Zafer Şahin

Bu sese kulak verin

Yıl 1988.
Türkiye'nin PKK terörünü 'üç-beş çapulcu bunlar' diye hafife aldığı günler sona ermiş.
Turgut Özal henüz köşke çıkmamış...
Başbakan olarak, giderek tırmanan teröre çare arıyor.
Ve aklına TRT'den Kürtçe yayın yapmak geliyor.
Kurmaylarına, "Şu GAP televizyonu günde 2 saat Kürtçe yayın yapsa ne olur sanki?" diye soruyor.
Kurmaylardan biri Cemil Çiçek.
Öneriye sert tepki gösteriyor.
Diğerleri de onu destekliyor ve Özal, o günün şartlarında 'radikal' kabul edilen projesini rafa kaldırıyor.
Meydan MED TV'ye kalıyor.
Sonuç malum...
Bugün TRT 24 saat Kürtçe yayın yapıyor ama atı alan çoktan Üsküdar'ı geçmiş.
Dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in gazetelerin Ankara temsilcileriyle buluştuğu sohbet toplantısındaydık.
Gündem beklenildiği ve tahmin edildiği üzere terördü.
Yukarıdaki hikayeyi toplantıdan sonra Cemil Çiçek'ten dinledik.
Bu ülkenin Özal'ın önerisinin ne kadar yerinde olduğunu anlaması için 24 yıl geçmesi gerekiyormuş.
"10 yıl önce bugün söylediklerimin hiçbirini dile getirmezdim" diyen Çiçek 'Teröre Karşı Ulusal Mutabakat Metni' hazırlamış.
Şehit cenazelerinde etrafını saran vatandaşlardan gelen, "Bir araya gelin bu işi çözün" çağrıları olmuş onu harekete geçiren.
Gazetecilerle buluşmasının nedeni de bu metni kamuoyunun dikkatine sunmak ve tartışılmasını sağlamak.
"Vatandaş Cemil Çiçek olarak kaleme aldım" dediği metin, teröre karşı bu ülkede bugüne kadar hazırlanan en derli, toplu yazılı belge niteliğinde.
Tabii bir de toplantıda dile getirdiği samimi açıklamaları var.
Onlar da son derece önemli.
Türkiye terör belasından kurtulmak istiyorsa Meclis Başkanı'na mutlaka kulak vermeli.
İşte Çiçek'in 'Teröre Karşı Ulusal Mutabakat Metni' ve açıklamalarının satırbaşları...
- Terörle mücadelede sihirli bir formül yok. Vatandaşa doğru ve gerçekçi bilgiler vermek zorundayız.
- Bazen sabır taşımızın çatladığı anlar oluyor ama bu sabırla halledilecek bir mesele.
- Geçmişte hepimiz terörle mücadele konusunda hatalar yapmış olabiliriz ama bu dönem birbirimizi suçlama, laf sokma dönemi değil.
- Benim terörist dediğime birileri gerilla ya da özgürlük savaşçısı diyorsa ortada bir sorun var demektir. Terminolojiye dikkat etmek zorundayız.
- Teröre karşı mücadelede uluslararası alanda yeterli işbirliği yok.
- Elden gelen öğün olmaz o da vaktinde bulunmaz. Bize en fazla destek verdiğini söyleyen ülkeler bile yapmaları gerekenin onda birini yapmıyor.
- Biz bu mücadeleyi tek başımıza yapmak zorundayız. Halkın sağduyusu ile, tuzaklara ve tahriklere gelmeden belli bir noktaya gelebiliriz.
- Terör bir uluslararası politika malzemesidir. Zaman zaman bir ülke diğerine karşı kullanır.
- Terörle mücadele dinamik bir süreçtir, alacağımız tedbirler de dinamik olmalı. 3 yıl önceki tedbirlere soruna müdahale edemeyiz.
- OHAL ve sıkıyönetim terör örgütünün daha rahat taban bulmasını sağlıyor. Türkiye uzun yıllar bu tecrübeyi yaşadı, sonuç ortada.
- Hukukun dışına çıkmadan, demokrasi içinde bu sorunu çözmek zorundayız.
- Terörle mücadele edelim ya da etmeyelim ülkemizde demokratik standartları yükseltmek görevimiz.
- Bu bayram hayat bana zehir oldu. Cahiliye döneminde bile insanlar belli günlerde kan dökmez, savaşmazlardı. Ama bu eylemleri yapanlar cahiliye dönemindekilerden bile daha ilkeller.
- Vatandaş cenazelerde bana " Bir araya gelin bu işi çözün" diyor. Belli ki bizden daha somut, yürek soğutan çözümler bekliyor. Siyaset kurumu bu taleplere sırtını dönemez.
- Ulusal Mutabakat Metnini kendim yazdım. Herkesin ne katkısı olacaksa buyursun yapsın. Bana düşen bir görev olursa yaparım ama kendi kendime de gelin güvey olmam.
- BDP'li vekillerin teröristlerle kucaklaşmasını hiç doğru bulmuyorum.
- Şu anda yargıladığımız insanların yazdığı bir anayasa ile Türkiye'yi yönetiyoruz. Bunu değiştirmek boynumuzun borcu. Daha fazla bu anayasa ile yola devam edemeyiz.
- Şiddeti ve terörü benimseyen hiçbir anlayış ve hareket tarzı kabul edilemez.
- Terörle mücadele demokratik hukuk devletinin temel ilkeleri ve insan haklarına saygı sınırları çerçevesinde yürütülmelidir.
- Her türlü terör eylemine ve şiddete karşı çıkılması hükümetin ve siyasi partilerin olduğu kadar demokratik kuruluşlar ve STK'lar ile yurttaşlarında da görevidir.
- Güneydoğu Anadolu Bölgesinin ekonomik açıdan kalkındırılması ve yerel yönetimlerin üniter ve ulus devlet yapısına zarar vermeyecek şekilde daha güçlü bir idari ve mali yapıya kavuşturulması yaklaşımı benimsenecektir.
- Şehit ailelerinin, terör mağdurlarının ve bunların yakınlarının durumlarının daha da iyileştirilmesi için gerekli tedbirler alınacaktır.
- Bu mutabakata taraf olan siyasi partiler ve STK olarak bu mutabakattaki ilkeler doğrultusundaki her türlü işbirliğine partiler üstü bir yaklaşımla yaklaşacağımız ilan ediyoruz.
- Bu çerçevede bütün yurttaşların başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini korumak ve daha da geliştirmek için birlikte çalışacağımız beyan ediyor ve toplumun tüm kesimlerini bu mutabakatta ifadesini bulan yaklaşımı benimseyip desteklemeye davet ediyoruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.