• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yükselen enflasyon sorun olur mu? CAHİT SÖNMEZ

Yükselen enflasyon sorun olur mu?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.11.2010, 00:00
Yazımın başlığını okuduğunuzda "Daha nasıl sorun olsun?" dediğinizi duyar gibiyim. Gerçekten enflasyonu halkın günlük hayatındaki iktisadi olgu olarak değerlendirdiğimizde uzun süredir insanların alım gücünün zayıflamasına neden olduğunu net bir şekilde gözlemliyoruz. Türkiye'de nüfusun büyük çoğunluğunun düşük ve orta gelir grubu içinde yer aldığı gerçeğinden hareket ettiğimizde, sınırlı gelirle sınırlı ürün grubunu tüketen halk için geçerli ürün sepetinin fiyat artışının 449 maddeden oluşan TÜFE'nin oldukça üzerinde seyrettiği gerçeği karşımıza çıkıyor. Durum böyle iken, gerek kamu da gerekse özel kesimde ücretli çalışanların aylık gelirleri TÜFE baz alınarak artırılmaya çalışılıyor. Galiba bu tespitimde biraz iyimser oldum, özel kesimi de dahil ettim.
O zaman şöyle yazayım: Geliri, gerçek enflasyon artış hızından daha az yükselen ya da enflasyona rağmen geliri hiç artmayan kişilerin "reel gelirleri" hızla geriliyor. Tükettiği temel ürün miktarı ister istemez her ay azalıyor.

REEL GELİR GERİLİYOR
İşsizlik verilerini de salt matematiksel değer olarak analiz ettiğimiz için "işsizlik rakamı" düştükçe seviniyoruz. Ancak, yeni istihdam edilenlerin bırakın "insanca yaşam standartlarına" uygun gelir almayı, yoksulluk sınırına bile ulaşmayan gelirlerle, üstelik yarısının sosyal güvenlikten yoksun, çalışmak zorunda olduklarını dahi sorgulamıyoruz. Siyasiler, her yerde eleman aranıyor tabelası görüyoruz diyebiliyorlar ya da bazı ticaret odası başkanları iş imkanları olmasına rağmen başvuruların olmadığını söyleyip hayretlerini dile getiriyorlar. Oysa, "reel gelir" gerçeğini göz önünde bulundursalar bu hataya düşmezler. Belki de politika gereğidir, kim bilir?...
Neyse, bu sorun sürekli gündemde olacağı için ben iktisadi anlamda enflasyonun analizini yapmaya çalışayım...
TÜİK verilerine göre, talep enflasyonu TÜFE Ekim ayında yüzde 1.83, maliyet enflasyonu ÜFE yüzde 1.21 yükseldi. Yıllık bazda ise TÜFE yüzde 8.62, ÜFE yüzde 9.92. 2010 yılının ilk 10 ayında TÜFE yüzde 6.7'ye ulaştı. Yılın son iki ayındaki yükselişler de eklendiğinde TÜFE'nin bu yılı yüzde 8 veya biraz üzerinde bir değerle kapatma olasılığı yükseliyor. Merkez Bankası'nın enflasyon hedefi orta nokta olarak yüzde 7.5 seviyesinde. 2 puan belirsizlik bandı içinde TÜFE yüzde 8.5 veya yüzde 6.5 da olabilir. Eğer bantların dışına taşarsa hükümete hesap verecek Merkez Bankası.

MERKEZ'İ ETKİLER Mİ?
Enflasyonun yukarı yönlü hareketi sonrası karşımıza çıkan kritik soru şu: Yükselen enflasyon karşısında Merkez Bankası düşük faiz, gevşek para politikalarına devam edebilir mi? Büyümeyi desteklemek yerine birincil hedefi olan fiyat istikrarına dönebilir mi? Yanıtlardan önce neden düşük faiz, gevşek para politikası uygulandığını hatırlayalım...
Merkez bankaları faizleri düşürerek borçlanma maliyetlerini aşağı çekiyor. Dolayısıyla, düşük maliyetle beraber kredi hacmi de genişliyor. Kredi yoluyla tüketicilerin harcama yapmasının önü açılmış oluyor ve mali kesimden reel kesime kaynak aktarımı gerçekleştiriliyor.
Mantık güzel.
Ama, pratikte öyle oluyor mu? Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde oluyor. Yüzde 84.1 düzeyinde mevduatın krediye dönüşme oranı var bankacılık sektöründe. İç talep seviyesi yükseliyor, üretim cephesinde de firmaların kapasite kullanım oranları yukarı yönlü hareketine devam ediyor.
Bu bilgiler ışığında kritik soruların yanıtlarını verelim... Merkez Bankası enflasyondaki yükselişin geçici olduğunu ve orta vadede hedefleriyle uyumlu olacağını düşünüyor. Bir de şu eklemeyi yapıyor; "Faiz oranları için baz aldığım enflasyon indikatörü TÜFE değil, özel kapsamlı TÜFE."
Ekim ayı verilerine göre Merkez Bankası'nın itibar ettiği özel kapsamlı TÜFE-H ve I yüzde 3'ün altında. Kısacası, Merkez Bankası ekonominin ısındığı kanısında görünmüyor. Bu yüzden mevcut politikalara devam edecek. Sözün özü, enflasyon Merkez Bankası için sorun değil, ama vatandaş için sorun, hem de çok büyük sorun...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA