• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Dış ticaret açığı geriliyor CAHİT SÖNMEZ

Dış ticaret açığı geriliyor

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02.11.2012, 00:00
Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan cari açık açısından dış ticaret verileri hayati önem taşıyor. Çünkü, cari işlemler üzerinde mal ticaretinin yüzde 80 civarında ağırlığı var, kalan yüzde 20 ise hizmet ticareti ve transferlerden oluşuyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun Eylül ayına ait yayımladığı dış ticaret rakamlarına göre açık yüzde 34.7 gerilemiş geçen yılın aynı dönemine göre. Her ne kadar beklentilerin gerisinde de kalsa, bu yıl içinde aşağı yönlü trend izleyen açığın süreci devam ettirmesi de cari açık açısından önemli.
Açığın azalmasına etki eden faktörlere değinelim, ardından yılın kalan aylarına yönelik projeksiyon yapalım...
Bir taraftan, ihracat yükselirken diğer taraftan ithalatın gerilemiş olması açığın bu seviyelere inmesinde en dikkat çeken unsur. Türkiye ekonomisinin büyüme hızında yavaşlama olduğunda ya da durgunluk dönemlerinde de dış ticaret açığı yine gerilerdi. Ancak, gerilemenin temel nedeni ithalatın ihracattan daha fazla azalması idi. Yani, hem ihracat hem de ithalat düşerdi. Örneğin, küçülme yaşanan 2009 yılında ihracat 132 milyar dolardan 102 milyar dolara düşerken, ithalat 201.9 milyar dolardan 140.8 milyar dolar inmişti. Sonuçta dış ticaret açığı da paralel olarak aşağı gelmişti. Son aylarda, küresel ekonomideki durgunluğa, özellikle en büyük dış ticaret partnerimiz Avrupa'nın ciddi sorunlarla boğuşmasına rağmen ihracat yükselebiliyor. Bu gerçekten kritik diyebileceğimiz bir gelişmedir.

AVRUPA'NIN PAYI
Açığın gerilemesinde dikkat çeken diğer pozitif gelişme ise ihracat pazarı yelpazesinin genişlemesi. Avrupa'nın Türkiye ihracat pastasından aldığı pay birkaç yıldır küçülüyor. Bir ara yüzde 50'lere ulaşmış olan oran Eylül ayında yüzde 39.2'ye kadar geriledi. Avrupa Birliği'nin 27 ülkesi bu payı alırken kalan yüzde 60.8'i de Körfez ülkeleri, Kuzey Afrika ülkeleri gibi coğrafyalara kalıyor. Aslında şu gerçeğinde altını çizelim, böyle bir ihracat kompozisyonun ortaya çıkmasında Avrupa ülkelerinin içinde bulunduğu zor ekonomik koşullar da rol oynuyor. İhracatçılar maliyetler açısından diğer ülkeler yerine Avrupa'yı tercih ediyorlar açıkçası. Fakat şuan ki konjonktür onları farklı coğrafyaya da yöneltiyor. Yine de ortaya çıkan sonuç yoğunlaşma riskinin azalmasında olumlu katkı yapıyor.
İhracat kalemleri içinde son aylarda alışageldiğimiz gibi "kıymetli taşlar ve metaller" birinci sıradaki yerini koruyor. Eylül ayında da 1.62 milyar dolar altın ihracatı yapmışız. Ocak-Eylül dönemine bakarsak kıymetli metal ihracatının 12.8 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Geçen yılın aynı ayına göre artış oranı yüzde 458. Bir yerde altın ihracatında patlama olmuş desek yeridir. Altından önce ilk sırada olan "motorlu kara taşıtları" aylık ve yıllık bazda bir önceki döneme göre gerilese de ikinci en fazla ihracat yaptığımız ürün olmuş.

İTHALAT AYNI!

Gelelim madalyonun diğer cephesine...
İthalat kısmında, ihracat gibi pozitif gelişmeler izleyemiyoruz. Toplam ihracatın yüzde 75'ini aramallar oluşturuyor. Yani, üretimde, aslında montajda desek daha doğru olur, dışa bağımlılığımız aynı oranda devam ediyor. Üstelik, yüksek enerji payını dışarıda bıraktığımızda bile... Zaten bu yıl içinde ithalatın azalmasının nedeni ithal mal yerine yerli mal kullanmaktan değil, büyüme hızı yüzde 3'lere düştüğünden daha az ithalat gereksiniminden kaynaklanıyor. İthal yatırım malları da oransal anlamda yüksek seviyelerini koruyor. Kalan yüzde 12 civarındaki ithalat ise nihai tüketim mallarına gidiyor.
Son enflasyon raporunda Merkez Bankası, yıllık büyüme oranının biraz daha yukarı çıkabilmesi için gaza basacaklarını vurgulamıştı. Eğer iç talep de belirgin bir şekilde devreye girerse, bu durumda ithalatta yılın son 2 ayında biraz yükselme bekleyebiliriz. Orta Vadeli Program'da 2012 sonu itibariyle dış ticaret açığı 90 milyar dolar düzeyinde öngörülmüştü. İlk 9 aydaki açık 63.5 milyar dolar. 2011'in aynı dönemine göre yüzde 22 gerilemiş. Büyük olasılıkla beklentilerin altında kalabilir dış ticaret açığı. Bu durumda cari açık da 60 milyar doların altında kalır ki, oran olarak yüzde 8'ler demektir.
Sözün özü, Türkiye ekonomisinin en sorunlu alanındaki düzelmeyi, krizlerde de kurtarıcımız olan ihracatçılara borçluyuz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA