• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Beklenen sonuç CAHİT SÖNMEZ

Beklenen sonuç

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.10.2012, 00:00
Son çeyrekte büyüme hızının yavaşlaması hatta dördüncü çeyrekte de gerileme sürecini devam ettirmesi ile işsizlik oranı da yükselişe geçti şimdiden. Merkez Bankası'nın frende gittiği Haziran-Temmuz ve Ağustos dönemi işgücü istatistikleri dün Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlandı. İşsizlik oranı yüzde 8.4'e çıkmış. Kırsal kentsel dağılımı da şöyle, her zaman olduğu gibi kırsal kesim işsizliği düşük seviyelerde kalıyor; yüzde 4.5, kentsel kesimde ise yüzde 10.4'ü buluyor.
Rakamların satır aralarına bakalım, sonrasında ekonomiye olası yansımalarını değerlendirelim.
En göze çarpan veri, halen kayıt dışı çalışanların oranı. İlgili dönemde kayıt dışı istihdamın oranı yüzde 40.2 gibi oldukça yüksek seviyelerde kalmış. Detaylar daha da çarpıcı, kadınların yüzde 36.2'si, kendi hesabına çalışanların yüzde 64.5'i, ücretsiz aile işçisi konumunda istihdam edilenlerin de yüzde 91.8'i kayıt dışındalar. Açık bir ifadeyle, sosyal güvenlikten mahrum çalışmak zorunda kalıyor.

HİZMET AĞIRLIKLI
Diğer dikkat çeken rakam ise, hizmet sektörünün geçen yıllarda olduğu gibi istihdamdaki hegemonyasını sürdürmesi. Hizmet sektörü, toplam çalışanların neredeyse yarısını üstleniyor. Bu sektördeki istihdam oranı yüzde 49.7. Sanayi kesimi ne yazık ki, toplam istihdama yüzde 21 düzeyinde katkı yapabiliyor. Yani, çalışan 5 kişiden sadece birisi sanayi sektöründe yer alıyor. Tarımın payı da aşağı yukarı sanayi kadar, yüzde 19.
Satır arasında kalan olumlu bir gelişme de var. Genç nüfustaki işsizlik oranı düşüşünü yaz döneminde devam ettirmiş. Son veriye göre gençlerin yüzde 16.3'ü işsiz, kalanı istihdam ediliyor. Ancak, kentsel ve kırsal bazda değerlendirdiğimizde 5 gençten birisinin işsiz olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz.
Veriler, yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım bulguları yansıtıyor. İşgücü ile ilgili yazılarımda hep su üstünde duran gerçeği de atlamamaya çalışıyorum. Sorun, istihdamla bitmiyor. Daha açık bir ifadeyle, işsiz taraftan çalışan tarafa geçmiş bir kişi için değişik sorunlar başlıyor. Birincisi yetersiz gelire razı olmak zorunda, ikincisi aldığı eğitime ne kadar isabetli bir işte istihdam edildiği. Eurostat verilerine göre, Türkiye'deki çalışanların yüzde 35.6'sı asgari ücretli. Oysa Avrupa ortalaması yüzde 8 gibi düşük seviyede. Polonya, Slovakya, Estonya ve 6 Avrupa ülkesinde uygulanan asgari ücret, Türkiye'de geçerli olan 298 euronun altında kalıyor. Ancak, bu ülkelerde uygulanan asgari ücret "sosyal ücret" kapsamında. Yani, ücrete ek olarak eğitim, konut, enerji hatta sağlık giderleri de tamamen devlet tarafından üstleniliyor. Çalışanların üçte birinin asgari ücretli olması, diğer çalışanların ortalama gelirinin de düşük kalmasına neden oluyor. Yine aynı çalışmaya göre, asgari ücretin ortalama ücrete oranı Türkiye'de 57'ye ulaşıyor, oysa Avrupa ortalaması 40'larda.

KONTROL KAYBOLDU

İlginç bir süreç yaşıyoruz. Ekonomik aktörler ve piyasalar arasındaki bağlantı kopmuş görünüyor. Aşırı iyimserlik pompalanırsa tabii ki böyle bir sonuç çıkar ortaya. Suriye gerginliği yaşanıyor, yani siyasi risk yükseliyor borsa da yükseliyor. Üstelik bütçe performansı ve işsizlik rakamları bazı makro ekonomik indikatörlerin de bozulduğu bir süreçte. Hanehalkı, bütçe açığının yükselmesinin nedenini ve bu bedeli kendisine fatura edilmesini zihninde sorgulamasını bir tarafa bırakın, geliri de paralel bir şekilde aynı oranda artıyormuş gibi tüketimine devam ediyor. Son yaşadığımız benzin örneği gibi... Dünyanın en pahalı benzinini alıyor ama tüketim olarak etkilenmiyor, arabasını tepe tepe kullanıyor.
Gerçekten ekonomi aktörlerinin kontrol mekanizmalarını yitirmiş olması, ileriye yönelik faturanın daha da ağırlaşmasına neden olacak.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI