ve Sav yakın zamana kadar birbirinin yüzüne bile bakmıyordu. Sonra hangi yüksek çıkarlar devreye girdi ve barış çubukları tüttürüldü bilmiyoruz. Şu aşamada bildiğimiz tek şey var: CHP'ye en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde, ihtirasları akıllarının önüne geçmiş iki ekip partiyi adım adım bölünmeye sürüklüyor. Kurultaylar toplamak, delege pazarlıkları ile parti içi iktidarı ele geçirmek onların olmazsa olmazı. Vazgeçemedikleri alışkanlıkları. Yüzde 26'yı başarısızlık kabul ediyorlar. Baykal ile seçime girilseymiş yüzde 35 oy alacaklarmış! "Anlatın anlatın heyecanlı oluyor" demek geliyor insanın içinden. Bugün isyan bayrağı açan, 'o gazete senin bu televizyon benim' gezen isimlerin tamamı liste dışında kalanlar. Son ana kadar yeniden vekil olma umuduyla Kılıçdaroğlu'nun kapısını aşındırdılar. Meclis'e bir kez daha kapağı atmayı başarabilselerdi, bugün kurultaya en şiddetli muhalefet edenler muhtemelen onlar olacaktı.
HEDEF YEREL SEÇİMLER
Kimse kimseyi kandırmasın. Bu kavga ideoloji değil koltuk ve rant kavgasıdır. Temelinde 2014 yılındaki belediye seçimleri vardır. PM ve MYK'da gücü ele geçirmek, 2.5 yıl sonraki yerel seçimde aday gösterilecek isimler konusunda söz sahibi olmak demektir. Baykal ve Sav belki farkında değil ama CHP'nin aldığı 11 milyon oyun en az yarısı Kılıçdaroğlu'nun şahsına verilmiştir. Zaten öyle olmasaydı, bugün PM'yi ele geçirmek için değil, genel başkanı devirmek için imza topluyor olurlardı. Türkiye büyük bir değişimin eşiğinde. Kürt meselesinde tarihi bir dönüm noktasındayız. Yeni anayasa kapıda. Ana muhalefete düşen görev bu yaşamsal öneme sahip konularda politikalar üretmek değil mi? CHP'ye oy veren milyonlarca insanın beklentisi bu. Ama artık kabak tadı veren parti içi iktidar mücadelesi buna imkan tanımıyor. Seçmen 12 Haziran'da CHP'ye son bir şans tanıdı. O da Kılıçdaroğlu'nun hatırına. CHP'de eskiye dönüş kimseyi mutlu etmez. En başta da Baykal ve Sav'ı.
Manisa'da seçimin şifreleri
12 Haziran seçimlerinde AK Parti'nin en başarılı olduğu illerden biri de Manisa. 2007'de yüzde 40.94 olan oy oranı, 2011'de yüzde 47.33'e yükseldi. Yerel seçim ve referandumunda yaşanan hayal kırıklıklarından sonra gelen bu başarı şüphesiz çok anlamlı. Seçim öncesinde adı Manisa ile özdeşleşmiş Bülent Arınç'ın Bursa'ya kaydırılması AK Parti cephesinde moralleri bozmuştu. Ancak sandıktan çıkan sonuç Başbakan Erdoğan'ın siyaset mühendisliğinde ne kadar usta olduğunu bir kez daha gösterdi. AK Parti'nin Ege'de en yüksek oy oranına ulaştığı Manisa'daki seçimi Hüseyin Tanrıverdi ile konuştuk. Kendisi rakamlarla konuşmayı seven bir siyasetçi. Sandıktan çıkan sonuçtan memnun ama hala kıl payı farkla kaçırdıkları 6'ncı vekillik için üzülüyor. Başarının ekip çalışması ile geldiğinin altını çiziyor. 23 Nisan'da 2023 araçla Manisa'ya girerek başlattığı seçim kampanyası boyunca tam 223 bin kişiyle birebir temas kurduğunu anlattı. Vatandaşların elini sıkmakla yetinmemiş, 53 bin gül, 100 bin balon ve 95 bin de kalem dağıtmış. Anneler Günü'nde her anneye bir şal, bir gül ve lokum ikramında bulunmuş. Manisa'da ulaştıkları ve kendilerini anlattıkları tüm seçmenlerin oyunu aldıklarını düşünüyor. Sonuçlar da onu doğruluyor. Salihli dışında tüm ilçelerde AK Parti seçimi almış. Bakalım bu başarı Manisa'nın hükümet ve partideki temsilini nasıl etkileyecek?