• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Bayramlar için girişimcilik önerisi CAHİT SÖNMEZ

Bayramlar için girişimcilik önerisi

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27.11.2009, 00:00
Bugün bayramın birinci günü. Her şey ekonomi değil diyebileceğimiz bir gün aslında. Ancak, ekonomi hayatımızın öyle büyük bir kısmını kapsıyor ki, onsuz yapamıyoruz. Eskiden insanlar karşılaştıkları kişinin hekim olduğunu öğrendiğinde nasılsın demeden sağlık sorunlarını sıralar, derdine derman olmasını isterdi. 1980'lerin ortalarından bu yana küreselleşme hapının yutturulması sonucunda kapitalizm zirve yaptı ve önceliklerimiz değişti. Şimdi insanlar her şeyi bir kenara bıraktı, piyasalarda ne olacağını merak ediyor, birikmiş borçlarını nasıl ödeyeceğinin hesabını yapıyor. Bizlere de ne yapması gerektiğini soruyorlar.
Küreselleşmenin hız kazanması ile kapitalizmin dünyaya hakim tek iktisadi sistem haline geldi. Ve, 1990'ların sonlarına doğru zirve noktası olan "her şeyin parayla satın alınabildiği" noktaya ulaştı.

DEFORMASYON
Tüketim odaklı olan bu iktisadi sistemi en güzel "Adam Smith" tanımlamış; insan tüketen bir hayvandır. Sınırsız tüketim yapmak isteyen birey, bunun karşısında kıt kaynaklar. İşte bu asimetriye çözüm üreten bilim dalı da iktisat.
Dünya nüfusu ve demografik özelliklerin uygun olduğu ve kapitalizmin "vahşileşmediği" dönemde iktisat birey ile tüketeceği malları "makul ölçülerde" karşı karşıya getirebiliyordu. Fakat, kapitalizm vahşileştikçe dengeler üretim faktörleri içinde bozuldukça, pastanın büyük kısmını kapital götürdükçe iktisat bilim dalının misyonu değişti. İktisada verilen yeni görev; daha fazla tükettirmek oldu.
İşte bu noktadan sonra, yani kapitalizmin vahşileşmesi ile, ekonomik sistem ve mali piyasalar tamamen dejenere ve deforme olmaya başladı. Aşırı tüketim için mali sektörde "yeni enstrümanlar" yeni para yaratıyor, bu paralar kreditör kuruluşlarca reel sektöre "tüketim ve yatırım" amaçlı aktarılıyordu. Sonuçta, 50-60 trilyon dolar küresel milli gelire karşın 500-600 trilyon dolar finansal enstrüman büyüklüğü ortaya çıktı.

TÜKETİM REFLEKSİ
Daha fazla tüketim sürecinden bayramlar da nasibini alıyor ne yazık ki... İki üç günlük hafta içine denk gelen bayram tatili hafta sonu ile bir birleştiriliyor, alın size 9-10 günlük tatil. Gazetelerin yarısı yurtiçi ve yurtdışı tur ilanlarıyla doluyor. Bakıyorsunuz ailenin yarısı Antalya'da beş yıldızlı tatil köyünde, diğer yarısı Avrupa'da almış soluğu... Ne ziyaret ne de misafir ağırlama derdi. Yapılması gereken sadece bayram sabahı cep telefonunu alıp, kayıtlı ne kadar numara varsa tek seferde grup yapıp "iyi bayramlar" yazıp gönder tuşuna basmak.
Bu tatil işi öyle refleks haline getirildi ki sistem tarafından, acaba benim tatile ihtiyacım var mı diye sormuyoruz kendimize. Tatil mi, ver elini şurası veya burası.
Aşırı tüketim süreci ile yaratılan tüketim zaafı yeni sektörlerin türemesine de katkı yapıyor. Geçenlerde İstanbul'da trafikte yanımızda bir kamyonet durdu. Üzerindeki çok güzel meyve ve sebze resimleri vardı. Şirketin adı; "hamilenin manavı", elektronik posta adresi "aş veriyorum" nokta kom. Ne girişimcilik ruhu ama...
Aslında ailelerin büyükleri bayramlarda diğer bireylerin tatile gitmelerini biraz içerliyorlar. Bu yüzden "yerinize büyüklerin eli öpülür şirketi" olsa, bayramlar gibi özel günlerde biz tatil köyünde keyif sürerken, para harcayarak ekonomiyi can verirken, bu şirketleri ayarlasak onlar gidip büyüklerimizin elini öpse fena mı olur? Aynı zamanda şirket şöyle bir promosyon da yapabilir; anne, babalara ek hala ve teyzelere de gidilirse bayram şekeri şirketimizden...
Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI