Türkiye'nin en önemli kadın platformlarından Aktif Emekli Kadınlar Derneğini 1989 yılında kurdu.
Merkezi Karşıyaka'da bulunan Aktif Emekli Kadınlar Derneği'nin binlerce üyesine hizmet verdi.
Emekli kadınların haklarını savundu. Yürüyüşler, paneller ve sık sık basın toplantıları düzenledi.
Müyesser Turfan heyecan yüklü bir kadın. Hem de tuttuğunu koparacak cinsten.
Önce Ecevit'ten sonra da Alpaslan Türkeş'ten milletvekilliği teklifi aldı.
Ama o, dernek hizmetlerini tercih etti.
***
Karşıyaka Örnekköy'de herkesin gıpta ile baktığı bir huzurevi inşa etti. Yıllarca hizmet veren bu huzurevi şimdi kadın sığınmaevi oldu. Bu evin adı Müyesser Turfan Kadın Sığınmaevi oldu.
Günün birinde Müyesser Turfan:
"Yoruldum... Artık çoluk çocuğuma, torunlarıma vakit ayıracağım" dedi.
Çevresindeki kadınlara teklifte bulundu:
"Kim bu işi yapacağına inanıyorsa, mührü ona vereceğim."
Aktif Emekli Kadınlardan hiçbiri:
"Ben bu işte varım..." diyemedi. Göreve yanaşmadı...
Ve sonunda Müyesser Turfan, evraklarını topladı, kapıyı kilitledi ve anahtarla birlikte hepsini yetkili makamlara teslim etti.
pazar keyfi
Fınduk fistuk
Dursun askerden yeni dönmüştü. Askerlik anılarını Temel'e büyük bir heyecanla anlatıyordu.
"Ula Temel, bizim bi komutan vardı. Bi cörecektun adam lazları semeyu da!...Bakayi eğer tipi laza benzeyse, bi finduk de bakayım, diyor. Finduk deyince laz olduğun anlaşılıyor, çektirmeduğu kalmiy... Aman Temel, fınduk demeyi öğren de bari sen ezuyet çekme..."
Temel çalışmış çabalamış ve fındık demeyi öğrenmiş. Kadere bakın askere gittiğinde aynı komutana düşmüş.
Komutan bakmış, bu kesin Laz...
"Fındık de bakalım" demiş sert bir eda ile...
Temel hemen:
"Fındık komutanım..." demiş.
Komutan:
"Nasıl olur yahu? Bu adam kesinlikle Laz. Ulan!" demiş ve eklemiş:
"Bir de fıstık de bakayım..."
Temel hemen:
"Fistuk..." demiş ve yemiş dayağı.
Bir zamanlar Bayraklı
İncir yedikten sonra gazoz içmek olur mu?
Arap Osman, Secaat İçpınarlı, Cengiz Şensoylar, Hilmi Amca'nın bahçesindeki incir ağacının altına oturup, öğleden sonra Alsancak stadında oynanacak Altay-Galatasaray maçına gitmek için hazırlık yapıyorlardı. Halil Amca'nın oğlu Akın Eral ağacı çıkarak elindeki sepete topladığı incirin bir kısmını avuçlarını açan arkadaşlarına atıyordu.
Altaylı Secaat herkese bol bol incir ikram ederken, Akın da arkadaşları ile birlikte karınlarını tıka basa dolduruyorlardı.
Bir süre sonra oyunun ikinci perdesine sıra gelmişti.
Bakkal Secaat:
"Haydi arkadaşlar maça az kaldı. Dükkana uğrayalım, size gazoz ikram edeyim" diyerek arkadaşlarını çarşıya götürüyordu.
Buz gibi gazozları içmişler, mideleri serinlemiş, neşe içinde birbirlerini maç üzerine kızdırmaya başlamışlardı.
Ancak, stadyuma girerken midelerinde infilaklar, karın ağrıları başlamıştı.
Olmayacak zaman ve biçimdeki bu tablo keyifleri kaçırmışıtı.
Peki?
Akın Eral ile Bakkal Secaat niçin gazoz içmemişlerdi.
Takımlar sahaya çıkarken Arap Osman ve Cengiz Şensoylar tuvaletten çıkmıyor, golleri izleyemiyorlardı. Bu oyununu senaryosunu Secaat hazırlamış, Akın da uygulamaya geçirmişti.