Şirinyer'de başlayan tünelin Konak'taki çıkış noktasındaki 35-40 bina üzerinde gerçekleştirilen değer tespitlerinin ortaya çıkardığı tablo tepkilere yol açtı.
Burada yaşayan İzmirliler, "Kentimizin sembolü Saat Kulesi'ne l50-200 metre mesafedeki evlerimize, dükkanlarımıza normal değerlerinin üçte biri nispetinde fiyat biçildi. İsyanımız burada..." diyor.
Tünel'in Konak ayağı çevresinde yüzlerce vatandaşın tepkisine yol açan bu değerlendirmeyi semt mağdurlarının vekili avukat Süleyman Küçükçakır da şöyle eleştiriyor:
"Şu ana kadar ne Karayolları'ndan ne mahalli belediyeden ne iktidar ve muhalefet partilerinden ne de valilikten kimse mahalle sakini olarak kapımı çalmadı. Mağduriyetimizin nasıl giderileceği konusunde yol göstermedi. Muhtarımız dahi, bu olayı mahkeme heyetinin tespit yaptığı sırada öğrendi."
***
Bu işin mağdurlarından biri Neslihan Durmaz da şunları söylüyor:
"Halimizin ne olacağını kimse anlatmadı. Bu bölge 1980'li yıllarda 3. derece SİT alanı ilan edildi. Kamulaştırılan alan içinde 3 tarihi bina var. Bu alan şu an etnografya müzesi olarak kullanılan ecdat yadigarı bir bina, arkasında yine ecdattan kalma bir cami, yine ecdattan kalma halen doğum hastanesi olarak kullanılan tarihi eserlerin arasında. Şu andaki görünüşü çok iç açıcı olmasa da yapılaşma olması halinde aynen Karşıyaka sahilindeki villalar kadar değerli olacak."
spor
Gazeteciye kırmızı kart!
10 Ocak Gazeteciler Bayramı'nı dün kutladık. Ve bayramı kutlarken, gazetecilerin, Hürriyet'te uzun yıllar hizmet veren Tülin Yalçın ile evlendiği için enişte diye çağırdığı (En büyük enişte benim de) spor yazarı Atilla Özgen'in ilginç bir anısını anlatmak farz oldu. Siz futbol maçlarında kırmızı kartın sadece futbolcular ve kenardaki teknik heyete gösterildiğini sanırsınız değil mi ? Yanılıyorsunuz. Türkiye'de bir maçta hakemden kırmızı kart gördüğü için saha dışına atılan gazeteci de var. Kim... Bizim Atilla Özgen. Karşıyaka o zamanlar Birinci Lig'de. İzmir Atatürk Stadı'nda Fenerbahçe ile karşılaşıyor. Maçın hakemi de şimdilerin meşhuuur futbol yorumcusu, aynı zamanda eski kabzımal Erman Toroğlu. Karşılaşma oynanırken futbolcular birbirlerine giriyor, bizim Atilla da saha içine girip olay fotoğraflarını çekiyor. Toroğlu, futbolculara değil de bizim Atilla'ya takıyor. Kırmızı kart çıkarıyor ve "Dışarı" diye bağırıyor. Kenardaki saha komiserlerine de, "Bunu stadın dışına atın" talimatı veriyor. Ve çıkıncaya dek de maçı başlatmıyor. Netice şu: Atilla Özgen, hakemden kırmızı kart gören dünyada ilk gazeteci olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi.
küpe
En tatlı şarkılar, en acı duyguları dile getirenlerdir.
Shelley
günün fıkrası
Tavşan ve Temel
Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Fadime:
"Ha pu netur, soyulmuş tavşanı nasıl avlaysun?" demiş.
Temel'den cevap:
"Sevişirken yakaladum, giyinmeye fırsatu olmadu, vurdumm onu..."
Teşekkürler Mehmet Özdoğru
laflama
* İyi ki uçurtman tellere takıldı. Havaya baksana. Yıldırım çarpmadığına şükret!
* Leyleğin ömrünün neyle geçeceğini bilemem ama ömrünün nasıl biteceğini konuşalım. Elektrik direklerine takılmakla bitebilir ömrü mesela leyleğin!
* ŞAN'ını kaybeden insanlar olsa olsa, Peri-ŞAN olur!...
* Pencere kirlenmiş dışarı göremiyorum. Can sıkıntısı değil, cam sıkıntısı içimdeki!... Kazın ayağı öyle değil sözü tedavülden kalktı. Kazım'ın ayak oyunu öyle değil sözü yerini aldı!
* Kim demiş Türk'ler hiç bir şeyi icat etmedi diye? Kırmızı ışıkta geçmeyi kesin Türk'ler bulmuştur!...
İbrahim Ormancı'dan