Her bitkisi insan eli ile ekilmiş dünyanın en yeşil şehri... Deniyor Johannesburg'a...Bu ikinci gidişim. İlk seyahatimi uzun uzun anlatmıştım size. Sakın aynılarını anlatacağımı düşünmeyin. Hep yeni, hep renkli, hep değişik şeyleri görebilmek ve de en önemlisi bunlardan haz duymak.
Canım arkadaşım Yüksel'imin (Uzel) biricik kızı Arzu'm karşıladı. Pek de özlemişim. Onun için gideceğim tarihi değiştirdim. 5 gün evveline aldım, yaşgününde olmak için güzel kızımın. Hepberaber evde pastalandık. Tabii ki yaşgünü Arzu'nun biricik oğlununki imiş gibi.
TAVUSKUŞLARI VE MEYVELER
Bir yandan arkadaş hasreti bir yandan Yüksel'in harika evinin bahçesi, bahçedeki tavuskuşları, o bitmez servisler, passion fruit başta olmak üzere, özlediğim meyveler, kısaca Yüksel Afrika hasreti.
Akşamına ilk kez gittiğim, karşıdan büyük ama çok büyük bir sirki andıran bir Casino'da buldum kendimi. Carnival. Hakikaten çok geniş bir casino. Hani bizimkiler gibi her yerinde sigara içilenlerden değil. Devasa bir sigara içilebilen ayrı bir bölümü var.
Ayrıca değişik atraksiyonların yapıldığı devasa salonlar yer alıyor çevresinde, her cins restoran gurme bölümlerinde. Biz Uzakdoğu'yu seçtik. Epey zengin menülü bir Uzakdoğu. Bilenler bilir tepenyaki ancak iyi yerde yenir. Burada tepenyaki 'buradayım' diyor.
CASİNODA TİYATRO
Bir de düşündüm, bizim Kıbrıs casinolarıyla mukayese edince bayramı seyranı, özel günleri bekleyip dolsun diye sarkıcıları kapıştırtmıyorlar. Belli tarihlerde belli şovları sunuyorlar. "Il Divo", "Buzda Fındıkkıran Balesi", Broadway'den "Operadaki Hayalet" bunlardan birkaçı. Bunların dışında tiyatro oyunları var. Hani bizim casinolarda kaç kişi iştirak eder tiyatro izlemeye diye düşündüm. Bu casino hava olarak da çok değişik, dekoruyla sanki lunaparkta dolaşıyor gibisiniz. 'Ben oynamam. Sıkılır mıyım?' diye düşünürseniz beni hatırlarsınız. 1 jeton bile oynamadım.
HER ŞEY ÇOK UCUZ
İlk sabah hemen Yüksel'in evinin birkaç adım ötesindeki mall'e gittik. Başta Güney Afrika'da hemen her semtte başa güreşen markete gittik, beraber yola çıktığım Suzi (Hacıosmanoğlu) ile bu meşhur market "Pick n pay" den 2 saatte zor çıktık. İnanın İtalya'dakinden daha çok çeşitleri olan İtalyan makarna bölümünde çeşitlere yetişemedik. Mall'de yaptığımız küçük turda yatak takımı almaya karar verdik. Harika yatak, yemek, oturma takımları ve aksesuarları var. Bir de ciddi ucuz. Bu arada beynimi oynattığım meyveli yoğurtlarımın yerini keşfedince alışveriş çok hareketlendi. Meraklısı için şarap çok çeşitli, kaliteli ve ucuz. Giyim bölumü pek cezbetmedi beni, güzel olanları zaten diğer ülkelerden aldıklarımız desem de yine birşeyler bulduk tabii ki. Bunu bir kez daha anladım, aramazsan önüne çıkıveriyor.
Geçen sefer çok beğendiğim Mellros'a geçiverdik. Bildiğim yerleri Suzi'ye bir çırpıda gösterdikten sonra bir küçük dinlenme ve geçen sefer dışını ve resepsiyonunu tanıttığım muhteşem oteli sizin için geziverdim,
YARIN: MELROS...