İkisi de Karşıyakalı, ikisi de Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu (YETO) mezunu...
İkisi de Demokrat Parti Gençlik Kolları yönetimindeydi.
İkisi de sporcu. Biri milli tenisçi, öteki boyu posu gereği basketçi.
Birinin adı Beliğ Beler, öteki Sezai Akdağ.
Rahmetli Adnan Menderes de başbakan. Aynı zamanda Demokrat Parti Genel Başkanı.
* * *
O yılların dillerden düşmeyen tabiri ile "Türkiye seçim sathı mailine" girmişti.
Bugünün Türkçesiyle söyleyelim, "seçim eğik düzlemine" girmiştik.
İzmir de, Demokrat Parti'nin kalesi.
Ön seçim yapıldı.
İktidarın birçok ünlü ismi bu kentten adaydı.
Ne var ki, önseçim sandığından çıkan isimlerin başında Beliğ Beler ile Sezai Akdağ yer almıştı. Onları Ömer Atavardar ile Mustafa Bozoklar takip ediyordu.
Demokrat Parti'nin birçok ünlü ismi neredeyse liste dışı kalacaktı.
Aday listesinin tepesine oturan bu iki genç siyasetçiyi Menderes, Ankara'ya çağırdı.
Önce parti içi çalışmalarını ilgi ve övünçle izlediğini söyledi.
"Bravo size, bravo..." dedi ve ardından ekledi:
"Ama çok gençsiniz. Siyaset meydanında kavrulmanız lazım. Ben size garanti veriyorum, sizi bırakmayacağım. Ama bu seçim için bana müsaade..."
* * *
Menderes'in isteğini ikisi de kıracak değildi.
"Başüstüne..." dediler.
Partilerinden kopmadılar, zaman içinde Sezai Akdağ milletvekili, Beliğ Beler de senatör oldu.
* * *
27 Mayıs darbesinin zulmeti Türkiye'nin ve özellikle İzmir'in üzerine çökmüştü.
Darbecilerin hedefinde yine bu iki genç Demokrat Partili vardı.
Darbeciler evlerini bastı ve bu iki Demokrat Partiliyi Poligon'a getirdiler.
İsmet Sezgin ile Nahit Meneteşe Aydın'dan, Alim Efe de Ödemiş'ten getirilmişlerdi.
Bir süre sonra Beliğ Beler için tahliye kararı çıktı.
"Üzüldüm... Arkadaşlarımı özleyeceğim..." dedi ve Poligon kapısından çıkarken çevresine saran gazetecilere bir mesaj verdi:
"Bizi buralara sürükleyenler unutmasın. Yassıada'nın karşısında bir de Hayırsız Ada var. Onları da oraya biz tıkacağız."
Beliğ Beler'in özgürlüğü sokağın başına kadar sürdü. Yolunu kesen jandarmalar, Beliğ Beler'i boş bıraktığı koğuşuna geri getirdi.
* * *
Siyaset aleminin bu renkli ve herkesin örnek alacağı simasını kaybettik.
Beliğ Abi örnek alınacak bir gazeteci, bir sporcu, siyasetçi ve aile reisi idi.
Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun...
küpe
Sanat, sırrını bilenler için bir tutam otun içinde saklıdır. Bu sırrı bilmeyenler, onu bir dağın altında gizli sanırlar.
Victor Hugo
günün fıkrası
Papaz ve merdiven
Birkaç papaz takılmak için Nasrettin Hoca'ya sordular:
"Hoca, merak ediyoruz. Sizin Peygamberiniz Mir'aç için gökyüzüne nasıl çıktı acaba?"
"Nasıl çıkacak. Hazreti İsa için kurduğunuz merdivenlerle..."
tarihten
Beş Churchill, bir Elvis
İngiliz Başbakanı Winston Churchill evinden çıkınca, bir genç kız aniden yanına geldi ve beş imza rica etti.
Churchill, "Bir tanesini anladık. Beş tane niçin?" diye sordu.
Kız'dan cevap:
"Çünkü, beş Churchill'e bir Elvis Presley veriyorlar."
laflama
* Birileri hep kul hakkı, kul hakkı diyorlar. Kimse "Hakkı sen ne diyorsun bu işe kardeş?" diye sormuyor!
* Çok iyi halterci her şeyi kaldırır kaldırmasına ama şaka kaldırmaz baştan söyleyeyim!
* Kızdığımız insanlara, hayvan adlarıyla saydırıyoruz hani ya... Köpek, eşek, öküz, çakal. Eminim, hayvanlar kendi aralarında birbirlerine kızdıkları zaman insan diyorlardır!
* Evlenemeyen kızlar için "Evde kaldı" denmesine gıcık kapıyorum. Evlenen çoğu kadın evden çıkabiliyor sanki!
* Peki soruyu değiştirelim "Issız bir ada-let'e düşseniz yanınıza alacağınız 3 şey ne olur?". Hadi bakalım, istediğiniz yerden başlayın, kolay gelsin.
* Çarşamba'yı sel aldı. Meteoroloji, önceden uyarmıştı. Önlemini alsaydınız di mi ama?
* Rahmetli Duygu Asena'nın da dediği gibi evet "Kadının Adı Yok" belki ama kafa şişirmesi çok be hemşerim!
İbrahim Ormancı'dan