Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı, İzmir için bir tarih yazdı, Fransız rakibi Paris Levallois'ı 85-69 yenerek ilk kez Avrupa Challenge Cup'ta 4'lü final vizesi aldı. Eğer bu organizasyonu Mavişehir KSK Arena'ya alabilirsek şampiyonluk şansımız da yüksek. Ama bunun yüklü bir bedeli var. FIBA'ya 250 bin euro ödenecek, gelecek 3 takımın masrafları da karşılanacak. Ama getireceği gidenden çok daha yüksek olacak.
Örneğin dünya televizyonlarından 50 kadarı maçları naklen yayınlayacak. İzmir'den görüntüler verilecek, tarihi ve kültürel yönleri yansıtılacak. Pınar KSK'nin dışında Fransa Kupa Şampiyonu Gravelines, Rusya'nın Krylia ve Almanya'nın Ewe Basket takımları. Bizim gibi Almanlar da Dörtlü Finali almak için başvurdu. Ama biz İzmir olarak, Türkiye olarak şahlanmalı ve bu organizasyonu mutlaka almalıyız. Vali Cahit Kıraç'ın konuyla ilgilenerek bir "Organizasyon masası" talimatı vermesi şart. Karşıyakalı basketbolcular "Dörtlü Final"de hem maçlara EXPO İzmir bez pankartı ile çıkarlar hem de EXPO amblemini formalarında taşıyabilirler. Bunun TV'ler aracılığıyla yapacağı reklamın para olarak karşılığı hesap bile edilemez. Ayrıca Valimizin talimatıyla gelecek kafileler Balçova Termal Otel'de ağırlanabilir, Valilik Pınar KSK'ye böyle bir katkı da yapabilir.
***
Kaf-Kaf'ların Dörtlü Finali alması için Folkart'ın patronu Mesut Sancak yüklü bir ödeme yaptı. Şimdi Bakanlarımız Binali Yıldırım ve Suat Kılıç'tan, Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel'den de katkı bekliyoruz. Sn. Yıldırım maçtan sonra KSK Kulüp Başkanı Cihan Büyükoral'ı telefonla arayarak kutlamış, bu konuda ki ilgisini ve hassasiyetini belirtmiş, ne kadar güzel. Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel'in de Uluslararası Basketbol Federasyon Başkanlığı'na (FIBA) aday olduğunu öğrendik. Düşünün 41 ülkenin katılımıyla FIBA Kongresi İzmir'de yapılacak. Hem Demirel için hem de gelecek yüzlerce konuğun İzmir'e yapacağı maddi katkılar açısından ne kadar güzel. Federasyon Başkanı Turgay Demirel FIBA Genel Sekreteri Patrick Baumann ile Kayseri'de özel bir görüşme yaptı, Pınar KSK'ye her türlü desteğin verileceğini vaat etti. İşte bu aşamada, herkes Pınar KSK'nin başarısı için kolkola verip zafer şarkıları söylerken ve kıyamet koparken Yaşar Holding'in sessiz kalması ilginç. Onların da bir şeyler yaparak Final Four'a katkı yapması gerekmez mi? Haydi bakalım, bir ülke bilinci, kent bilinci yaratabilecek miyiz?
Gençler dinliyor ve sorguluyor...
Bu seçimlerde kadınlar kadar önemli bir kitle de, gençler. Özellikle büyük kentlerde seçmen sayısının yüzde 15'i kadar yeni seçmen yerel yöneticiler için oy kullanacak. Geçen seçimlerde oy kullanamayanları da kattığımızda bu oran yüzde 25'lerde. Hiç de küçümsenmeyecek bir kitle.
Ve elbette gençler kendilerine yakın duran, sıcak buldukları isimlere destek verecekler. Siyasi parti tercihinin yanı sıra yerel seçimlerde kişilerin de ön planda olduğunu unutmamak gerek.
Yine gençler 'genç adaylar'la tabii ki daha iyi anlaşacak. Geçen yıl Türkiye'de bir ilke imza atarak 'Genç Girişimci Akademisi'ni kuran Konak'ın devlet deneyimli Başkanı Hakan Tartan, sivil toplumun yanı sıra gençlerle de iyi ilişkiler içinde. Gençler sık sık onun kapısını çalıyor, o gençlere hemen her alanda destek oluyor. Özellikle üniversite gençlerinin 'dost mobilyacısı' Hakan Tartan. Hepsinin evlerini dayıyor, döşüyor.
Bakıyorum, son dönemlerde Türkiye'nin birçok üniversitesinden gençler hem siyasi deneyim hem yaşam dersi için eski başarılı bakan ve devlet adamı, şair ve akademisyen kimlikli yeni Belediye Başkanı Hakan Tartan'ı ağırlıyor. Çanakkale'de 18 Mart Üniversitesi'ndeki son 'genç buluşma'da Tartan gençlerin gönüllerini fethetti.
Sadece İzmirliler değil, Türkiye'nin birçok yerinden gençler Türk siyasetinin 'parlak yıldızı' Hakan Tartan'ın 'barış, sevgi ve içtenlik' dolu konuşmasını büyük beğeni ile izlediler. Küçük bir araştırma yaptım, sonuç gençlerin notu ile 'dört dörtlük'.
İzmir siyaseti bu tür donanımlı siyasetçilerle güç kazanıyor. Kavga, tartışma ve mazeret üretenlerle değil!
küpe
Talih kördür ama başkalarınca görüülür.
Bacon
günün fıkrası
Güzel cevap
Doğum sancıları çeken veliaht prenses, ünlü hekim Levret'e, "Sizi seçtiğimiz için çok şanslısınız. Bu doğum sizi meşhur edecek" dedi.
Levret soğuk bir tavırla mukabele etti:
"Şu halimle meşhur olmasaydım, beni çağırmazdınız."