İrlanda ve Korelerin yarattığı fırtınanın dinmesiyle piyasalar da kısmen normale dönmeye başladı. Hisse senetleri kısa sürede oluşan zararların bir kısmını karşıladı, faizler de tekrardan aşağı yönlü dalgalanma hareketine dönüş yaptı. Kurlarda ise ABD ve Avrupa merkez bankalarının önlemler dizisine yeni yaptıkları eklemelere göre iniş çıkışlar devam ediyor.
FED, piyasaların verdiği tepki karşısında biraz kaygılandı, saçtığı dolarların boşa gittiği gibi bir kanıyı yansıtan kısa süreli de olsa bir panik yaşadı. Zaten, böyle durumlarda FED Başkanı Bernanke çıkıp piyasaları ikna etmek istercesine "gerekirse likidite vermeyi sürdürürüz, diğer önlemlere de başvurabiliriz" açıklaması yapıyor. Aynı yaklaşımına geçen hafta içinde de tanık olduk Bernanke'nin. ABD televizyon kanalı CBS'e verdiği demeçte çok önemli ip uçları verdi. Başkan Bernanke, "tahvil alımı yapmamızın temel nedeni faiz oranlarını düşürmek. Böylece, kredi hacmini genişletmek istiyoruz" diyor. Bir ekleme de yapıyor Bernanke; "Şu an yüzde 9'un üzerinde olan işsizlik oranını makul seviyeler olan yüzde 5'lere çekmemiz gerekiyor ki, bu da yaklaşık 5 yılımızı alacak."
Vurgulama yaptığı noktaları yan yana getirdiğimizde ABD'nin gevşek para politikalarına uzun süre daha devam edeceği gerçeğini görebiliyoruz. Bu da varlık balonlarının fazla "hava kaçırmayacağı" anlamına geliyor.
IMF UYARISI
Piyasalardaki rüzgarın ılımanlaşmasında kısmen sorun yaratabileceğini düşündüğüm bir gelişme ise IMF'den geldi. IMF Başkanı Strauss-Kahn Avrupa da, İrlanda'dan sonra hasta yatağına yatmak için sırada bekleyen Portekiz'den sonra belki İtalya'nın fazla sorun yaratmaması için Avrupa bünyesinde oluşturulan kurtarma fonunun 750 milyar euronun üzerine çıkarılmasının gerekli olduğunun altını çizdi. Bir yerde "pamuk ellere cebe" dedi. Ama, krizden kendini kurtarmış görünen tek ülke konumundaki Almanya, Avrupa'nın yükünü taşımak istemiyor. Merkel, Yunanistan vakasında olduğu gibi fonun büyümesi için katkılarının olmayacağını dile getiriyor.
Özellikle ABD tarafından başlayan ve uluslararası piyasalarda esen rüzgarlar nihayet birkaç gündür bizim piyasaları da etkiliyor. İMKB 100 yeniden 68 binlerin üzerine çıktı, gösterge faiz oranları yüzde 7.7'nin altına geriledi ve dövizin tansiyonu kısmen düştü. Zaten, bu resmin çıkacağını beklenti anketleri de destekliyordu. İşte bu yüzden panik yapılmaması gerektiğini küçük tasarruf sahiplerine hatırlatmaya çalıştık. Birkaç ekleme daha yapalım piyasaları destekleyecek...
ARALIK ETKİSİ
Hafta sonu, uzun tatil, yıl sonu gibi bazı etkiler vardır piyasa aktörlerinin alım-satım kararlarını etkileyecek. Çünkü, borsalar kapalıyken, ciddi siyasi ve ekonomik gelişmeler olabilir. Bu yüzden apansız yakalanmamak için hisse senetlerini satmayı tercih edebilirler. Ya da iş işten geçmeden firmaların karlarını fiyatlamaya çalışırlar ve alım kararı verirler. Bilimsel çalışmalar, yılsonu etkisinin İMKB'de olumlu yansıdığını gösteriyor. Son yıllarda 1 tane Aralık hariç, diğer Aralık'larda hep yükselmiş İMKB.
SPK'nın son beklenti anketindeki öngörüler de iyimser nitelikte. Gösterge faiz oranının aynı kalacağını düşünenlerin oranı yüzde 71'e çıkıyor. Artacak diyenler yüzde 8.2 de kalıyor. Diğerleri de düşecek beklentisi taşıyor. İMKB 100 Endeksi'nin aynı kalacağını tahmin eden katılımcı oranı yüzde 42, artacak beklentisinde olanlar ise yüzde 37 seviyesinde, az bir katılımcı karamsar görüş bildirmiş.
Bu arada İMKB artarken yabancı yatırımcı oranında azalma oluyor. Bu ilginç gelişmenin nedeni, sıcak paraya önlem alınma olasılığının hükümetçe hatırlatılmasıydı. Eğer yabancı yatırımcılar da katılırsa ılıman rüzgarlara, piyasalar birkaç haftalık yarasını tamamen sarabilir.
Her şeye rağmen, küçük tasarruf sahiplerinin temkinli olmalarını öneriyorum.