• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Çift dip olur mu? CAHİT SÖNMEZ

Çift dip olur mu?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26.01.2010, 00:00
Krizden beklenenden çabuk ve hızlı çıkış bu işin tamamen bittiği izlenimini vermişti. Nasıl krize giriş tahmin edilememişse çıkış da tahmin edilemedi. Hükümetler ve ekonomi yönetimleri bir şekilde bu işten kurtuluruz gibi düşünürken bir anda kendilerini derin bir krizin içinde buldular. Hayret biraz da şaşkınlıkla krizin ezip geçtiği banka ve banka dışı kurumları kapitalizmin "Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler" sihirli formülü gereği izlemeye başladılar. Taki, domino etkisi şiddetini hissettirmeye başlayıncaya, iflaslar zincirine her gün yeni halkalar ekleninceye kadar.
Ardından bir dizi önlemler geldi küresel ekonomi yönetimlerinden. Hemen para ve maliye politikaları gevşetildi. Piyasalara likidite verildi ve paranın maliyeti sıfırlara kadar çekildi. Para politikalarına yoğun teşvikler ve vergi indirimleri ile maliye politikaları eşlik etti.
Bol likiditenin piyasalara çıkması sonucunda doğal olarak ilk olumlu sinyaller mali piyasa ve kurumlardan geldi. Tüketim yapmayan bireyler ve üretim yapmayan firmalar mali kurumların aracılığı ile deyim yerinde ise piyasalara hücum ettiler. Hisse senetleri, tahvil ve bonolar havalarda uçmaya başladı. Böylece, bankalar başta olmak üzere tüm mali kurumlar hızla toparlandılar. 2009 yılında bankalar belki de daha önce yapamadıkları karları yazdılar.

ZAMAN GEREKİYOR
Bu arada, reel sektör tam anlamıyla mali sektörü takip edemedi. Şimdi ağır aksak arkadan gelmeye çalışıyor. İki adım ileri atarsa bir adım da geriye atıyor. Bir türlü toparlayamıyor. Temel göstergelerden işsizlik, iç talep cılızlığı ve endüstriyel üretim düzeyleri halen yetersiz seviyelerde seyrediyor.
Hem IMF hem de Dünya Bankası psikolojik unsuru bir kenara bırakarak bazı gerçekleri itiraf ettiler geçen hafta. Her iki kurumda özünde şunların altını çiziyorlar: Küresel ekonomiler kısmen toparlansa da kırgınlık devam ediyor, bu yüzden önlemler sürmeli. Dünya Bankası Başkan Yardımcısı ve kıdemli iktisatçısı Justin Lin'in, "Küresel krizden çıkıyor olabiliriz ancak tam toparlanma ve işsizliğe çözüm uzun yıllar alacak" şeklindeki açıklaması net bir şekilde içinde bulunduğumuz durumu özetliyor. İlginç bir hatırlatma daha yapıyor Lin: "Pozitif büyüme rakamlarına geçsek bile, büyüme rakamları tatminkar olmayacağı gibi kriz sürecinde ortaya çıkan yaraların sarılmasına gidecek."
Dünya Bankası risk algılamalarında da değişme olduğunun, bu bağlamda hem kreditörlerin hem de kredi talep edenlerin fazla risk üstlenmek istemeyeceklerini de vurguluyor haklı olarak.
Riskten kaçan bir profil ortaya çıkarsa bundan en fazla gelişmekte olan ülkeler pay alırlar. Çünkü, gelişmekte olan ülkeler 2003 yılından bu yana gelişmiş ülkelerdeki düşük faiz oranlarından yararlanarak finansman maliyetlerini minimize ediyorlar. Eğer, bu kanal gelişmiş ülkelerce kapatılırsa ki, ilelebet böyle gitmeyecek, gelişmekte olan ülke ekonomileri hem kaynak bulmakta zorlanacaklar hem de finansman maliyetleri yükselecek.

EV ÖDEVLERİ
Bu gerçekler ortada iken, küresel ekonomilerin yapması gereken iki temel ödev var: Birincisi, ek önlemlerin monte edilerek kriz sürecinde alınan önlemlerin devam ettirilmesi. İkincisi başta mali kesimi kapsayan bazı reformların gerçekleştirilmesi. Şu gerçek kabul edilmeli ki, gerekli düzenlemeler yapılmadan, etkin denetim sistemi gerçekleştirilmeden küresel mali sistemler bu şekilde gitmez. Başkan Obama, "Bir dip daha yapmamak için başta bankalar olmak üzere mali piyasalarda "yapısal değişimlerin hayata geçirilmesi gerekiyor" dedi. Obama da farkında ne kadar tepki çekeceğinin. Bu tepkileri beklediği için "savaşa hazır olduğunu da eklemeyi unutmadı başkan. Son günlerde piyasalar kendi yöntemiyle aba altından sopa gösteriyorlar. Bizi rahatsız etmeyin endeksler düşer, faizler yükselir, kur dengeleri bozulur mesajı veriyorlar.
Sözün özü çift dip olasılığı var. Bu olasılığı düşürmek için hükümetlerin ve ekonomi otoritelerinin piyasaların blöfünü görüp hayatı düzenlemeleri ve yapısal dönüşümleri yılmadan yapmaları gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA