• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Ağırlaşan nezleye dikkat FİLİZ İÇKE ÖNAL

Ağırlaşan nezleye dikkat

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.11.2009, 00:00
Halsizlik, hapşırma, burun akıntısı ve boğazda kaşıntı gibi belirtiler veren nezle, basit birtakım önlemlerle kısa sürede geçebiliyor. Ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar, bol sıvı alımı, istirahat ve C vitamini takviyesi iyileşmede son derece etkili. Ancak bu önlemlere rağmen ateşin 38.5 derecenin üzerine çıkması, balgam ve nefes darlığı gibi şikayetler ortaya çıkarsa vakit geçirmeden doktora başvurmak gerekiyor

Kışa giriş yaptığımız şu günlerde nezle ve gripten korunmak kadar, hastalandığımızda doğru tedavilere başvurmak da büyük önem taşıyor. Birbiri ile çok karıştırılan nezle ve grip arasındaki farkı bilmek bu yüzden çok önemli. Nezle belirtileri başlayan kişilerin hemen doktora başvurmasına gerek olmadığını dile getiren Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ümit Filiz, "Nezle tedavisinde ilaç olarak ağrı kesici-ateş düşürücüler ve burun açıcı spreylerih kullanılması çoğu zaman yeterli olur. İlaçların yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendiren C vitamini, çinko ve ekinezya takviyesi faydalı olacaktır. Ancak bu önlemlere rağmen ateş 38.5 derece üzerine çıkarsa, sarı yeşil renkte balgam görülürse, nefes darlığı varsa ya da 2 haftada düzelme olmadıysa mutlaka bir hekime başvurmak gerekir" diyor.
Nezle genellikle "Rhinovirüs" adı verilen ve üst solunum yollarını tutan bir virüs tarafından ortaya çıkan bir hastalıktır. Vücutta ve elde saatlerce canlı kalan virüs, üst solunum yollarına girip tutunduğu andan itibaren kişide hastalık bulguları ortaya çıkmaya başlar.
Op. Dr. Ümit Filiz, nezlenin doğru tedavisi için şu formülü veriyor:
"Nezlenin başlangıç tedavisi bol sıvı alımı ve istirahattir. Beraberinde beslenmeye dikkat edilmesi ve bol sebze ve meyve tüketilmesi önemlidir.
Özellikle bol C vitamini içeren maydanoz, turunçgiller, kivi, lahana, soğan, çilek, kuşburnu, böğürtlen, koyu yeşil yapraklı sebzeler gibi gıdaların alımı bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca sarımsak da antiviral etkinliği ispatlanmış bir gıda olarak önemlidir. Tuzlu karbonatlı su ile düzenli burun yıkaması yapmak, ağrı kesici-ateş düşürücü haplar ve burun açıcı spreyler tedavi için çoğu zaman yeterlidir."

ÇOK KATLI GİYİNİN

Bulaşmalardan kendimizi nasıl koruyacağımız hakkında da bilgi veren Dr. Ümit Filiz, ilk şartın bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak olduğunu söylüyor. Çünkü iyi bir uyku düzeni, C vitamininden zengin besinler tüketmek, düzenli egzersiz gibi önlemlerle bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak, nezle veya gribe yol açan virüslerle karşılaşsak bile koruma sağlıyor. Alışveriş merkezleri gibi kalabalık ve kapalı ortamlarda ise uzun süre kalınmamalı, eller sık sık yıkanmalı. Üşütmeyecek ve terletmeyecek şekilde çok katlı bir giyinme şeklini tercih etmek de korunmada son derece önemli.

Nezlenin belirtileri
* Halsizlik,
* Hapşırma,
* Burun akıntısı,
* Boğazda kaşıntı,
* Gözlerde yaşarma,
* Boğazda kaşıntı,
* Hafif ateş,
* Koku ve tat duyusunda azalma
şeklindedir.
Nezleye bağlı şikayetler, kişi önlem almazsa ağırlaşabilir. Bulaştırıcılık 2-4 gün içinde en üst seviyeye ulaşır. Ses boğuklaşır ve öksürük eklenir. Genellikle bu bulgular bir hafta kadar sürer. Ancak yaşlılar, çocuklar, direnç bozukluğu olan kişiler, kalp ve şeker hastalarında bu durum 2 haftaye kadar uzayabilir.

Stresten uzak durulmaz
Ya yener, ya yenilirsin!
Çok değil birkaç yıl öncesine kadar uzmanların hastalıklardan korunmak için verdiği listelerin vazgeçilmez maddesi "stresten uzak dur" idi.
Sonra yine uzmanlardan edindiğimiz bilgilere göre anladık ki;
stres hayatın her alanında. Uzak durmak değilse de başa çıkmak mümkün.
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ataman Tangör, stres karşısında güçlü durmanın formülünü 5 pratik madde ile özetliyor:

Gücünüzü aşan risklere girmeyin
Kendi gerçeğinize uyan risklere girin. Örneğin abartılı risklere girerseniz iflas edersiniz. Bir milyar geliriniz varsa, 5 milyar kredi kartı borcu yapmayın. Adımlarınızı, riskinizi ölçerek atın.

Olumsuz kehanetlerde bulunmayın
Gerçekçi düşünün ve gelecekle ilgili olumsuz hayaller kurmayın. İnsanların pek çoğu bugünü yaşamıyor ve düşünmüyor. Geleceğe ilişkin olumsuz hayaller kuruyor. Bu olumsuz hayalleri kurarken olumsuzluğu da davet ediyor. Buna "kendini gerçekleştiren kehanet" diyoruz.

Günde bir saatiniz sadece sizin olsun
Gün içinde işiniz dışında size iyi gelen uğraşlar bulun. Golf oynayın, fotoğraf çekin, yürüyüş yapın. Hobiler edinip bunlarla uğraşmak kendinizi mutlu hissetmenizi ve olumsuzluklar karşısında daha güçlü olmanızı sağlar.

Her gün egzersiz yapın

Düzenli fizik egzersiz yapın. Egzersiz beyinden endorfin salgılanmasını sağlar ve kendinizi iyi hissettirir.

Ödülünüzü kendiniz verin
Kısa sürede başarılabilecek eylemler seçin ve başardığınız her eylemin sonunda kendinize ödül verin. Örneğin yazmanız gereken bir makaleyi bitirdiğinizde hoşlandığınız bir aktivite ile kendinizi ödüllendirin.

Günde bir elma doktoru uzakta tutar!
Başlıkta okuduğunuz cümle, bir İngiliz atasözünün dilimizdeki anlamı: "An apple a day keeps the doctor away"... Ortalama 4 gram lif içeren tek bir elma, günlük lif gereksinimimizin yüzde 15'ini karşılıyor. Elmadaki liflerden pektin ve selüloz kanser, barsak hastalıkları ve kabızlıktan koruyor. Pektin ayrıca kan yağlarının düzenlenmesinde etkili. Dolayısıyla kalp damar sağlığını koruyor. Elmanın ayrıca deri ve prostat gibi bazı kanser türleri ile, katarakt, allerji, astım ve bronşit gibi solunum yolları hastalıkları önlemede de etkili olduğunu söyleniyor. Allerji ve gaz yapmadığı için bebeklere ilk meyve olarak önerilen elma, mideyi rahatlatıp hazımsızlığa iyi geliyor. Üstelik bu mucizevi meyve, kabızlığa da ishale de iyi geliyor! İshal tedavisinde kabuğu soyulmuş elmadan, kabızlık tedavisinde ise kabuklu elmadan yararlanılıyor.

Ellerinizi ne zaman ve nasıl yıkayacağınızı biliyor musunuz?

Elleri doğru şekilde yıkamak, sadece soğuk algınlığı ve gripten değil, mide ve bağırsak sorunları ile ishal gibi hastalıklardan da koruyor

Gün boyu insanlar, eşyalar, gıdalar ve hayvanlarla temas eden ellerimizi sık yıkamazsak bu kaynaklardan geçen mikroplar hasta olmamıza yol açıyor. Gelişigüzel ve seyrek yapılan bir el temizliği ise tam koruma sağlamıyor. Tam koruma için elleri doğru şekilde ve gereken sıklıkta yıkamak gerekiyor.
Ne zaman yıkamalı?
1. Tuvaleti kullandıktan sonra
2. Bebeklerin altını değiştirdikten sonra
3. Hayvanlara ya da hayvan pisliğine dokunduktan sonra
4. Yemek hazırlamadan önce ve sonra
5. Çiğ et, tavuk ya da balığa dokunmadan önce ve dokunduktan sonra
6. Yemek yemeden önce
7. Burnunuzu temizledikten sonra
8. Elinize öksürdükten ya da hapşırdıktan sonra
9. Yara veya kesiklerinize ilaç sürdükten sonra
10. Hasta veya yaralı bir insanla temas ettikten sonra
11. Çöpü dışarı attıktan sonra
12. Kontak lenslerinizi takmadan ya da çıkarmadan önce;
13. Havaalanında,
14. Tren istasyonunda
15. Restoranlarda
16. Halka açık mekanları kullandıktan sonra

Doğru yıkama için:
* Varsa yüzüklerinizi çıkarın.
* Ellerinizi ılık suyla ıslatın ve sıvı sabunu dökün.
* Sabunu iyice köpürterek en az 15-20 saniye boyunca iyice ovalayın.
* Parmaklarınızın arasını, tırnaklarınızın altını, bileklerinizi, avuç içlerinizi iyice yıkayın.
* Bol su ile durulama yapın.
* Tercihan tek kullanımlık kağıt havluyla ellerinizi iyice kurutun.
* Özellikle evinizin dışındaki mekanlarda musluğu kapatmak ve kapıyı açmak için de havlu kullanın.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA