• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Bir başka 9 Eylül ERKİN USMAN

Bir başka 9 Eylül

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.09.2013, 00:00
Balkanlar kaynıyor, Ege tutuşuyordu... Ulu Önder Osmanlı'dan sonra Türkiye'yi kurtarmak için mücedele ediyor, ulusal bilinç yavaş yavaş hareketleniyordu... Ata'nın yanında olan Efe'ler dağa çıkarken, kalbi Türkiye için güp güp atanlarda Balkanlarda yerinde durumıyordı.
Her taraf bir ateş çemberiydi...
İşte, kalbi Anadolu, Türkiye için atanlardan bir tanesi de Bosna'da tuhafiyeci Hıfzı Salnur'du... Ata'sı Türkiye'de savaşırken, o da bir gece oturdukları kahvehanede gaz lambasını patlatarak, "Kendimizi yakarız. Öldürürüz" diyerek mücedele destek veriyordu.
Salnur, sonunda Anavatan'a geliyordu... Hıfzı Salnur'un 4 çoucuğu oldu... Dr. Salih Salnur, Enver Salnur, İzmir'de herkesin Baba Özer diye bildiği KSK'li ve Galatasaray'lı basketbolcü Özer Salnur ve Hasan Salnur... Hasan Salnur 1936 yılında 9 Eylül günü doğuyordu. Babası Hıfzı'nın balkanlarda başlattğı mücadelinin bu anlamlı günde dünyaya geliyordu. Yıllar ilerliyor, herkes yeni Türkiye'de yaşamını kurmaya çalışırken, Hasan Salnur Selanikli Sevgi ile evlenip mutlu bir yuva kuruyordu.

Yıllar geçiyordu

Hasan gençlik yıllarında güreş sporuna gönül veriyordu. Bir taraftan da tuhafiye toptancılığı yapıyor, diğer taraftan spor için yanıp tutuşuyordu.
Bostanlı'daki Nihat'ın kahvesinin bulunduğu bina bir zamanlar Hasan Salnur ve alilesinindi. Her 9 Eylül'de kazanlar kuruluyor, sokak bir aşevine dönüyordu. 9 Eylül her ne kadar Hasan Sulnur'un doğum günü idiyse de asıl olan Kurtuluş Gününün kutlanmasıydı. Bu her 9 Eylül'de böyle olurdu...
Zaman su gibi geçerken, Balkanlar'da ilk ateşi yakan Hıfzı Salnur da yıldan yıla güçten düşüyordu. Hasan, babasına gözü gibi bakarken, çok sevdiği sporu ister istemez geri plana atıyordu. Mimar Kemalettin'de toptan tuhafiye işi yapan Hasan Salnur 1950'de Kore savaşına gönderiliyordu.
Ailenin 4 evladından en küçüğü Kore'ye gitmeden önce de hep güçsüzlerin yanında oluyor, yardım severliği ile anılıyordu. Bu yardımlar o kadar gizli yapılıyordu ki.. Bunun en güzel örneği de şuydu. Bostanlı camisinin mimnaresini yaptıran Hıfzı Salnur'a o dönem "adınızı buraya yazacağız" demişlerdi. Ancak o karşı çıkmış, diretilmesi üzerine de "Tamam ancak adımı minarenin içine yazabilirsiniz" demişti...

Biz dönelim Kore'ye...

İçindeki spor sevgisi atamayan Hasan, orda Ordulararası Güreş Şampiyonası'na katılıp birincilik alıyordu. Kore'den döndükten sonra madalyasını babasına ve annesine verirken, ailenin tüm fertlerinin gözünden yaşlar boşalıyordu. Babasına bakmış, bunun onuru bir madalya olarak kabul etmiş, en sonunda da fizik olarak bir önem taşıyan madalyasına almıştı.
Bostanlı'da ve İzmir'de hayırveverliği tanınan Hasan Salnur'un yarın doğum günü.. Ruhu şad olsun... Geride bıraktıkları evlatları büyükten küçüğe Nigar Şanlı Salnur, Figen Baz, Semih Salnur ve dedesinin adını alan Hıfzı Salnur'a Allah daha da başarılar ve ömür versin...

İzmir, Kemal Gürüz'e kavuştu

Gürüz Ailesi devre devre İzmir'e ve Türkiye'ye büyük hizmetlerde bulundu. Rahmetli Hakkı Gürüz Türk futbolunun yetiştirdiği en büyük hakemlerden biriydi, uluslararası alanda ün yaptı. Ayrıca Ticaret Lisesi ve YETO'da (Yüksek Ekonomi Ticaret Okulu) hoca olarak binlerce öğrenci eğitti. Evlatları Prof. Dr. Kemal Gürüz ve Prof. Dr. Yüksel Gürüz de bu ülkeye son derece önemli hizmetler verdiler, veriyorlar.
Prof. Dr. Yüksel Gürüz halen Ege Üniversitesi Parazitoloji Bölüm Başkanlığı yapıyor, babası gibi Türk futboluna yönetici olarak hizmetten de geri kalmıyor.
Ağabeyi Prof. Dr. Kemal Gürüz ise bir eğitim dehası. Bornova Anadolu Lisesi'ni bitirdikten sonra ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü yaptıktan sonra Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanlığı yaptı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü'ne ve Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı'ne seçildi.
***
Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün yaşam kesitinde son derece önemli görevler var.
TÜBİTAK Başkanlığı da yapan Gürüz, 1995'te YÖK Başkanlığı'na getirildi. Cumhurbaşkanı tarafından bu göreve üstüste ikinci kez görevlendirildi. Emekli olduktan sonra Kadir Has Üniversitesi Uluslararası Danışma Kurulu Üyeliği görevini de yürüten Prof. Dr. Kemal Gürüz, 28 Şubat soruşturması kapsamında 25 Haziran 2012'de Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanarak Sincan Cezaevi'ne gönderildi. Bu yıl 5 Ağustos'ta 13 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak kararın haksız olduğuna ilişkin yapılan itiraz üzerine 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tahliye edilmesine karar verildi.
***
Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün tahliye edilmesi Gürüz Ailesi'nde ve onu tanıyanlar arasında büyük sevinç yarattı. Amerika'nın San Jose kentinde görevli oğlu Murat, babasına rutin ziyaret yaparken tahliye olduğunu öğrenince bayram yaptı.
Ayrıca Sincan Cezaevi kapısında onu karşılayanlar arasında Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunç Özgen ve eşi Prof. Dr. Canan Özgen ve kardeşi Prof. Dr.Y üksel Gürüz ve sevennleri vardı. Dileriz Gürüz Ailesi ve İzmirliler, özellikle Gürüzlerin yaşam kesitinde önemli yer tutan Karantinalılar, böyle bir üzüntüyü bir kez daha yaşamasın.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA