Açılıştan birkaç gün önce Hüseyin Aslan ve ekibini makamında ağırlayarak, EGE-KOOP'a övgüler yağdıran Sayın Kılıçdaroğlu, özellikle resepsiyon saatinde siyasetin yoğun ve gergin atmosferi ile boğuşuyordu. TBMM'de yumruklar havaya uçuşmuş, 4+4+4 tartışmaları zirve yapmış, Başbakan Erdoğan ile sert bir polemiğe girişilmişti. Basın köşe bucak Kılıçdaroğlu'nun peşindeydi ki gece geç saatlere kadar makamında kurmaylarıyla yaşananları değerlendirdiğini de biliyoruz.
Yine de kendisi çok istemiş ve sözvermiş olmasına rağmen katılamamış olsa bile CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Ayten Kayalıoğlu, Kadın Kolları Genel Başkanı Deniz Pınar Atılgan'ın yanısıra sayıları yirmiyi bulan milletvekillerini geceye göndererek EGE-KOOP ailesini bu mutlu gününde yalnız bırakmamıştır.
Resepsiyonun bir diğer dikkat çekici noktası ise kabinenin iki önemli Bakanının da EGE-KOOP'u yalnız bırakmaması oldu. Hem Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hem de Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın iş yükünü bilmeyen yoktur. Her ikisi de ciddi efor sarfederler. İşte bu yoğun tempoya rağmen geceye katılıp EGE-KOOP ve onun Genel Başkanı Hüseyin Aslan'a verdikleri değeri ortaya koymuşlardır.
Bu değer özellikle Sayın Binali Yıldırım tarafından sözcüklerle de ortaya konmuştur.
* * *
Yıldırım'ın özellikle " Öyle ümit ediyorum ki, önümüzdeki günlerde Meclis'ten geçecek olan Kentsel Dönüşüm ve Doğal Afetlere Karşı İmar Düzenlemesine İlişkin Kanun ile birlikte Ege-Koop, İzmir'deki şehir yenileme projelerinde daha fazla pay alacak, daha fazla görev üstlenecektir." şeklindeki sözleri İzmir'in bu çok değerli markasının dönüşüm sürecinin itici kuvvetlerinden birisi olacağını göstermiştir.
* * *
Bakan Yıldırım'ın, EGE-KOOP ve Hüseyin Aslan'a yönelik övgü dolu bu sözleri sadece EGE-KOOP ailesi için gurur verici değildir. 30 yıla yakın sürede 100 bin insanı ev sahibi yapmış olan EGE-KOOP ile tüm İzmirliler de gurur duymalıdır.
Son olarak şunu da özellikle belirtmek istiyorum.
'Meyve veren ağaç taşlanır' diye çok güzel bir atasözümüz var. Bu kadar çalışkan, bu kadar iş bitirici olup da, bu kadar eser üretip de bazı çevrelerin, özellikle de belirli zümrelerin taşeronluğunu yapan bir takım şahısların zaman zaman Hüseyin Aslan üzerinden prim yapıyor olmalarını da yadırgamıyorum.
Buna da yine atasözü ile yanıt vereyim: "Güneş balçıkla sıvanmaz."
gündemden
CHP Karşıyaka'da bir kadın aday!
Karşıyaka kendine özgü bir Ege beldesi...
Burada siyasetin keyfi de, heyecanı da bir başka!
"İpek siyah mantolu, beyaz beyaz yakalı
Ya yaman şeysin,ne güzel şeysin Karşıyakalı.."
Şairin "ne yaman şeysin" dediği Karşıyakalı hanımlar çoğunlukta.
Peki, Karşıyaka'da çoğunlukta olan kadınlar, bu ilçe siyasetinde de etkin mi?
Buyrun size tablo!
İzmir siyasetinde çeşitli dönemlerde etkin olan Karşıyakalı kadınlardan bir demet!
Nimet Eriş: Hakiki Demokrat Partinin İzmir belediye Meclis üyesi.
Canan Arıtman: ANAPla başladığı siyaset hayatını CHP'de sürdüren milletvekili
Müjgan Barutçu:, Belediye Meclis üyesi
Hacer Acar: İl Genel Meclis üyesi.
Nermin Ertekin: CHP İlçe yöneticisi
***
Geçtiğimiz hafta sonu CHP Genel Merkezinin merdivenleri sarışın bir genç kadınla tanıştı.
Bu genç kadın, merdivenleri ağır ağır çıktı ve Kılıçdaroğlu'nun odasına yöneldi.
CHP İzmir'in "atom karıncası" Recai Acar ile birlikte Genel Merkez merdivenlerini çıkan bu sarışın genç kadının adı Günsel Sağlam'dı.
Ve bu genç kadın önümüzdeki pazar günü yapılacak CHP kongresinde İlçe Başkanlığına adaydı.
***
CHP İlçe Başkanlığına niçin aday olduğunu Kılıçdaroğlu'na uzun uzun anlattı.
Bu ilginç ilçede olup bitenleri bir bir dile getirdikten sonra , Kılıçdaroğlu , Karşıyakalı bu genç kadın adaya şöyle veda etti:
"Güle güle sayın başkanım..."
Herkes birbirine baktı.
Kılıçdaroğlu devam etti:
"Bak kızım, ağzımdan çıktı (başkan) sözü. Ona göre çalış ve kazan..."
Bu veda Karşıyaka CHP İlçe kongresine ışık tutacak mı?
küpe
günün her saatini, dün olduğundan daha iyi olabilmek için kullanmalısın.
Victor Pauchet
günün fıkrası
Yeni buluş
İşsiz güçsüz iki arkadaş, bir kahvede oturmuş konuşuyordu. Biri:
"Yeni bir buluşum var. Bundan sonra hiç tembel insan kalmayacak."
"Nasıl ?"
Erkeklere biir adaya, kadınları bayka bir adaya yerleştirmek. Adalar arasında deniz var tabii..."
Fakat..."
Fakatı filan yok. Herkes çalışacak. Tembel bir tek kişi kalmayacak."
"Peki nasıl?"
"Gemi yaparak..."