Başbakan'lık sırası Arınç'ta

AK Parti'nin çekirdek kadrosu dört kişiden oluşuyordu.
Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdullatif Şener...
Şener, erken koptu ekipten.
Gül, önce Başbakan sonra Cumhurbaşkanı oldu.
Erdoğan da aynı yolu izleyerek Köşke çıkma hazırlıkları yapıyor.
Emeklilik için gün saydığını açıklayan Arınç ise finali muhtemelen Başbakan olarak yapacak.
İşte Ankara kulislerinin en çok rağbet gören 2014 senaryosunun detayları:
Erdoğan, 2014 Temmuz'unda Çankaya'ya çıkacak.
50 kişilik MKYK toplanarak kendi içinden bir isme 2015'teki kongreye kadar vekalet verecek.
O isim Bülent Arınç olacak.
Erdoğan'dan hükümeti kurma görevini alarak Başbakanlık koltuğuna oturacak.
Seçime 4 ay kala yapılacak kongreye kadar hem genel başkanlık hem Başbakanlık ona emanet edilecek.
2015'in baharındaki kongrede partinin Erdoğan'dan sonraki genel başkanı seçilecek.
Partiyi seçime Arınç ve yeni genel başkan birlikte götürecek.
Arınç, seçimden sonra TBMM Başkanlığı ve Başbakanlık yapmış bir siyasetçi olarak 66 yaşında Ankara'ya veda edecek.
Bu senaryonun Anayasa Mahkemesi'nin bugün yarın açıklanacak kararına ve Başkanlık Sistemine geçilme ihtimaline göre değişebileceğini de unutmamak lazım...
Şu üç çocuk meselesi
Başbakan'ın ısrarla gündemde tuttuğu üç çocuk meselesi, Türkiye'nin üzerinde hassasiyetle durması gereken önceliklerinden biri aslında.
En azından bilim öyle söylüyor.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün her 5 yılda bir yayınladığı "Türkiye'nin Demografik Değişimi" adlı bir araştırma var. En son 2008'de yayınlanmış.
Şöyle üstün körü incelediğinizde bile Başbakan Erdoğan'ın niye 3 çocuk istediğini hemen anlamanız mümkün.
Kısa adı TNSA -2008 olan araştırmaya göre, nüfusumuz 2000'li yıllardan itibaren yüksek doğurganlık hızını kaybeden ve gittikçe yaşlanan bir özellik kazanmaya başladı.
Son 40 yılda ortalama hane halkı büyüklüğü 7 kişiden 4 kişiye düştü.
Doğurganlık düzeyi ise yenilenme düzeyinin hemen üzerinde bir düzey olan 2.16'ya geriledi.
Bu Türkiye nüfusunun bir süre daha artacağı, 2050'li yıllarda yaklaşık 95 milyona çıkacağı ve asla 100 milyonu bulamayacağı anlamına geliyor.
2023 yılında 82 milyona ulaşacak nüfusumuzun 8 milyonunu yaşlılar oluşturacak.
Günümüzde yüzde 7 seviyesinde olan yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki payı 2023 yılında yüzde 10'lara çıkacak.
Bu Türkiye'de bugüne kadar genç nüfusun gereksinimlerine göre şekillenen sosyal politikaların artık yaşlı nüfusa göre belirlenmesi sonucunu doğuracak.
Sadece bu mu? Genç nüfus ile ekonomi arasındaki bağlantıyı da unutmayalım.
Günümüzde ekonomik dinamizmi yakalayan ülkeler nüfusu genç olanlar.
Türkiye'de bunlardan biri.
Ama deniz bizim için maalesef bitme aşamasına gelmiş...
Bu gidişle ekonomik gelişmeyi sürdürülebilir bir hale getirmek gibi bir şansımız kalmayacak.
Üç çocuğa karşı çıkarken meselenin bu boyutlarını da bilmekte fayda var...