• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Bakan'ın hala oğlu Balyoz hükümlüsü

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.09.2012, 00:00
Balyoz Davası'nda kararın açıklanmasından sonra Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın sıcağı sıcağına verdiği demeç çok dikkat çekti.
Günay mahkemenin kararını "Bereket versin ki nihai karar değil" sözleriyle yorumladı.
Peki kendisi de bir darbe mağduru olan ve 12 Eylül'de asker tarafından cezaevine yollanan Bakan neden böyle bir açıklama yaptı?
Bunun birden çok nedeni olabilir ama benim aklıma ilk gelen kamuoyunun pek bilmediği bir akrabalık bağı oldu.
Balyoz Davası'nda 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Hava Kuvvetleri eski Komutanı Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, Ertuğrul Günay'ın halasının oğlu.
Günay'ın, kuzeninin demokrasiye ve Anayasa'ya sıkı sıkıya bağlı biri olduğunu, böyle bir oluşumun içinde yer alacağına inanmadığını dost meclislerinde zaman zaman dile getirdiği biliniyor.
Kararın onu fazlasıyla rahatsız etmesi biraz da bundan.

Erdoğan'ın kongre hesabı
Gazetelerde çarşaf çarşaf AK Parti'nin yeni yönetiminde kimlerin görev yapacağına dair haber ve yorumlar yayınlanıyor.
Ankara'yı ve iktidar partisini yakından takip edenler bilir ki, şu anda Başbakan Erdoğan dışında o listeden haberi olan kimse yoktur.
Yani 50 kişilik MKYK'yı görmek için Pazar gününe kadar beklemek zorundayız.
Şu aşamada isimlere değil Erdoğan'ın listeyi hangi dengeleri gözeterek hazırlayacağına yoğunlaşmak daha doğru olur.
Partisel ve bölgesel dengelerin gözetildiği, mevcut siyasi atmosfere, milletvekillerinin son 1 yıllık performanslarına, yerel seçim hesaplarına ve Erdoğan'ın geleceğe yönelik siyasi hedeflerine uygun biçimde şekillenecek bir liste olacağı kesin.
Kongre günü girenlerden çok kimlerin giremediğini tartışacağımızdan eminim.
AK Parti aslında büyük bir koalisyon.
Pazar günü o koalisyonu oluşturan yapıların tamamı listede olacak mı, yoksa biri ya da ikisi tasfiye mi edilecek göreceğiz.
Ege'den listeye girmesi muhtemel isimleri daha önce yazmıştık.
Hüseyin Tanrıverdi'nin MYK'daki görevine devam etmesi sürpriz olmaz.
Nihat Zeybekci de MKYK'da görev alması beklenen isimler arasında.
İzmir'den kimin alınacağına dair bir işaret yok.
Nükhet Hotar devam da edebilir yerini bir hemcinsine de bırakabilir.
İsim bahsini fazla uzatmadan noktalayalım.
Çünkü bu konuda kim ne söylüyorsa boşa söylüyor...

Menderes ve CHP
Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin statükoya ve 'küçük olsun ama bizim olsun' mantığına sıkı sıkıya bağlı kadrolarına inat Adnan Menderes'in mezarını ziyaret etti.
Aradan neredeyse 10 gün geçti ama bu ziyarete CHP içindeki bazı grupların tepkisi henüz dinmedi.
Kılıçdaroğlu'nun Menderes açılımını hazmedemeyenlere, özellikle de partinin sol kanadına biraz yakın tarih okumalarını öneriyorum.
Bunu yaptıkları zaman görecekler ki, Menderes aslında tanıdıkları, düşündükleri adam değil.
Okumaya vakti olmayanlar için ben birkaç anekdot aktarayım:
Türkiye'de çok partili hayatın başladığı 1946 seçimleri öncesinde Ahmet Emin Yalman, Menderes'e sorar:
Sizin Demokrat Parti'nin (DP) CHP'den farkı nedir?
Menderes'in cevabına dikkat:
Biz CHP'den bir parça daha soldayız.
Aynı seçimlerde DP'nin Bursa adayı kimdir dersiniz?
Türk sosyalist hareketinin o dönemdeki simge ismi Mehmet Ali Aybar...
Tam bir devlet partisi olan CHP'nin yüzünü halka çevirmesini sağlayan ortanın solu hareketinin çıkış noktası da DP içindeki muhaliflerdir.
DP'den istifa ederek Hürriyet Partisi'ni kuran ve 1958 yılında CHP'ye geçen Turan Güneş ve arkadaşlarının gelmesiyle CHP'deki değişim başlar.
Bu konuda verilebilecek daha çok örnek var ama yerimiz sınırlı.
Sözün özü:
Kılıçdaroğlu, Menderes'in mezarına giderek doğru bir iş yapmıştır.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA