• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Başbakan'ın konuşmasının örtülü anlamı

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.06.2010, 00:00
İnsani yardım gemilerine yönelik barbarlıktan sonra her şey birden bire değişti. Türkiye, bu gelişmeyi bir haysiyet meselesi olarak algıladı ve devlet varlığını bütün güç unsurlarıyla birlikte sahaya sürdü. Önce Başbakan Güney Amerika dönüşü ayağının tozuyla Meclis'te bir konuşma yaptı. Bu konuşmada söylenenlerin açıkça söylenmeyenler için söylenmiş olduğunu bilelim. Bu konudaki değerlendirmelerimizi güçlendirmek için Türk devletinin diğer unsurlarının gösterdikleri tavırları da ortaya koymak gerekecek.
1- Önce Başbakan Güney Amerika dönüşü uçakta, "Alacağımız karar ülkemiz için hayırlı olsun" şeklinde ilginç bir açıklama yapıyor.
2- Genelkurmay Başkanı, İsrailli meslektaşı ile konuştu ve "Saldırı kabul edilemez" mesajını açık bir dille iletti. Devlet kararlılığını hissettirdi. İki meslektaşın iyi dost olduğunu hatırlatalım.
3- Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı. Bu arada Amerika'da milli tatil günüydü ve bilinir ki Amerikalılar bu günde kıllarını kıpırdatmazlar. Konsey acilen toplanıyor ve İsrail'i kınama kararını ve başka kararları alıyorlar. Bir hatırlatma: Güvenlik Konseyi'nin tarihinde bu kadar kısa sürede toplanması çok nadirdir ve İsrail'i kınama kararı alması ise neredeyse yoktur.
4- Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Clinton ile 2.5 saat süren bir görüşme yapıyor ve İsrail'e 24 saat süre tanıdıklarını aksi taktirde ne yapacaklarını anlatıyor.
5- NATO toplanıyor ve Türkiye'nin istekleri doğrultusunda bir açıklama yapıyor.
6- Ve Başbakan Erdoğan parti grubunda o gizli mesajlarla dolu tarihi konuşmayı yapıyor.
7- Bu arada İsrail daha önce yapacağını söylediği her şeyden vazgeçiyor ve Türkiye'nin taleplerini büyük bir hızla yerine getiriyor. Tutukladığı insanları Türkiye'ye iade ediyor.
***
Şimdi herkesi son iki günde cereyan eden bu gelişmeleri bir bütün olarak düşünmeye davet ediyorum. Türkiye'nin bu denli bir üst kararlılık sergilemesinin nedeni acaba sadece İsrail'in saldırısı mıydı? Bence hayır! Türkiye devleti İskenderun'daki PKK saldırısı ile yardım gemilerine yapılan saldırıyı aynı iradenin yaptığına inanıyor.
Bunu açıkça söylemiyor, çünkü elinde yeterli kanıt yok. Ancak devlet buna inanıyor. O nedenle devlet, zihninde bu ilişkiyi kurduğu andan itibaren insani yardım gemilerine yönelik saldırı Türkiye açısından "casus belli" gerekçesi olmuştur.
Gösterilen tepkilerin açık ve kararlı olmasının nedeni budur. Devlet adamlarımız bunu özellikle ABD'li muhataplarına iletmişlerdir ve onlar da Türkiye'yi anlamışlardır. Türk devleti Tokat, Giresun ve İskenderun saldırılarıyla İsrail arasında bir bağlantı tespit etmiş olmalıdır. Nitekim Başbakan'ın konuşmasını bir bütün olarak değerlendirdiğimiz zaman, bu konuşmanın ustaca gizlenmiş ama muhatabının çok net anlayacağı şu mesajdan ibaret olduğunu görüyoruz: "Yaptığın her şeyi biliyoruz, seni korsanların müstahak olduğundan daha kötü bir biçimde cezalandırırız."
Türkiye İsrail'i en yüksek kararlılıkla, askeri yöntemlerle cezalandıracağını ifade etmiştir ve bu kararlılık başta İsrail olmak üzere, ABD ve ilgili ülkeler tarafından ciddiye alınmıştır.
Yaşananların arka planı budur ve sözler bunun için söylenmiştir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA