Rahmetli Akif Küçükbay, 1960'lı yılların başlarında Kırkağaç'ta gıda toptancılığı yapıyordu. Akif Küçükbay, kendini tamamen çalışmaya adamış, azimli ve ileri görüşlü bir insandı. Ticarette de doğruluğu, dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile tanınırdı. Bu özellikleri ile ticarette hızla kendini geliştirdi ve bir süre sonra Kırkağaç kendisine küçük gelmeye başladı. Grubun bugünkü önderi Ahmet Küçükbay anlatıyor:
"O yıllarda, ben ve kardeşim Halil de büyümüştük. Babamıza destek olmaya çalışıyorduk. 1978 yılında İzmir'de şimdiki fabrikamızın yerinde bulunan tesisi satın alarak deterjan ve sabun imalatına başladık. Böylelikle 1978 yılında ticaretten sanayiciliğe geçiş yapmış olduk."
***
Bir soru:
"Gelişme sürecinizi anlatabilir misiniz? Hangi aşamalardan geçerek bugünlere geldiniz?"
Küçükbay'dan yanıt:
"Sabun ve deterjan imalatından sonra 1979 yılında Orkide markasıyla yağ üretimine başladık. Günümüzde ise 1.500 ton kapasiteli bir tesise ulaştık. Bornova'daki fabrikamızda ülkemizde tüketime konu olan bütün yağ çeşitlerini üretiyoruz. 2003 yılında 20 milyon Euro tutarındaki bir yatırımla modern ve yüksek teknolojiye sahip margarin üretim tesisini de faaliyete geçirdik."
***
Sorduk: "Şirketin bugünkü durumu hakkında neler söylersiniz? Üretim, istihdam, ciro rakamları nedir?"
Küçükbay'dan yanıt:
"Orkide markası bütün yağ gruplarında kuruluşumuzdan beri kullandığımız bir marka. Dünyada bilinen bütün önemli kalite sertifikalarına sahibiz. Ülkemizde sıvı yağ tüketiminin yaklaşık yüzde 80'ini ayçiçekyağı oluşturuyor. Bizim de bu tüketime yönelik olarak üretimimizin büyük bölümü ayçiçekyağı. Tüketicinin tercihine bağlı olarak mısır, kanola, soya yağı da üretiyoruz. Yağ ihracatında 10 yıldır Ege Bölgesi şampiyonluğunun sahibiyiz. Ülke genelinde de ihracatta önemli başarılara imza atmaktayız. Orkide'yi bugüne kadar 122 ülkeye satmayı başardık.
***
Bir soru daha...
"Yeni yatırımlarınız hakkında bilgi verir misiniz? hangi alanlarda ne yatırımları gerçekleştiriyorsunuz?"
"İki yıl önce ham yağ üretimi de yapma kararı aldık ve grup şirketimiz Reka A.Ş.'yi kurduk. Bu şirketimiz, 70 milyon dolarlık bir yatırım yaparak günde 1.500 ton kırma kapasiteli fabrikasını Tekirdağ Muratlı'da geçtiğimiz yıl faaliyetine başlattı. Bu tesisimizde ayçiçeği tohumundan ham yağ elde ediyoruz ve yine aynı tesiste ham yağı rafine ederek nihai ürün olarak pazara sunabiliyoruz. Tekirdağ Muratlı'daki tesisimiz ülkemizin en yüksek kapasiteye sahip entegre yağ tesisi olma özelliğine sahip."
Sorulara devam...
"Orkide'nin markalaşma süreci konusunda bugüne kadar neler yapıldı, Bundan sonra neler yapılması planlanıyor? İzmir'de marka olmanın zorluklarını yaşadınız mı?"
İşte cevabı:
" Tüketicimize verdiğimiz kalite ve güvenilirlik sözününün her zaman arkasında duruyor, bunu destekleyen gelişmeleri ve oluşumları yakından takip ediyoruz. Güçlü bir marka olmanın tüm unsurlarını yerine getiriyoruz. Dünyanın tek devlet destekli markalaşma programı Turquality'ye katılmamızı da markamızın geleceğine yaptığımız önemli bir yatırım olduğuna inanıyorum. Turquality ile dünya markası olma yolundaki adımlarımızı hızlandırdık. Ekonomi Bakanlığı'nın, 10 yılda 10 dünya markası hedefiyle başlattığı Turquality programıyla küresel Türk markaları oluşturmak ve bu sayede Türkiye'nin marka gücünü artırmak amaçlanıyor. Bu hedefler doğrultusunda oluşturulan ortak akılla eminim daha hızlı yol katedilecek; güçlü Türk markaları ile refah toplumların temelinde yatan üretimde kalite, istihdam ve ihracatta önemli aşamalar kaydedilecek."
***
"Son olarak hem kendi sektörünüzü hem de Türkiye ekonomisini değerlendirir misiniz? 2014 nasıl bir yıl olacak?"
Cevap:
" Ülkemizde önemli gelişmeler yaşanıyor. Dünya piyasalarının girdiği sıkıntılı durumdan hem ülke olarak hem de sektör olarak payımızı alsak da bunu en aza indirgemek için büyük bir çaba harcıyoruz. Ülkemizde yağ tüketimi gelişmiş Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük seviyelerde. Bu konuda ev dışı tüketimin önemli etkisi var. Sektör büyüyor fakat karlılık oranlarında gerileme de devam ediyor. Fiyat bazlı rekabet sektörde çok fazla. Hammadde konusundaki dışa bağımlılığımız maliyeti etkileyen en önemli unsur. Dolar ve Euro'nun ani yükselişi tüm piyasaları etkiledi. Şu anda belli seviyeler korunuyor. Bu yılın ilk yarısında iyi bir dönem geçirdik, yıl sonuna kadar da böyle gitmesini temenni ediyoruz."