27 Mayıs darbecilerinin yürürlüğe koyduğu bir hukuk ucubesi ile yıllarca yaşadık.
Bu ucube, 38 Sayılı Tedbirler Kanunu'dur.
Ve DP yöneticileri hakkında övücü ve yerici beyanlarda bulunmak yasaktır.
Ne var ki, darbe yönetimi günlerinde ve sonrasındaki uygulamada bu yasanın bir yönü işletilmiş, yerici yayınlar alabildiğine özgür bırakılırken, eski dönemi övücü unsurların sahipleri hemen hapishaneleri boylamışlardı.
* * *
1960'lı yılların başında, bir yazı dizisi hazırlamıştım.
Adı: Sıradaki değil, gönüllerdeki adam: Menderes...
Bu dizi yayına girer girmez basın savcılığına çağrılmıştım.
Basın savcısı bu yazı dizisini bir bütün olarak kabul etmiyor ve her gün için ayrı bir soruşturmu açıyor ve gazeteyi toplatma kararı çıkartıyordu.
Sorulan şu: "Niçin sıradaki değil, gönüllerdeki adam?"
Artık her gün tekrarlayarak ezberlediğim yanıt şu:
"38 Sayılı Tedbirler Kanunu'na göre, Demokrat Parti ve yönetimini övücü biçimde anmak suç... Biz bu yazı dizimizde, hakkı övücü ve yerici yayınlar yasak olan Menderes'i Cumhuriyet tarihinde ön plana çıkmış politikacılar arasına sokmak yerine, gönüllerde tuttuk. Tartışılmak için sırasını bekleyen adam olarak."
***
Kanunlar, Türkiye'yi 10 yıl aralıksız olarak yönetmiş ve sonunda sehpada can vermiş bir Başbakan için serbestçe tartışma ve konuşma verdiği an, her yönü ile incelenip tartışılacak Adnan Menderes layık olduğu sıraya girecekti.
Tıpkı bugün gibi...
Menderes Ünversitesi, Adnan Menderes Havalimanı, Menderes bulvarları, Menderes stadyumları gibi...
***
Cumhuriyet tarihimizde bir devre adını veren Adnan Menderes, 17 Eylül 1961 günü sabaha karşı sehpada can vermişti.
Allahın rahmeti üzerinde olsun....
Nur içinde yatsın.
* * *
Yakın tarihimizin millet tarafından en çok sevilen liderlerinin başında gelen Menderes, niçin idam edildi? Ülkede her şey yolunda giderken, Menderes nasıl bir suç işledi ki, darbe ile devrilerek idamla sonuçlanan bir işkence sürecine sokuldu?
Bir ciddi kaynağa göre, Adnan Menderes'i idama götüren "Bebek" ve "Köpek" davaları mıydı?
Elbette değildi.
Rahmetli Menderes'in söylem ve icraatları malum mihrakları harekete geçirdi. Siyonist Yahudi ve onların içerideki işbirlikçileri ve yardakçısı olan mason locaları harekete geçti.
27 Mayıs darbesinin önemli isimlerinden biri olan Orhan Erkanlı'ya kulak verelim:
"İhtilal yapacak olan teşkilatın kuruluşu 1955 yılıdır."
1955 yılında Türkiye'de darbeyi gerektirecek bir hal var mıydı? Ülkenin dört bir yanına huzur ve güven ortamı hakimdi. Köylüler, işçiler ve geniş halk kitleleri hayatlarında ilk defa para yüzü görmüş, hakkını arama imkanı bulmuş, kısacası insan olduğunu anlamıştı. İnsanlar mal ve can güvenliklerinin sağlandığını hissettiler. İlginçtir, böyle bir ortamda darbe hazırlığına başlandı.
kentten
"Hoşgeldin Bebek" şenliği
Behçet Uz Çocuk Hastanesi, Ege'de Yenidoğan Premature ve Yoğun Bakım Servisleri olarak her yıl 4 bine yakın bebeğimizin hayata tutunmasını sağlıyor.
Çocuk Hastanesi Başhekimi Dr. Nurettin Ünal, Konak Belediyesi ile ortaklaşa bir etkinlik düzenlediklerini açıklıyor:
Bu etkinliğin adı: "Hayata Hoşgeldin Bebek..."
***
Dr. Nurettin Ünal, "Yoğun bakım ünitelerinde uzun ve zorlu bir dönem geçirdikten sonra sağlıkla ailelerine kavuşan bebeklerimizi ve onları sabırla bekleyen anne ve babalarını şenliğimize davet ediyoruz. Gelirlerse mutlu oluruz."
***
"Hayata Hoşgeldin Bebek" şenliği, bugün saat 18.00'de Alsancak Dominik Caddesi'nde başlıyor.
Haydi, "Hayata Hoşgeldin Bebek" şenliğine...
hayattan
Milas'ta Nahit Ulvi günleri
Nahit Ulvi Akgün daha çok İzmir'i çağrıştıran bir şair olarak bilinir. 1918 yılında Muğla'nın Milas ilçesinde doğan Akgün, uzun yıllar İzmir'de yaşamış, öğretmenlik yapmış, İzmir Kordonboyu'ndan nice güzel şiirlerle şiir sevenlerin belleğine kazınmış bir şairdir.
Özellikle Birisi adlı şiiri sevenlerin, sevdalıların unutamadığı şiirler arasındaki yerini almıştır.
Nahit Ulvi Akgün, bu kez doğduğu kent Milas'ta bugün başlayacak bir etkinlikle anılacak.
Tarihi Hacıaliağa Konağı'nda gerçekleştirilecek olan Nahit Ulvi Akgün günlerinde, İzmir'den de 7 kişilik bir şair grubu çıkarma yapacak: Sina Akyol, Mehmet Sadık Kırımlı, Muzaffer Kale, Hüseyin Peker, Fergun Özelli, Oğuz Tümbaş ve Atila Er şairi kimliği, kişiliği, sanatı, aşkları, Milaslı, İstanbullu ve İzmirli yaşantısıyla anlatacaklar, şiirlerini değerlendirecekler.
Milas'ta ilk kez düzenlenen Nahit Ulvi Akgün günlerinin de kalıcı ve sürekli olmasını diliyorum.
fıkra
Tedbir
İrlanda'nın ıssız bir bölgesinde turistin biri bataklıklara baktı ve yanındaki İrlandalı'ya sordu:
"Buranın suyu pek kötü ve sağlığa zararlı olmalı. Ne gibi tedbirler alıyorsunuz acaba?"
"Çok sıkı tedbirler alıyoruz. Önce suları süzüyoruz. Sonra kaynatıyoruz. Ayrıca içine klor ilave ediyoruz. Sonra da viski yapıp, sizlere satıyoruz."