• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Ah o, Aydoğdu’nun yaşattığı heyecan HÜROL DAĞDELEN

Ah o, Aydoğdu'nun yaşattığı heyecan

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01.02.2011, 00:00
Çocukluğumdan hatırlıyorum, ilkokulda en büyük eğlencemiz, bahçede futbol oynamak, en büyük heyecanımız ise okullar arası bilgi yarışmalarıydı.
Bu tip organizasyonlar, öğrencinin okula aidiyetini sağlayan faktörler arasında, her zaman...
Örneğin ben Karşıyaka'nın köklü eğitim kurumlarından Aydoğdu'nun öğrencisiydim. Bugün artık olmayan, ruhu, ismi yok edilen destansı bir okulun...
Belki okul yerli yerinde, belki daha modern ama isim farklı; bir Aydoğdu gibi tarihi kimliği koruyamadıktan sonra... Bu yüzden okulun her önünden geçişimde, Milli Eğitim de, Karşıyaka Belediyesi de nasibini alır öfkemden...
***
İşte o Aydoğdu İlkokulu'nun fırtına gibi estiği dönem, 1968-72 yılları...
Aman yarabbi o ne heyecan... Ankara, Cumhuriyet, Mürşide Akyüz, Kenan Gamsız, Şemikler ilkokullarıyla müthiş bir yarış halinde Aydoğdu...
Yarışmalarda heyecan fırtınası esiyor.
Hele Ankara İlkokulu'nda, bir final günü yaşadığımız o coşkuyu hiç unutmadım. Bugün bile o arkadaşlarımın yerine koyarım kendimi...
Örneğin, bugün en yakın dostlarımdan biri olan Ferda Güdücü'yle, her soruda içimizde hissettiğimiz kendimizle yarışımızı...
Tıklım tıklım bir salonda, yanıtı doğru verilen her sorunun kazandırdığı puan sonrası atılan sloganlar o günden belleğimde; "Aydoğdu çok yaşa"...
***
Okul bitti ama anılarımız hiç bitmedi. O günler yüreğimize işledi, başarıları da zihnimize...
Anlatılan her öyküde, Aydoğdu'dan izler buldum ben...
Bugün hala bana o özlemi, o heyecanı yaşatan okuldur Aydoğdu...
O yıllarda yaşadığımız o güzel anlar, bugün başarı kimliğimdir benim...
O nedenle, hep göğsümü gere gere "Aydoğdu mezunuyum" dedim her yerde, bugün adı yok edilse de (!)...
***
Okullar arası bilgi yarışmaları, işte böyle iz bırakıyor yüreklerde... Yıllar geçse de unutulmayan, geleceğe taşınan, bir insanın yapıtaşında harcı olan, kendine güvenini pekiştiren, daha küçük yaşta alkışlarla tanıştıran değerli bir hayat süreci bu...
İnsana neler kazandırdığını, yaşayan bilir.
Bilgi yarışmaları bu yüzden, çok özeldir benim için...
***
Sonra, İzmir'den dünyaya yayılacak, özel olan bir şey daha var son günlerde...
Yeni Asır TV'nin çok yakın bir zamanda, İzmir İlköğretim okulları ve liseler arası bilgi yarışmasını evlerimize taşıma gayreti...
Bunun için verdiği mücadele...
İzmir Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığı işbirliğinin olumlu sonuç vermesi...
Yakında ekran şenlenecek.
Bu uğurda emek veren her arkadaşımın, bilmeden bana yaşatacağı, o tatlı heyecan...
Bilesiniz ki, her yarışmada, fırsat buldukça ekranın başındayım ben...
Sadece ben değil, o coşkuyu yaşamak isteyen yüzbinler...
Günümüz gençleriyle bilgimizi yarıştırmak, arkadaşlarımızı bir kez daha anmak adına...
Ve de o eski günleri yad etmek, başıma taç yaptığım Aydoğdu'mun anısını yaşatmak adına...
Haydi o ilk gün.

Şeytanın aklı...
Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş.
Şeytan kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı
buzağının ipini biraz gevşetmiş.
Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına
izlemeye daha fazla dayanamamış debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş.
***
Koşarak annesini emmeye giden buzağı süt kovasını devirmiş. Sağdığı süt
ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca yavru yere yığılmış. Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir tekmede kadını yere serip öldürmüş. Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü sanıp ineği tüfekle vurmuş. Silah sesini duyan koca, karısını yerde cansız yatar babasını da elinde tüfekle görünce silahını çekip babasını öldürmüş. Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam bu kadar acıya dayanamayıp intihar etmiş.
***
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan, "Ben ufak ufak sıvışayım. Bu felaketi de bana yüklerler şimdi. Ben buzağının ipini gevşetmekten başka ne yaptım ki" demiş.
Peki sizce?

İyi ki metro var
İnsan yaşamayınca bilmiyor. Geçen cuma akşamı, işten eve döneceğim, trafik hani ne derler "arap saçı"... Tam kilitlenme durumu var. Ne otobüsler bir adım atabiliyor ne de özel araçlar...
Vapur desen, fırtınadan dolayı iptal...
Alsancak, Çankaya civarı, araç yığını.. Korno sesleri, küfürler arasında bir yaşam eziyeti...
Karşıyaka- Çiğli yönüne gidişin ana arteri Altınyol durmuş vaziyette...
Yani, büyük şehirde yaşamanın bedelini ödüyor insan, çaresiz kalarak...
***
İşte tam o anda metro geldi aklıma, hani şu, Cumaovası-Çiğli arasında seferlerine başlanan, önceki günde Aliağa'ya kadar uzanan bir toplu taşıma kuşağına...
İşte o karmaşa arasında aklıma geldi İZBAN... TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ortak projesi... Çankaya metro istasyonuna varışım, Halkapınar'dan aktarma derken, yarım saat sonra evimdeyim.
Böyle bir durumda, metro mucize gibi bir şey...
Ne trafik kaosu var ne de vapurda olduğunu gibi fırtına-rüzgar bahanesi...
Metro, her yolda, her şekilde, her nedende insanoğlunun hizmetinde...
Yeter ki, donanımı tam olsun, elektrik kesintisi yaşanmasın, yolda kalmasın.
***
Eğer, metro gibi bir ulaşım aracı, o akşam alternatifim olmasaydı, eve kaçta, hangi sinir durumuyla varırdım bilmiyorum, ama hayatın zehir olacağı muhakkak...
Ertesi güne yorgun hazırlanacak bir beyin...
Şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden beklentim, bu hatta olduğu gibi, Üçyol-Üçkuyular ve Bornova-üniversite hattının bir an ön ce bitirilmesi...
Bittiğinde İzmirliyi, rahat ve çağdaş bir ulaşım keyfi bekliyor.

GÜNÜN SÖZÜ
Daha iyi olmaya çalışmayan, iyi olarak da kalamaz.
Oliver Cromwell


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA