Zafer Şahin

CHP'nin aşırı acıklı hikayesi

11 milyon 123 bin 83...
Son genel seçimde CHP'ye oy veren seçmen sayısı bu.
2011'de her 4 seçmenden biri, CHP'nin iktidar olma ihtimaline inanarak mührü altı oka bastı.
Seçimin üzerinden tam 1.5 yıl geçti.
Bu süreçte CHP'nin akılda kalan, toplumun geniş kesimlerine iktidar alternatifi olduğu mesajını veren tek bir icraatını hatırlıyor musunuz?
Silivri, ulusalcı- yenilikçi kavgası, Hüseyin Aygün tartışmaları ve en son Birgül Ayman Güler krizi.
Çalışanlar, emekliler, çiftçiler, esnaflar, asgari ücretliler ve ezilenler nedense CHP'nin gündemine hiç giremedi.
Oysa mührü altı oka basan 11 milyon insanın ezici çoğunluğu bu saydıklarımızdan oluşuyor.
'Küçük dağları ben yarattım havasında' ortalıkta dolaşan bazı parti yöneticileri ve milletvekillerinin tek derdi yerel seçimlerde büyükşehirlerden birinden belediye başkanı adayı olmak.
Bakmayın o sözde ideolojik tartışmalara...
Ulusalcılar İşçi Partisi'ne gidecekmiş, yenilikçiler kazan kaldıracakmış hepsi hikaye...
Kimse bir yere gitmez, kimse de mevcut konumunu tehlikeye düşürecek bir girişimde bulunmaz.
Hepsinin ortak derdi, yerelde kendileri olmasa bile ekip arkadaşlarının kontrolünde bir yapı oluşturmak.
E doğal olarak motivasyon ve enerji bu işlere harcanınca, asli görevlerini yapmaya pek vakitleri kalmıyor.
Partinin hal-i pür melali bu olduğu için, 10 yıldan fazla bir süredir ülkeyi yöneten AK Parti sürekli oyunu artırıyor.
50 yıldır muhalefette olan CHP ise yerinde sayıyor, hatta geriliyor.
Kemalist mi, yoksa sosyalist mi olduğuna bir türlü karar veremeyen, dünyanın fakirler yerine zenginlerden oy alan tek sosyal demokrat partisi CHP.
Haksızlık etmeyelim, CHP'yi bu kısır döngü içinde kalmaya mahkum eden yapısal sorunlar Kemal Kılıçdaroğlu'yla beraber ortaya çıkmadı.
Mazisi ta 12 Eylül öncesine dayanıyor.
80'lerin başından itibaren hızla değişen, 20 milyondan fazla insanın 20 yılda köylerden büyükşehirlere göç ettiği bir Türkiye gerçeği var.
CHP'nin sıkıntısı bu gerçeği okuyamaması ve değişen ekonomik ve sosyal yapıya uygun politikalar üretememesi.
İdeolojik belirsizlik ve sen- ben kavgası 30 yıldır partinin rotasını belirlemesine müsaade etmiyor.
Ecevit'e siyaset yasağı kalktıktan sonra CHP'ye dönmek yerine DSP'yi kurduran ana etken buydu.
Ertuğrul Günay'ı genel sekreterliğini yaptığı partiden koparan da aynı yapısal sorunlar olmuştu.
Bu kavga yeni değil ve kolay kolay da bitecek gibi görünmüyor.
CHP artık ne olduğuna ve ne olmak istediğine karar vermek zorunda.
Yoksa bu aşırı acıklı hikayenin sonu tahmin edilenden daha da kötü olacak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.