İzmire bayılıyorum. Herkes "İstanbul'u özlemedin mi?" deyip durdukça ben yeni güzellikler keşfediyorum İzmir'de.
Cake Walk'ı duydunuz mu? Bir renk, görüntü, şıklık düşünün ki (butik değil) nefis tatlı kokusuyla birleşince muhteşem bir pastane oluşsun. Çok sevdiğim bir dostum bize yemeğe geldi geçen hafta. Kuzeninin harika bir tatlıcı açtığını söyledi. Ben de tatlıyı hiç sevmediğim için (dermişim) her gün Cafiko'nun yanındaki bu tatlıcıya her gün uğramayı planladığım halde bir türlü gidemedim. Taaa ki Belgin Tunaboylu'nun güzel kızı Lavanta'da bir 18 yaş partisi yapana kadar. Nefis bir pasta geldi 2 hanımın kollarında. Görüntü yıkılıyo... Gelen sanat şaheserinin Cake walk'tan geldiğini ve getirenlerin sahibeler Lina ve Ester olduklarını duyunca hemen sohbet başladı. Dükkanın adı neden Cake Walkmuş? Dükkan defile alanı, tatlılar da manken... Yani keklerin yürüyüşü. Bayıldım benzetmeye. Bu arada New York'tan gelen bir arkadaşları oralarda yaşgünlerinde iskemle oyununda son oturana verilen pastaya bu isim verildiğini söylemiş. Kızlar ona da evet demişler. Lina İstanbul mutfak sanatları akademisi mezunu, Ester doğal kreatris, mutfak dizaynerları Ece Yarıcı ile Alper Nisari Swissotel mutfağından. Bize uğrayın tadın sonra konuşalım dediler. Uğradım, tattım konuşacak durumum kalamadı ancak yazabiliyorum. Muhteşem... Cake Walk'tan bazı seçmeler... Çikolatalı acı biberli grappalı kek, limoncellolu tart, Macaron , Çikolata truffle, bademli meyvalı pasta ve ve ve ve... Mutlak bir uğrayın 1381 sokağa ve beni anın tatlı butiğinde...
İstanbul'da hayat çok geç başlıyor
Biraz da da İstanbul'dan bahsedelim mi? Benim çok sevdiğim yıllardır hem beraberce çok organizasyona imza attığım hem çok özelimi paylaştığım Selin'im hafta sonu İzmir'deydi. Yazın Alaçatı'da olacağı için yavaş yavaş İzmir Çeşme turlarına başladı. Bu hafta sonu Kerem Alışık'ın oyununa gitti. Lavanta'ya beni almaya geldi. Vazgeçilmezim Reyhan'a geçtik. İstanbul'dan bir şeyler anlatsın diye mevzu açtım. Kız arkadaşlarını anlattı... "Akşamüstü Fame Fatale'e gitmişler. Oradan Les Ottomans'a girmişler. Chocolate'a gidip akşam yemeklerini yemişler." Deyince, saat kaçmış ki diye merak ettim. "Gece 11.30" dedi Selin. İçimden o saate ben değil, İzmir uyuyordur diye geçirirken ne desin Selin? "Oradan Şamdan'a sonra Scoth'a asıl orada çok eğlenmişler." deyince İzmir'e yerleştiğime ne mutlu oldum... Bu ara Ahularımdan öğrendiğime göre Cenk Eren'le Ali Sayar'ın açtığı 'Pavyon' çok modaymış ve de eğlencesi iyiymiş. Ama sonradan çıkan gazetedeki yazılara çok üzülmüşler. Biraz evvel Ahu Tuğbay'la telefonla yaptığım konuşmada altın kalpli arkadaşım kırıldığını bu tarz yazıların insanları şaka yollu bile olsa yıprattığını söyledi. Kim ne derse desin Ahularımın ellerine kim su dökebilir?...
Geçmiş olsun Hülya
Biraz da TV... Dağda kaza geçiren Hülyam'ı defalarca aradım tabii ki... Yanında vefalı dostumuz Pelin Akad da vardı. Bu arada TV'den canlı göreyim diye Yetenek Sizsiniz'i seyrettim evden. Hiç de fena değildi. Bir tek 13 yaşındaki yarışmacı kızımızın çok güzel şarkı söylemesine rağmen şarkı seçimi rahatsız etti beni. 'Voulez vous coucher avec moi' Moulin Rouge'dan... Belki anlamını bilmediler ki olmaz böyle şey, ya gösterisi... Bu arada Uludağ'la da görüştüm. Hayri Ağabey'imle (Yazıcı). Yanında Fatih vardı. (Dağın yıldızıymış hafta sonu.) Pazartesi gecesi Lavanta'da konuğum olacak Tıpatıp Show'la...