Zafer Şahin

Ülkücülerin zor kararı

Ülkücü hareket 43 yıllık tarihinde sadece iki genel başkan çıkarabildi.
Efsanevi lider Alparslan Türkeş ve Devlet Bahçeli.
Her ikisi de partiyi koalisyon ortağı olarak da olsa iktidara taşımayı bildi.
Bahçeli, 99 seçimlerinde "Bir şey değişecek her şey değişecek" diyerek MHP'yi yüzde 20 bandına getirdi.
3 yıllık iktidar MHP'ye hiç yaramadı.
Deyim yerindeyse o günden bu yana partinin iki yakası bir araya gelmedi.
2002'de baraj altında kalan, 2007 ve 2011'de zorlanarak Meclis'e giren MHP'de, tabanın değişim arzusu belki de bu kongrede bir kez daha ertelenecek.
Ancak bu gömlek artık MHP'ye dar geliyor.
Dün Ankara Arena'nın tribünlerini hınca hınç dolduran 20 bini aşkın ülkücünün gönlünün ve aklının değişimden yana olduğunu görmemek için kör olmak lazım.
Aslında salonun ortasına konuşlandırılan delege de MHP'ye değişimin ilaç gibi geleceğinin farkındaydı.
Ancak bu yazının kaleme alındığı an itibariyle onların kahir ekseriyetinin aklında Bahçeli'ye son bir şans tanımak fikri olduğunu gözlemledim.
Belki de bu yüzden Devlet Bahçeli kendinden çok emindi.
Öyle ki genel başkan adaylarına tanınan konuşma hakkını dahi kullanmadı.
Açılışta yaptığı konuşmayla yetindi.
İçerik açısından konuşmasının Salı günleri Meclis'te yaptıklarından pek bir farkı yoktu.
Üstü kapalı olarak kendisine yöneltilen "AK Parti'nin yörüngesine girdi" eleştirilerine cevap verdi.
Konuşmasının satır aralarında MHP'nin yeni dönemde daha agresif bir muhalefet tarzını benimseyeceğinin işaretleri vardı.
MHP'nin Yeni Anayasa ve Kürt sorunundaki kırmızı çizgilerini hatırlattı.
Beklendiği üzere Türkiye'de bir Kürt sorunu olmadığı görüşünü dile getirdi.
Ancak "Haksızlığa uğrayan Kürt kardeşim varsa onun da güvencesi benim" diyerek kendisi için radikal sayılabilecek bir açılım yaptı.
Bahçeli'nin rahatlığı en büyük rakibi Koray Aydın'a da sirayet etmiş gibiydi.
Salondaki atmosfer ve coşku ondan yanaydı ama nedendir bilinmez, kısa tuttuğu konuşmasında Bahçeli'yi neredeyse hiç eleştirmedi.
Belki de olası bir gerginliği hesaba katarak sadece iktidara yüklenmeyi tercih etti.
Ve Müsavat Dervişoğlu...
Tüm salona 'İyi ki bu yarışa girmiş, kürsüden o konuşmayı yapmış" dedirtti.
Kongrenin yıldızı, heyecanı, rengi olmayı başardı.
O konuşurken salon hop oturdu, hop kalktı.
Belki Koray Aydın kadar kapsamlı bir adaylık çalışması yapmadı ama kürsüde bütün açığını kapatmayı bildi.
Kendisine önce 'aday olamaz' sonra '40 imzayı bulamaz' diyenlere inat, 'yarışta ben de varım' dedi.
Her cümlesi ayakta alkışlandı.
Kendi ifadesiyle ülkücü kardeşleri ona biraz torpil geçti.
Ama bunu sonuna kadar hak ettiğinin o da salondakiler de farkındaydı.
'Hareketin oğlu Dervişoğlu' sloganı ile MHP'de bundan sonrası için her zaman dikkate alınması gereken bir güç olduğunu ispatladı.
Son söz: Belki bu kongrede MHP'de taşlar yerinden oynamayacak.
Ancak tabandan yükselen değişim dalgası öyle kuvvetli ki, MHP'nin 3'üncü genel başkanını görmek için fazla beklemeyeceğimiz kesin...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.