Türkiye'deki siyasi dengeleri önemli ölçüde etkileyecek 2014 yerel seçimleri 6 ay öne çekilecek ve 27 Ekim 2013 tarihinde yapılacak.
Yeni Asır okuyucuları için yeni bir bilgi değil bu.
Çünkü AK Parti kurmaylarının 1 yıldan uzun bir süredir üzerinde çalıştığı bu projenin tüm detaylarını Türk basınında okuyucularına ilk duyuran gazete Yeni Asır oldu.
En son 10 Temmuz 2012 tarihinde yerel seçimin 3 Kasım 2013 Pazar günü yapılacağını ve bu konuda AK Parti ile MHP arasında anlaşmanın sağlandığını yazdık.
3 Kasım'ın AK Parti'nin iktidara geldiği gün olması MHP kanadında bir rahatsızlık yaratmış olmalı ki, tarihi bir hafta öne çektiler.
Seçimin öne alınması için anayasa değişikliği şart.
Yani 367 milletvekilinin imzası gerekiyor.
TBMM'de oy hakkı bulunmayan Meclis Başkanı Cemil Çiçek hariç AK Parti'nin 325 oyu var.
MHP ise tutuklu Engin Alan dışında 50 milletvekiline sahip.
Toplamda 375 milletvekiline sahip iki partinin oyu seçimin referandumsuz erkene alınmasına yetiyor da artıyor.
Peki yerel seçim neden erkene alındı?
En çok dile getirilen sebep 'kış şartlarında seçim yapmanın zorlukları.'
Yerel seçimin erkene alınma nedenlerinin biri bu ama asıl gerekçe farklı.
Bir kere 2014 Temmuz'unda Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Yerel seçim Mart ayında yapılsaydı iki seçimin arasında sadece 3 ay olacaktı.
Seçimlerde aday gösterilmeyen parti teşkilatlarını, kırgınları, küskünleri tam bir var olma mücadelesine sahne olacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için canla başla çalıştırmak öyle kolay bir iş değil.
Sıkışık seçim takvimi tüm partiler için büyük bir dezavantajdı.
CHP her ne kadar bu işin içinde olmasa da seçimin öne alınması onların da işine geliyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi AK Parti ile CHP'nin çıkaracağı aday arasında geçecek.
CHP ilk kez AK Parti'ye oy vermeyen seçmenin tek adresi olma şansını Cumhurbaşkanlığı seçiminde yakalayacak.
Tarihi bir fırsatı zaten hiç eksik olmayan parti içi tartışmalarla heba etmeyi Kılıçdaroğlu da istemez.
Devlet Bahçeli'nin Kasım ayındaki kongrede en büyük kozlarından biri erkene alınan yerel seçimler olacak.
MHP delegesinin 'dere geçerken binici değiştirilmez' kuralına uygun bir tercihte bulunması kuvvetle muhtemeldir.
Tüm partiler için yerel seçim küskünlerinin yaratacağı tahribatı hafifletmek adına 6 ay yeterli bir süre.
1 Ekim'de açılacak TBMM'nin ilk işi Büyükşehir kanununu çıkarmak olacak.
Ondan sonra ise bol bol adayları, İzmir, İstanbul ve Ankara'yı kimin alacağını konuşacağız.
AK Parti'nin 30 Eylül'deki kongresi 3 büyük ilde kimlerin aday gösterileceğine dair bize kuvvetli işaretler verecek.
İktidar partisi için bu seçimin kritik dönemeçlerinden biri İzmir.
Binali Yıldırım'ın aday olup olmayacağı, CHP'nin göstereceği adayın belirlenmesinde de etkili olacak.
İzmir'de alınacak sonuçlar AK Parti için olduğu kadar CHP için de son derece önemli.
AK Parti İzmir'i alırsa 10 yılda Türkiye'nin tamamına hitap eden bir siyasi hareket haline geldiğini ispatlayacak.
CHP'nin İzmir'i kaybetmesi ise partideki tüm dengeleri alt üst edecek bir depreme neden olabilir.
Türk siyasetinin 2014'ten itibaren takip edeceği rota, İzmir'le beraber İstanbul ve Güneydoğu'dan çıkacak sonuçlara göre belirlenecek.
Zevkli ve heyecanlı bir seçim dönemi bizi bekliyor.
Ne diyelim?
Hak eden kazansın...