• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Aytun Çıray niçin Artık yokum dedi ERKİN USMAN

Aytun Çıray niçin "Artık yokum" dedi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17.06.2010, 00:00
DP Yargıtay'dan gelen uyarı yazısı nedeniyle tüzük değişimi ve GİK seçimi için 19 Haziran'da kongreye gidiyor.
Tam bu kongreye giderken DP'de sert rüzgar esiyor.
Artvin'in mutlak hakimi, her seçimde partisinin oyunu ikiye katlayan Adnan Çeltikçioğlu GİK üyeliğinden istifa ediyor.
Dört eski bakandan oluşan bir gurup, artık GİK'te görev almayacaklarını bildiriyorlar.
Genel Başkan Yardımcısı hemşehrimiz, Dr. Aytun Çıray ise Orhan Keçeli'ye göre devlet adamlarına yakışır bir istifa mektubu ile siyasete ara veriyor:
"Birlikte çalıştığımız dönemde devlet adamlığı deneyimlerinizden çok şey öğrendim. Beni yapılan her iki kongre sonrasında Genel Başkan Yardımcısı olarak atadığınız gibi, yapılacak kongrede de görev teklif ederek onurlandırdınız... Ama gazetelerde daha rahat yazabilmek için görevlerimden istifa edip siyasete ara veriyorum."
Ben de Çıray'a soruyorum:
"Başka gerekçen var mı? Örneğin; Konak ilçesinin görevden alınması ile ilgili itirazın?.."
"Böyle bir gerekçe ile ayrılmak, her gün üç şehit verdiğimiz bir dönemde ayıp olmaz mı? Ben Sayın Cindoruk'u siyasete döndüren sebeplerin ortadan kalktığına inanmıyorum."
"O halde istifa etmeyip, sabretmek gerekmez miydi?"
"Bunu ayın ondokuzundan, kongreden sonra cevaplandırabilirim."
"Dalan'ı siz atadınız, Cindoruk'la birlikte kongreyi de kazandırdınız çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?"
"Hırslı çocuk. Çalışmalarını bir sonraki İl kongresinde delegeler değerlendirir artık."
"Son olarak DP'lilere öneriniz ne?"
"Önerilerimi ayrılmadan önce yaptım, şimdi Türkiye'nin en büyük gazetelerinden birinde yazarım. Öneri yapmak değil, eleştirmek makamındayım."
"Teşekkür ederim."

hayattan
Şadan Gökovalı deyince...
"Sevdiğim sokak adları gibi
Sevdiğim çiçek adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma..."
Bir sokak düşünün adınızı taşıyor. Sağından- solundan çiçekler, süs bitkileri yükseliyor. Küçükler, üç tekerlekli bisikletme gezmeye çalışıyor, çocuklar oynaşıyor.
Ne hoş değil mi?
Prof. Dr. Şadan Gökovalı böyle mutlu insanlardan biri.
Muğla turizminin parlayan yıldızı Akyaka'da bir sokakla bitişiğindeki adı güzel, kendi güzel Gökova'da bir caddeye onun adı verildi.
"Şadan Gökovalı"adı bu cadde ve sokakta sonsuza dek yaşayacak.
Söylemeye gerek var mı?
Şadan Hoca Gökova'da doğdu.
Üniversite okumak için geldiği İzmir'de gazeteciliğe başladı. Bunu, TRT'de 14 yıl süren yapımcılık ve yöneticilik dönemi izledi.Gazetecilek ve turizm, araştırma dallarındaçeşitli ödüller kazandı.
Efes, Fethiye ve Bergama'yı en iyi anlakan yazar seçildi.
Türk Dil Kurumu ödülüne, "Anadolu Uygarlıklarına Katkı" ve "Son 10 yılda İzmir Kültürüne en Fazla Hizmet Veren Kişi" unvanlarına layık görüldü.
Türk düşüncesinin devlerinden Halikarnas Balıkçısı ile Azra Erhat tarafından manevi evlat edinildi.
Şadan Gökovalı, Manevi Babası Halikarnas Balıkçısı'nın tüm yapıtlarını yayına hazırlıyor.

hayattan
Tahtalı'dan gelen feryat!

Tahtalı ve çevresi önemli bir su havzası.
Ve, buralarda kurulan baraj da İzmir'in umudu.
Gelin görün ki, herkesin gözügibi bakması, kollaması gereken bu önemli su havzası bir mikrop yuvası, pislik sergisi haline gelmiş...
Çevre köylerdeki mandralardan, bazı işletmelerden gelen pis sular göle karışıyor.
Bazı kesimlerde vidanjörlerle akıtılan kirli sular Oğlananası köylülerini ayağa kaldırdı.
Bu köylüler adına konuşan Refik Yılmaz:
"Bedavaya yaşıyoruz. İnsan hayatının böylesine hiçe sayıldığı başka yer bulamazsınız." diyor.
Tantalı çevresinde bulunan Pancar, Bulgurca ve Tekeli köylüleri çevredeki mandraların kontrol altına alınmasını ve öteki işletmelerin de sıkı bır denetimden geçirilmesini istiyor.

duvardan
İçtiği alkol değil, kafasından geçenler sarhoş eder

küpe
Bir eksiklik bulun ve onu doldurun. Ama uydurma yollara başvurmayın. Gerçek bir eksikliği doldurursanız, sadık takipçileriniz olacaktır.
Adrien Arpel

fıkra
Yeni zengin

Arap zenginlerinden biri antikacı dükkanında, vazoda çiçekleri gösteren bir "natürmort" tabloyu göstererek sordu:
"Bu nedir?"
Antikacı kibar iftihar eden bir gülümsemeyle:
"Bir Van Gogh" dedi.
Göbekli müşteri resme bir daha bakarak yavaşça:
"Yahu, halbuki ben menekşe resmi sanmıştım."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA