Krizden çıkış sürecinde beklentilerin çok üzerinde performans gösteren piyasalar son haftalarda kararsızlık yaşıyor. Borsalar çıkışa, faizler düşüşe devam diyemiyor. Döviz cephesinde ise benzer belirsizliğe hem iktisadi hem de siyasi gelişmeler neden oluyor. Avrupa ve ABD'ye karşı tavır almak isteyen "karşı grup" olarak tanımlayacağımız bazı ülkeler merkez bankaları rezervlerini kullanarak dolar ve euroya sıcak bakmadıklarını ve bakmayacaklarını kanıtlamak istiyorlar. Tüm bu olanlar ise güvenli liman konumundaki altına yarıyor doğal olarak.
Haziran'a kadar son 3 ayda piyasalarda şu gelişmeler olmuştu; İMKB 100 Endeksi yüzde 9.8 değer kazandı, Ocak 2012 itfa tarihli gösterge tahvilin faiz oranı yüzde 2.7 düştü, dolar yaklaşık yüzde 3 ve altın yüzde 13 yükseldi. Hisse senedi fiyatlarının yükselmesinin, faizlerin hafif düşmesinin ve altın fiyatlarının tamamen beklentiler içine olduğunu söyleyebiliriz. Sadece kurlar çok az sıçrama ile biraz sürpriz yaptı.
Haziran ayına tatsız giren piyasalar bugünlerde hangi yönde hareket edeceğinin kararını veremiyor. Oysa, merkez bankalarının para politikalarında temkinli geri çekme stratejileri uygulamaları, yani düşük faiz ve aşırı likiditeye devam demeleri, borsaların cazibesini korumasını gerektiriyordu. Ancak, borsalara baktığımızda diken üstünde oturduğunu görüyoruz. Reel sektörden gelen olumsuz bir veri hemen borsaları olumsuz etkiliyor.
ÇIKIŞIN SONU MU?
Piyasaların son günlerdeki hareketleri ister istemez "borsalarda çıkışın, faizlerde düşüşün sonu mu?" sorusunu akıllara getiriyor. Diğer bir deyişle, boğa piyasasına veda edecek miyiz?
Yanıtlar için Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yapılan "Sermaye Piyasası Beklenti Anketi"nden dikkat çeken sonuçlara değinelim...
352 üst düzey yöneticinin piyasalarla ilgili beklentileri şöyle...
* Katılımcıların üçte ikisi gösterge faiz oranlarının önümüzdeki ay değişmeyeceğini, ancak 6 ay ve 1 yılda artacağını öngörüyor. Bir ay önceki beklentilerle kıyaslandığında "Faizler bir ay sonra artar" diyenlerin yüzde 17'den yüzde 29'a yükseldiği görülüyor.
* Üst düzey yöneticilerinin dolarla ilgili beklentileri de faizlerle paralellik gösteriyor. 6 aylık sürede "Dolar artmaz "diyenler çoğunlukta. "Sonrasında artışa geçer" diyenler yüzde 66'ya yükseliyor.
* Euroda ise tam tersi öngörü yapıyor aktörler. Bir süre değişmez sonra biraz daha düşer görüşü hakim.
BORSA YATAY
* İMKB beklentilerinden, katılımcıların kararsız biraz da kötümser olduklarını gözlemleyebiliyoruz. İMKB 100 Endeksi'nin 1 ay içinde fazla değişmeyeceğini tahmin edenler yüzde 44.32'de kalıyor. "Buna karşın düşer" diyenler yüzde 37.50'de, "Yükselir diyenler" yüzde 17.6'da seviyesinde. İlginç olan, Nisan anketinde düşmesini bekleyenlerin sadece yüzde 17 olması. Bu oran son ankette 2 ye katlamış.
* Aynı zamanda, gerek İMKB işlem hacminde, gerekse yatırımcı sayısında fazla bir değişim olmaz görüşü ağırlık kazıyor.
Sonuçlardan da görüldüğü gibi piyasalar sisli havada yol almaya çalışıyor son aylarda. Birkaç ay sonrası net görülemediği için piyasa aktörleri kazaya uğramamak için hız kesmeye çalışıyor. Piyasaların önündeki sis perdesini merkez bankalarının izleyeceği para politikaları ve reel sektörlerdeki gelişmeler belirleyecek. Eğer dışarıdan kötü haber gelmez ve Türkiye ekonomisi çıkışa devam ederse, Merkez Bankası gösterge faiz oranını yılın son çeyreğinde 3 ay üst üste yaklaşık 75-100 baz puan yükseltebilir. Bu durumda, tahvil bono faiz oranları da çift hanelere dayanır, borsa dinlenmeye geçer, yabancı sermaye çıkışına bağlı olarak dolar bu seviyelerini korur. Diğer senaryoya göre, eğer çıkışı destekleyecek para politikaları devam ederse, borsa ve tahviller yatay ve kararsız seyrini sürdürür.