Tarih 30 Aralık 2010... Başkent'te geçen hafta 24 kişilik bir grup yeni yılı kutlamak için buluşmaya karar verdi. Mekan olarak ise Kızılay'da restaurant seçildi. Ana yemek olarak balık siparişi verilirken, ilk olarak mezeler ve içecekler masaya getirildi. Hal hatır sormalarla sohbet başladı. Ancak aradan bir saat geçmedi ki, yan masalardan sigara dumanları gelir oldu. 24 kişilik arkadaş grubu önce şaşırdı. Çünkü 4207 Sayılı Kanuna göre kapalı mekanlarda sigara içmek yasaktı. Naime Alimoğlu, işletme sahibini çağırarak, sigara içenlerin uyarılmasını istedi. Ancak patron, "Birazdan söndürürler" diyerek uyarıyı geçiştirdi.
***
Kısa bir süre sonra müşteriler ikinci sigaralarını yakınca Alimoğlu, işletme sahibini yeniden çağırdı: "Bakın bu durum kanuna aykırı, kaldı ki aramızda kanser hastası ile bir de çocuk var. Sigaraların
söndürülmesini sağlayın" uyarısı yaptı. Ancak patron, "Ne yapalım uyardık ama dinlemiyorlar. Biz de para kazanıyoruz, burada sigara içiliyor" karşılığını verdi.
***
Patronun ayrılmasının ardından masa hareketlendi. 24 kişilik grup Tüketici Hakları Derneği Başkan ve yönetim kurulu ile üyelerden oluşuyordu. Kanser hastası olan da dernek üyelerinden biriydi. Derneğin
Çankaya Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi olan Naime Alimoğlu ise aynı zamanda tüketici sorunlarına bakan Tüketici Hakem Heyeti üyesiydi.
Alimoğlu, "Arkadaşlar 4077 Sayılı Tüketici Hakları Kanunu'nun 4/A maddesi ile yani 'ayıplı hizmetle' karşı karşıyayız. Bu ayıplı bir hizmettir. Bu hizmeti bile bile alacak mıyız yoksa kalkacak mıyız, diye sordu". Hep birlikte kalkma kararı aldılar.
****
Patronu son kez çağırıp, 4077 Sayılı Kanun gereği hizmetin ayıplı olduğunu, dolayısıyla da hiçbir ücret ödemeden gideceklerini bildirdiler ve ayağa kalktılar. İşte patron bu hareket üzerine, özür diledi ve gitmemelerini isteyerek, tüm sigaraları söndürttü. Mekanı havalandırdı ve masalara mumlar yakıldı.
****
Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, bu tür mekanların öncelikle sigara kanununa muhalefet ettiklerini belirtirken, 4077 Sayılı kanuna göre de 'ayıplı hizmet' olduğunu vurguladı. Tüketicilere, bu tür durumlarda kendi sağlıkları için o mekanı terk etmelerini ve mutlaka şikayette bulunmaları çağrısında bulundu. Çakar, "Alo 184 hattını arayabilirler, kaymakamlıklara, valilikleri veya bize ulaşabilirler. Ama lütfen sineye çekmesinler, şikayet
etsinler" dedi.
****
Ayıplı hizmet için tüketicinin bedel ödemek zorunda olmadığını da belirten Çakar, "Ama işletme bunu kabul etmeyebilir. Bu durumda ya polisten yardım istesinler ya da hesabı ödesinler ama sonra bize gelip şikayetlerini bildirsinler. Biz de konuyu Tüketici Hakem Heyetine götürelim. Hem Sigara Kanuna aykırı davranmaktan cezai işlem yaptıralım hem de ayıplı hizmetin bedelini işletmeden geri alınmasını sağlayalım" dedi.
***
Bu yaşanmış olayı, yakın bir dostum göndermiş bana... Çok çarpıcı ve uyarıcı bir örnek...
Hem işletmeler, hem sigara içen ve hem de içmeyen adına...
Hele son günlerde, onca uyarıya karşın kapalı mekanda sigara yasağını delmenin neredeyse moda haline geldiği düşünülürse...
Hayatının 30 yılını o meret uğruna heba etmiş ve bir şekilde bırakmayı başarmış biri olarak diyorum ki, "toplumsal bilinci" hareketlendirmenin tam zamanıdır.
Zehire boyun eğmeyin.
GÜNÜN SÖZÜ
Cahilliğin eyleme geçişinden daha korkunç bir şey yoktur.
Goethe
Geçmiş olsun
Tükiye'nin vefa adamı, uzun süredir yaşadığı şeker sorunu yüzünden hastanede yatıyor.
Yüreğim sızladı ilk duyduğumda, hele arkadaşlarım yoğun bakımda olduğunu söylediğinde, derin bir üzüntü yaşadım.
Krizi atlattığını öğrendiğimde ise ilk aklıma gelen şey, "Umarım bu kez, doktorların sözünü dinler ve dinlenir" oldu.
***
Çünkü Maruflu, İzmir'in muhtarı gibi...
Her bir köşede onun izi var. Ya bir anma töreni ya da vefa plaketi derken, günün yaklaşık 16 saati koşturmakla geçiyor Sancar ağabeyin...
Sadece koşturmak mı? Cep telefonunu eline alıp binlerce mail atıyor, kart gönderiyor.
Hiç kimseyi unutmuyor, vefasızlık asla yapmıyor.
Onun için varsa, yoksa İzmir...
***
Yaşadığı şehrin değer kazanması için çaba sarfeden bu "Koca adam"ın yüreği, yıllardır hem sevgiyle hem de minnetle atıyor.
Herkesi arayan, soran, onurlandıran Sancar ağabey, umarım bir daha sağlık sorunu yaşamaz.
Umarım o babacan tavrıyla hep aramızda olur.
Bir daha üzme bizi, tamam mı?