• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Doğru yönetilmeyen stres tüketiyor FİLİZ İÇKE ÖNAL

Doğru yönetilmeyen stres tüketiyor

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.06.2010, 00:00
İş yükü, geçim derdi, ailevi problemler, başarı kaygısı, sağlık problemleri... Stres 7'den 70'e hepimizi bir şekilde etkiliyor. Uzun süre stres altında yaşamak ise insanı tükenmişliğe götürebiliyor. Uzmanlara göre "sağlam" ve "sağlıklı" kalabilmenin tke yolu stresi yönetmeyi bilmek

Yaşamımızda çeşitli durum ve olayların üzerimizde oluşturduğu baskıya "stres" deniyor. Uykusuzluk, kötü beslenme, ekonomik sorunlar, aile sorunları, kişilik yapısı, sosyal desteğin olmaması ve sağlık sorunları ise bir yandan daha çabuk strese girmemize neden olurken, diğer yandan stresin olumsuz etkilerini artırıyor. İnsanı zorlayan her durum, yaşantı ve koşulun stres anlamına geldiğini belirten Uzman Psikolog Sevil Usanmaz, "Bu bakış açısı doğrultusunda küçük, büyük, genç, yaşlı, kadın, erkek herkesin stres altında olduğunu söyleyebiliriz. Çevrede stresle ilgili birçok etken varken, stresin hayattan sökülüp atılması mümkün değil. Stres kimi zaman insanı güçlü de kılabilir. Önemli olan stresle baş etmeyi öğrenmek" diyor.

FAYDALI BİLE OLABİLİR

Psikolog Sevil Usanmaz, "Stres karşısında bütün canlılar, stresi yaratan durumla ya mücadele ederler veya bu durumdan uzaklaşırlar. Buna 'Savaş veya kaç ilkesi' denir. Stres karşısında organizmanın bütünlüğü tehdit altındadır ve denge bozulur. Bozulan dengenin yeniden sağlanması gerekir. Denge, bu durumla savaşarak veya kaçarak yeniden oluşturulur. Ancak stresle sürekli ama etkisiz mücadele tükenmişliğe yol açar" diye konuşuyor. Bir miktar stresin başarı için faydalı olabileceğine de işaret eden Psikolog Sevil Usanmaz, "Örneğin yetişecek bir iş için çalışma hızının ve süresinin artırılması buna iyi bir örnektir" diyor.

DOĞRU NEFES ALIN

Stresle başa çıkmanın en etkili yolu gevşemek, gevşemenin ilk adımı da solunumu kontrol etmek ve doğru nefes almak. Psikolog Sevil Usanmaz, "Doğru nefes; derin, ağır ve sessiz olmalıdır. Aldığımız nefesi ağzımızdan yavaşça ve iyice verirsek gevşeriz. Kısa nefes alıp verme gevşemeyi sağlamayacağı için stresle başa çıkmada iyi bir yöntem olmayacaktır. Ayrıca, stresle başa çıkabilmek için öfke kontrolünü ve zaman yönetimini öğrenin. Kendinizi daha çok sevin ve daha fazla güvenin. Kendinizi ödüllendirin, olumlu düşünün. Değişime açık olun" diyor.

TÜKENMİŞLİK SENDROMU
Uzun süre stres altında yaşamak, stresten çabuk etkilenmeye açık kişilik yapısı, stres yaratan etkenlerden uzaklaşamamak, stresle etkin baş etme yollarını uygulayamamak, çevre desteğinden yoksun olmak
gibi etkenler bir süre sonra kişide "tükenmişlik sendromu"na yol açabiliyor. Belirtileri şunlar:
* Sürekli yorgun, bitkin ve halsiz hissetmek,
* Talepte bulunanlara kızmak,
* İsteklere boyun eğdiği için kendini eleştirmek,
* Asabi, şüpheci ve kötümser bir tutum sergilemek,
* Her yönden kuşatılmış gibi hissetmek,
* Önemsiz gözüken şeylere gereksiz yere patlamak,
* Sık sık başağrısı ve barsak problemleri yaşamak,
* Fark edilir miktarda kilo kaybı veya alımı,
* Uykusuzluk ve depresyon,
* Nefes darlığı,
* Çaresiz hissetmek,
* Eskisine göre daha fazla risk almak

Vakit kaybı yaşatan etkenlere dikkat
En sık karşılaşılan stres etkeni, işleri yetiştirme telaşı. Hemen herkes iş yoğunluğundan ve yetmeyen zamandan şikayetçi. Yapılan en büyük hata, insanların gün içinde çeşitli nedenlerle ne kadar çok vakit kaybettiklerini farketmemeleri. Zamanı etkin değerlendirmenin önündeki engeller ise şunlar:
* İş programı yapmamak
* Odaklanma güçlüğü
* Organizasyon eksikliği
* Zayıf planlama
* Belirsiz hedefler
* Gereksiz telefon görüşmeleri
* Erteleme

Selülit ve lokal yağlanmadaki yenilikler yüz güldürüyor

Derim Dermatoloji Dal Merkezi uzmanları, küçük dolaşımda meydana gelen bozukluklar nedeniyle oluşan selülitin en önemli nedenlerinin duruş bozukluğu, metabolik faktörler ve kilo artışı olduğunu belirtti. Selülit ve lokal yağlanma tedavisinde geliştirilen kavitasyonel ultrason yönteminin giderek popülarite kazandığını dile getiren Uz. Dr. Oya Aydın, "Ses dalgaları sıvı bir taşıyıcıya konduğunda sıvı dokularda meydana getirdiği basınç, kavitasyon denilen gaz kabarcıkları oluşmasına neden olmakta ve bu kabarcıkların patlaması yağ hücrelerinin yıkımı ve yağların sıvılaşması ile sonuçlanmaktadır" dedi. Yöntemin avantajlarından birinin uygulama yapılan bölgede yeniden yağ dokusunun birikmemesi olduğunu belirten Aydın, "Bir uygulama programı 8 ila 15 seans arasında değişmektedir. Yöntem, elektroporasyon ve endolift vakum sistemleri ile kombine edildiğinde çok daha etkili sonuçlar elde etmek mümkün olmaktadır" dedi.

Allerjik hastalıkların yoğun görüldüğü dönem başladı

Alerjik rinit'in (saman nezlesi), toplumda sık görülen allerjik hastalıklardan biri olduğunu belirten Ento Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi doktorlarından Op. Dr. Ümit Filiz, "Özellikle allerjik olan anne babaların çocuklarında görülme sıklığı daha fazla olan bu hastalık, endüstriyel gelişmiş ülkelerde toplumun yüzde 10-20'sini etkiliyor. Küresel ısınma ile polen mevsiminin uzaması, çevre kirliliği gibi faktörlerin artması ile de sıklığı artıyor" dedi.

IŞIK TEDAVİSİ: RHINOLIGHT
Allerjik rinitin tedavisinde uygulanan en yeni yaklaşımın ışık tedavisi olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Filiz, "Birkaç dakikalık seanslar halinde uygulanan ışık tedavisi ağrısız bir uygulamadır ve bir yada iki seanstan sonra olumlu etkileri hemen izlenir. Hem mevsimsel hem de tüm yıl süren allerjik nezlesi olan hastalarda ışık tedavisi ile burunda kaşıntı, akıntı, tıkanma, hapşırık gibi her türlü şikayet azaltılmakta ya da yok edilmektedir. Mevsimsel alerjisi olan hastalarda 6, tüm yıl alerjisi olan hastalarda ise 8 seans uygulanmaktadır" diye konuştu.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA