Bunun 20 milyar doları sağlık turizminden bekleniyor.
Bu rakamları, kısa adı (ETİK) olan Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İşler açıkldı ve ekledi:
"Bu bir hayal değil..."
İşler, Türkiye'nin turizmde dünyada ilk 5'e girdiğini, turizmin bir devlet politikası haline getirildiğini belirtiyor ve ekliyor:
"Turizmin artık kum, deniz, güneşten kurtulması gerekiyor. Sağlık turizmi, Türkiye'nin 2023 turizm stratejisinde İzmir öncü oldu. Bunu turizmciler ve sağlıkçılar olarak işbirliğiyle başaracağımıza inanıyorum. Sağlık turizmde öncülüğü kaptırmayacağız."
Mehmet İşler, orta ve uzun vadedeki turizm hedefleri olarak da şunları söylüyor:
"250 bin yatak kapasitesi, termal turizmine yönelik imar planları çalışmalarının tamamlanması kısa vadede hedefimiz. İzmir için 1 milyon 300 bin turist çok az. Yatırım ve yatak kapasitesi olmadığı için gelmiyor. Karşımıza imar planlama sorunları çıkıyor. Yerel yönetimlerin bu konuyu sorun olarak çıkarmaması gerekiyor. Uzun vadede ise Türkiye'de 1 milyon yatak kapasite hadefleniyor."
ege'den
Başkan'ın melekleri...
Zeytinli Belediye Başkanı Hasan Arslan güne muhtarların kendisini ziyaretleriyle başlıyor.Hasan Arslan, mahalle çalışmalarıyla ilgili bilgi verirken "Sosyal belediyeciliğin gereği hizmet için varız. Eksik olan hizmetlerimizi muhtarlarımızla görüşmeler sonucunda yerine getiriyoruz" diyor.
İşte Başkan ve "Meleklerim" dediği muhtarlardan bazıları: Sarıkız'dan Nuray Günaçar, Dalyan'dan Şeniz Alten, Altınkum'dan Emine Çaltıoğlu.
Sol başta da, "Başkan'ın Prensi" İkizyaka muhtarı Selim Diril.
Susmayı öğrenmek
Boşboğazın biri, Sokrat'a müracaat ederek, güzel konuşma dersleri almak istediğini bildirmiş. Sokrat öğretmenlik ücreti olarak başkalarından aldığı ücretin iki katını istemiş. Adam bunun sebebini sorunca da, filozofa yakışır esprili bir cevap gelmiş:
"Sana söylemeyi öğretmek yerine, susmayı da öğretmek gerek."
küpe
Dostlarının yerinde öğütlerine kulak asmayanlar düşmanlarını memnun ederler.
Pançatantra
günün fıkrası
İnek hasta mı?
Hemşinlinin ineği hastalanmıştı. Oğlunu çağırdı:
"Aç ineğin ağzını da bak!"
Sonra kendisi arkaya geçti. İneğin kuyruğunu kaldırdı ve bağırdı:
"Uşak, beni cöriy misun?"
"Yok baba! Göremiyrum."
"Öyleyse bağırsak düğümlenmesidur."