Şemdinli bozgunu PKK'yı fena dağıtmış
Terör örgütü PKK geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği iki sürpriz eylemle "Şemdinli'de neler oluyor?" sorusunun cevabını bizzat verdi.
Her şey gayet açık ve net.
PKK'da ikinci Şemdinli sendromu yaşanıyor.
Örgüt tıpkı 1992'de olduğu gibi Şemdinli'de tarihinin en ağır tokatlarından birini yedi.
Alışılmış vur-kaç taktiğinin dışına çıkarak Türk askeri ile mevzi savaşına girdiler.
Resmi olmayan bilgilere göre son 1 ayda etkisiz hale getirilen PKK militanlarının sayısı 250 -300 arasında...
Gerilla savaşına alışkın teröristlerin silah ve mühimmat olarak kendilerinden kat be kat üstün düzenli ordu ile mevzi savaşına girmesi görülmüş şey değil.
"Kandil Savaş Baronluğu"nun bir numaralı elebaşı Murat Karayılan'ın göz göre göre ölüme yolladığı militanların ardından örgütte büyük tartışmalar yaşandığı haberleri geliyor.
Hüseyin Aygün'ü kaçırmaları, güpegündüz BDP'lilerin yolunu kesmeleri hep bu bozgunun tabanda yaratacağı tahribatı engellemek amaçlı.
BDP'lilerle işbirliği yaparak 'yıkılmadım, ayaktayım' mesajı veren örgütte işlerin yolunda gitmediği gün gibi ortada.
Murat Karayılan'ın en büyük hayali Şırnak, Şemdinli ve Çukurca'dan oluşan sözde Botan eyaletinde kurtarılmış bölge oluşturmak...
1992'de de Şırnak ve Talabani'nin kontrolündeki Haftanin'i 45 gün süreyle kuşatmış ve 500'den fazla militanını kaybetmişti.
20 yıl sonra bu özlemi anlaşılan yeniden depreşmiş.
Şemdinli'de en azından birkaç hafta tutunmak ve uluslararası arenada prestij kazanmak istiyordu, başaramadı.
Şemdinli halkı haftalardır kendilerini ayaklanmaya zorlayan PKK'lılara boyun eğmedi.
Devletten yana tavır aldı. PKK'da moralleri bozan bir diğer faktör de bu.
Karayılan'ın şimdiki hedefi bölgedeki bir karakolu zapt etmek ve son militanı ölene kadar PKK bayrağını orada asılı tutmak.
Böylece hem kendi sefil canını kurtaracak, hem de psikolojik üstünlüğü ele geçirecek.
Tabii bu kağıt üzerinde göründüğü kadar kolay bir iş değil.
Şu anda örgütün en iyi militanları Şemdinli ve Çukurca çanağında mahsur kalmış durumda... Bölgede Kasım ayına kadar sürecek arama ve temizlik çalışmaları başladı.
Mehmetçik 3 ay boyunca dağı, taşı didik didik arayacak.
PKK'nın ikinci Şemdinli kalkışması tıpkı ilki gibi hüsranla sonuçlandı.
Şemdinli'de olan biten işte bu...
Bu iddia çok konuşulur
Hüseyin Aygün'ün PKK tarafından kaçırılması üzerine çok şey yazıldı, çizildi.
Kendi adıma bu olayda en büyük zararı CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun gördüğü düşüncesindeyim.
Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu, ne kadar arkasında durursa dursun, Aygün'ün CHP'deki günleri sayılıdır.
Gelelim kaçırılma olayıyla ilgili çarpıcı iddiaya...
Terör yazarı Tuncer Güney, Aygün'ün PKK tarafından Torunoba Köyü'nde iki gün misafir edildiğini ve olayın tamamen bir mizansen olduğunu söylüyor.
Bu iddiasını da şöyle gerekçelendiriyor:
"PKK'nın bugüne kadar kayıtlara geçen 500'den fazla kaçırma olayı var. Hiçbirinde geride ne bir ipucu ne de şahit bıraktılar. Oysa bu olayda Aygün'ün danışmanı ve gazeteciyi adeta haber versinler diye kendi elleriyle yolladılar. Militanlar kendileri için son derece riskli olan böyle bir uygulamayı neden tercih etti? Danışmanı ve gazeteciyi de alsalar olayın duyulması bu kadar çabuk gerçekleşmeyecek. O dağlarda iki gün boyunca iskarpinlerle yürünmez. Geceleri sıcaklık 4-5 dereceye kadar düşer. İki gün dağda yatan ve iskarpinlerle yürüyen Aygün'ün üzerinde toz, yüzünde yorgunluk ifadesi yok. Görünen o ki, bölgede faaliyet gösteren küçük bir KCK grubu kendisini Torunoba köyünde misafir etmiş. Bu olay nedeniyle 10 gündür PKK'nın taleplerini konuşuyoruz. Örgüt harika bir propaganda çalışması yaptı. Hüseyin Aygün de popülaritesini artırdı. Tunceli'de PKK'yı asıl rahatsız eden devlete yakın çizgide siyaset yapan Kamer Genç'dir. PKK sürekli o bölgede olan Genç'i neden kaçırmıyor da Hüseyin Aygün'ü kaçırıyor?"
Her şey gayet açık ve net.
PKK'da ikinci Şemdinli sendromu yaşanıyor.
Örgüt tıpkı 1992'de olduğu gibi Şemdinli'de tarihinin en ağır tokatlarından birini yedi.
Alışılmış vur-kaç taktiğinin dışına çıkarak Türk askeri ile mevzi savaşına girdiler.
Resmi olmayan bilgilere göre son 1 ayda etkisiz hale getirilen PKK militanlarının sayısı 250 -300 arasında...
Gerilla savaşına alışkın teröristlerin silah ve mühimmat olarak kendilerinden kat be kat üstün düzenli ordu ile mevzi savaşına girmesi görülmüş şey değil.
"Kandil Savaş Baronluğu"nun bir numaralı elebaşı Murat Karayılan'ın göz göre göre ölüme yolladığı militanların ardından örgütte büyük tartışmalar yaşandığı haberleri geliyor.
Hüseyin Aygün'ü kaçırmaları, güpegündüz BDP'lilerin yolunu kesmeleri hep bu bozgunun tabanda yaratacağı tahribatı engellemek amaçlı.
BDP'lilerle işbirliği yaparak 'yıkılmadım, ayaktayım' mesajı veren örgütte işlerin yolunda gitmediği gün gibi ortada.
Murat Karayılan'ın en büyük hayali Şırnak, Şemdinli ve Çukurca'dan oluşan sözde Botan eyaletinde kurtarılmış bölge oluşturmak...
1992'de de Şırnak ve Talabani'nin kontrolündeki Haftanin'i 45 gün süreyle kuşatmış ve 500'den fazla militanını kaybetmişti.
20 yıl sonra bu özlemi anlaşılan yeniden depreşmiş.
Şemdinli'de en azından birkaç hafta tutunmak ve uluslararası arenada prestij kazanmak istiyordu, başaramadı.
Şemdinli halkı haftalardır kendilerini ayaklanmaya zorlayan PKK'lılara boyun eğmedi.
Devletten yana tavır aldı. PKK'da moralleri bozan bir diğer faktör de bu.
Karayılan'ın şimdiki hedefi bölgedeki bir karakolu zapt etmek ve son militanı ölene kadar PKK bayrağını orada asılı tutmak.
Böylece hem kendi sefil canını kurtaracak, hem de psikolojik üstünlüğü ele geçirecek.
Tabii bu kağıt üzerinde göründüğü kadar kolay bir iş değil.
Şu anda örgütün en iyi militanları Şemdinli ve Çukurca çanağında mahsur kalmış durumda... Bölgede Kasım ayına kadar sürecek arama ve temizlik çalışmaları başladı.
Mehmetçik 3 ay boyunca dağı, taşı didik didik arayacak.
PKK'nın ikinci Şemdinli kalkışması tıpkı ilki gibi hüsranla sonuçlandı.
Şemdinli'de olan biten işte bu...
Bu iddia çok konuşulur
Hüseyin Aygün'ün PKK tarafından kaçırılması üzerine çok şey yazıldı, çizildi.
Kendi adıma bu olayda en büyük zararı CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun gördüğü düşüncesindeyim.
Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu, ne kadar arkasında durursa dursun, Aygün'ün CHP'deki günleri sayılıdır.
Gelelim kaçırılma olayıyla ilgili çarpıcı iddiaya...
Terör yazarı Tuncer Güney, Aygün'ün PKK tarafından Torunoba Köyü'nde iki gün misafir edildiğini ve olayın tamamen bir mizansen olduğunu söylüyor.
Bu iddiasını da şöyle gerekçelendiriyor:
"PKK'nın bugüne kadar kayıtlara geçen 500'den fazla kaçırma olayı var. Hiçbirinde geride ne bir ipucu ne de şahit bıraktılar. Oysa bu olayda Aygün'ün danışmanı ve gazeteciyi adeta haber versinler diye kendi elleriyle yolladılar. Militanlar kendileri için son derece riskli olan böyle bir uygulamayı neden tercih etti? Danışmanı ve gazeteciyi de alsalar olayın duyulması bu kadar çabuk gerçekleşmeyecek. O dağlarda iki gün boyunca iskarpinlerle yürünmez. Geceleri sıcaklık 4-5 dereceye kadar düşer. İki gün dağda yatan ve iskarpinlerle yürüyen Aygün'ün üzerinde toz, yüzünde yorgunluk ifadesi yok. Görünen o ki, bölgede faaliyet gösteren küçük bir KCK grubu kendisini Torunoba köyünde misafir etmiş. Bu olay nedeniyle 10 gündür PKK'nın taleplerini konuşuyoruz. Örgüt harika bir propaganda çalışması yaptı. Hüseyin Aygün de popülaritesini artırdı. Tunceli'de PKK'yı asıl rahatsız eden devlete yakın çizgide siyaset yapan Kamer Genç'dir. PKK sürekli o bölgede olan Genç'i neden kaçırmıyor da Hüseyin Aygün'ü kaçırıyor?"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.