Dün İzmir'deydik. Değişim Hareketi Lideri Mustafa Sarıgül'ün bir bakıma siyaset yoluna revan oluşunu ilan ettiği mitingi izlemeye geldik. Sarıgül'ün çıktığı bu uzun yola İzmir'de başlaması herhalde iddiasıyla ilgili olsa gerek. Türk siyasi tarihinin pek çok köklü hareketi Ege'den ve İzmir'den başladı. Örneğin Atatürk devrinde kurulan Serbest Fırka'nın lideri Fethi Okyar faaliyetlerini İzmir'de yaptığı mitingle başlatmıştı. Fethi Bey'in İzmir'de gördüğü büyük sevgi ve coşku İsmet Paşa'nın uykularını kaçırmıştı. Bir muhalefet partisi kurması için arkadaşı Fethi Bey'i teşvik eden Atatürk, İnönü'nün ağır baskılarına dayanabilse ve Serbest Fırka'nın yaşamasına izin verseydi, ihtimal dahilindedir ki bugün Türkiye çok daha ilerde bir ülke olurdu. Aynı şekilde Demokrat Parti'nin de kuruluşunun hemen arkasından Ege'nin verdiği büyük destekle bu partinin iktidara gideceği anlaşılmıştı. Nitekim Adnan Menderes'i DP'nin başına getiren nedenlerden birisi Ege'nin DP'yi benimsemiş olmasıdır. Şimdi de benzer bir çıkışı Mustafa Sarıgül yapıyor. Dün bizzat miting meydanında gözlemlediklerimiz kısaca şöyle.
***
İzmir'de puslu bir hava vardı. Zaman zaman yağmur kendini gösteriyordu. Öyle sanıyorum ki pek çok insan yağmur yağma ihtimalinden dolayı evinden çıkmadı. Bundan dolayı olsa gerek miting meydanında beklenen kalabalık yoktu. Gerçi polis kayıtları 40 binin üzerinde insan olduğunu söylüyor. Miting alanı çok dağınık olduğu için ben bir karara varamadım ama herhalde 25 bine yakın insan vardı dün Bornova meydanında... Benim için insan kalabalığından daha önemli kriterler var bu tür toplantılarda. Coşku var mıydı mesela? İnsanlar mitinge ailecek mi gelmişler, yalnız mı gelmişler? Dün tanık olduğum insan manzaralarında hem büyük coşku vardı hem de İzmirliler mitinge daha çok aileleriyle katıldılar. Bu çok önemli bir göstergedir. Tabii bu arada bu hareketin tutacağının benim açımdan en büyük göstergesi Sarıgül'ün doğru siyaset arkadaşları bulmasıdır. Mesela Ege'nin sorumluluğu Ege-Koop Başkanı Hüseyin Arslan'a verilmiş ki, çok isabetli bir tercih. Dünkü miting şüphesiz büyük bir parti mitinginden farksızdı. Kışın ortasında, orta yerde seçim yokken böyle coşkulu bir mitingi herhalde sadece AK Parti yapabilirdi. Tabii bu arada dünkü mitingde çok da acemilikler gözlemledik. Mesela miting yeri seçimi çok yanlış olmuş. Ben bizzat izledim, binlerce aile miting alanına giremedikleri için geri döndü. Ses düzeni bu kadar önemli bir miting için yeterli değildi.
***
Sarıgül olayı önemle izlenmesi gereken bir olay. Yeni oluşumlar içerisinde bir rüzgar yaratan tek hareket Türkiye Değişim Hareketi. Hırslı ve şeytan tüyü olan bir siyasetçi Sarıgül. Bana göre en büyük avantajı Türk insanını iyi tanıyor olması. Türkiye'nin şifrelerini iyi çözmüş. İnsanların dinlerinin ve inançlarının önemini iyi kavramış. Eskiden olduğu gibi Baykal kompleksiyle yaşamıyor artık. Bir bakıma zihni özgürlüğünü kazanmış. Sarıgül'ün sağ kolu ve vefalı arkadaşı Hasan Aydın "Bizim için CHP diye bir parti yok, biz yepyeni bir hareketiz ve kendi yolumuzda, kendi fikirlerimizle yürüyeceğiz" diyor. Sarıgül'ün söylemlerinden anladığımız kadarıyla bu siyasi hareket CHP gibi AK Parti düşmanlığı üzerinden siyaset yapmayacak. Seçmenin sadece soluna değil tamamına hitap edecek. Bu tutum işe doğru yerden başladıklarını gösteriyor, ancak Mustafa Sarıgül'ün daha henüz sağlam ve kolay anlaşılır bir siyasi dil oluşturamadığını görüyorum. Dünkü mitingde bu eksiği yine göze çarptı. Sarıgül yanına muhakkak birkaç tane iyi danışman-metin yazarı almalıdır. Onlar Sarıgül'ün fikirlerini, hayallerini sağlam bir biçimde siyasi söylem kalıbına dökmeliler. Umarım Mustafa Sarıgül'de pek çok liderde olan Tanrı'nın her şeyi bilen seçilmiş kulları duygusuna kapılmaz. Sarıgül'ün dünkü mitingde ne söylediğinin bana göre çok önemi yok. Dün İzmir'de olan önemli hadise, Türk siyasi hayatına bütün dengeleri değiştirecek, CHP'nin kaderini belirleyecek güçlü bir hareketin dahil olması; genç ve inatçı bir liderin sahneye çıkmasıdır.