• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
BESİM KAZADO

İtalya'da AIDA operasını Ferzan Özpetek'ten izledim

besim.kazado@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18.08.2011, 00:00
Verdi'nin ünlü operası AIDA'yı Türk yönetmen Ferzan Özpetek yönetti. 750 sanatçının katılımı ile gerçekleşin gösteriyi binlirce kişi ile birlikte canlı canlı izledim

Hiç ihmal etmediğim halde Yunan adalarından önce gittiğim ve size anlatacağımı daha evvel yazdığım İtalya seyahatimı şimdi yazabiliyorum. Tabii ki dakika dakika o günleri yaşayarak.
İtalya, hiç planlarımda yoktu. Bir an evvel Bodrum'a gitmek üzere kendimi hazırlıyordum ki aldığım bir haberle kendimi Milano'da buldum. Kışın oralarda iken AIDA operasının Temmuz ayında, 750 sanatcının katılımı ile sergileneceğini öğrenmiştim. Tam Bodrum-Milano arası düşünüyordum ki aynı gösterinin Verona'da sergileneceğini öğrendim. Sadece sahne amiri yani rejisörü başka idi. O da çok iyi tanıdığım bir arkadaşımdı. Ne yazıktır ki ancak yeni yeni değişiyor bu düşünceler, bizim ve yabancı üstadların haberleri magazinsel kişilerin haberlerinden çok geride kalıyor. Bu gösterinin anonsu gibi. Koskoca Verdi'nin değil sadece dünyanın en büyük operalarından biri AIDA'yı sahneye koyan kişisi bir Türk. 750 kişinin rol aldığı bu dev yapıtı Ferzan Özpetek yönetti. Arkadaşlığım çok eskiye dayanan bu üstadı alkışlamaya gitmem farz olmuştu. Maalesef bizim basından kimseye raslamadım.
Acilen kadim dotum İzi'ciğimin yanına uçtum. Seyahate 1 gün kala gideceğimi sölediğim arkadaşım Suzi (Suzan Hacısüleymanoğlu) alanda sürpriz yapıp benden önce gelmiş bekliyordu bile. Milano'ya vardığımızda her zamanki gibi trenle 40 dakikada şehir merkezine geçtik.
Tabii ki daha önceki İtalya yazılarımızda bahsettiklerimiz hariç yeni yerleri anlatmak istiyorum. Hemen Brera'ya geçiverdik. Öğlen yemeği için yer seçmek biraz zor oldu. O kadar renkli bir yer ki. Güzel bir yoğunluk, harika bistrolar, sofistike butikler, cok değişik dükkan ve barlar var. Bir de pazar kurulan güne denk gelirseniz harika bir gün geçirirsiniz. En güzel yerleri de akıl almaz eski ve otantik sokakları. Gece vakti daha da güzel bir görüntüsü olan Brera, bu kez çantacı ve saatçıların çoğunluğunu teşkil ettiği zencileri misafir ediyor. Yürüyerek giderseniz Via Manzoni'de Armani'nin binasından geçip Bickemberg mağazasından girin Brera'ya dolaşıp Duomo'ya inen mağazaların bulunduğu paralelinden dönün. (tavsiye yani)
Duomo Meydanı'nda dolaşırken bir klasiği yaşadım yine. Yüzlerce Green Peace hayranı koşuyordu, rengarenk kıyafertlerle. Ben azıcık renkli olduğumdan mı ne aralarında buldum kendimi. İyi de oldu çiçekler dağıttık, yürüdük, koştuk... Akşam yemeğine de hazırlanmış oldum. Pek keyifli geçen seyahatlerimin arasında bu kez Milano tam istediğim gibi geçti. Bir ülkeye, beldeye gidince oralılar gibi yaşamak benim için en güzel yoculuk oluyor. İlk gece hakiki bir/gerçek Milanoluların gittiği turistik olmayan) bir bistroya gittik. Çoğu gibi bu restoran da her şeyini ilk günkü gibi muhafaza etmiş. Pele dahil bir çok ünlü topçu ile oynayan bir futbolcunun ailesine ait burası. Yemekler, servis harika. Tavsiye ederim...
Bu arada sokak afişlerinde Fahir Atakoğlu'nun bir müzik festivalinde galada çalacağının ilanını gördüm. Pek duygulandım.
Her gittiğimde Milano'nun çıkışında dev bir afiş var gözlerim onu arar. 'Live happy be active', Yani mutlu yasa aktif ol. Biraz da benim sloganım gibi, hep onu arar ve bulurum. Stadyuma otobüs ve 2 duraklık bir tramvay yolculuğu ile geçtim. İnanın bu minik geziler daha da heyecanlı oluyor. Vardım ki, o ne kalabalık. Girişteki otorestoranlardan herkes sandviçini, içeceğini alıp stada geçiyor, sıra sıra neşe içinde. Kaç bin kişi tahmin bile edemiyordum. Şunu da geçemiyeceğim. İtalya'ya indiğim andan beri feci bir yağmur ve fırtına vardı. (ki çok da severim) Yaz aylarına hiç yakışmıyordu ama söyleyecek bir şey yoktu. Herkes gösterinin iptal olabileceğinden bahsederken saat 19.00'da hava günlük güneşlik açtı. Gösteri bitene kadar da rüzgar bile esmedi. Binlerce kişinin enerjisi idi herhalde. Tüm sanat severlere böyle bir şöleni seyretmelerini temenni ederim.

Yarın: FLORANSA

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA