PKK kimin taşeronu?

Bir süredir terörün bu ülkenin bir numaralı ve gerçek gündemi olduğunu unutmuştuk. Hatırlamak için maalesef bu kadar gencin toprağa düşmesi gerekiyormuş. Bedeli ağır oldu ama dün itibariyle Türkiye'de "Yüreğimiz yanıyor, kanları yerde kalmayacak" edebiyatı ile kafayı kuma gömme dönemi de sona erdi. İtiraf etmekten çekinmeyelim. Bu ülkede uzunca bir süredir ateş sadece düştüğü yeri yakıyor ve kınalı kuzularını kaybeden analar dışında kimsenin yüreği gerçekten yanmıyor. Terörle yaşamaya da şehitlere de alıştık. Her geçen gün biraz daha duyarsızlaştık yanı başımızda yaşanan acılara. Bu ayıp bize yeter. Sadece biz vatandaşlar değil, iktidarı ile muhalefeti ile tüm siyasi partiler için gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi. Gün terör üzerinden siyasi rant elde etmek gibi ucuz anlayışlara sığınma günü değil. Terör bu ülkede yaşayan herkesin ve tüm partilerin ortak meselesi. Onlar bir araya gelmeden, ortak aklı harekete geçirmeden, çözüm için somut adımlar atmadan bu ülkede terör bitirilemez. Bu coğrafyada terör belasından kurtulmanın yolu kendi göbeğini kesmeyi öğrenmekten geçiyor.
Gelelim hain saldırının kodlarına. PKK'nın bu kadar gözü dönmüş bir şekilde saldırması için çok fazla nedeni var. Başbakan Erdoğan'ın da belirttiği gibi PKK taşeron bir örgüt. Yeni anayasa görüşmelerinin başladığı ve Filistinli tutukluların Ankara'ya geldiği gün saldırmaları iplerinin başka güçlerin elinde olduğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanı'nın bölgeye ziyaretinin ardından eylem koyarak bir anlamda gövde gösterisi yaptılar. Saldırıyı Habur'dan 34 PKK'lının giriş yaptığı 19 Ekim 2009'un yıldönümüne denk getirmeleri de dikkat çekici. PKK'nın bu kadar büyük bir eylemi içerden destek almadan gerçekleştirmesi imkansız. Bu noktada MİT ve askeri istihbaratın ne kadar yetersiz ve etkisiz kaldığı da bir kez daha ortaya çıktı. Hadi İsrail ve ABD'den anlık istihbarat alamıyoruz. Peki bu kadar terörist sınırdan ağır silahlarla ellerini kollarını sallayarak geçerken bizim istihbarat ne yapıyordu acaba? Saldırıyı gerçekleştiren terörist grubun sanılanın aksine Kuzey Irak'tan değil, daha savunmasız ve daha dağlık olan İran sınırından giriş yaptığı tahmin ediliyor.
TAHRİKE DİKKAT
Terör örgütünün bu saldırıyla hedeflediği sonuçlardan biri de Türkiye'yi kara harekatına zorlamak. PKK muhtemelen sınırdan Kandil'e uzanan coğrafyanın her noktasını mayınlarla doldurdu ve dört gözle Türk askerinin gelmesini bekliyor. O nedenle şu aşamada kapsamlı bir operasyona kalkışmadan önce hesabı kitabı iyi yapmak mecburiyetindeyiz. Meclis'te bugün yapılacak özel gündemli kapalı oturum çok önemli. Sağduyu'ya her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Türkiye'de bir iç savaşın tohumlarını yeşertmeye çalışan alçakların oyunlarını gelmeyelim. Bu arada dün bütün bu gelişmeler yaşanırken yayın akışını değiştirmeyen, saçma sapan programlarda "İbrahim Tatlıses yılbaşında sahneye çıkacak mı? Gönül Yazar'ı kim dövdü?" gibi son derece anlamlı sorulara cevap arayan bazı televizyonlara da kocaman bir alkış gönderiyorum. Allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın!